Üretimi teşvik etmek yerine ithalat yaparak fiyatı düşürmeye çalışmak tam da dünya lideri bir ülkenin yapacağı türden korkunç derecede zekice bir çözüm! Nitekim bunu dünyanın en gelişmiş ülkelerinden Fransa yıllar önce görüp ödüllendirdi.
Yıl 2012... Yer Fransa... Görkemli bir tören yapılıyor. Fransa’ya hizmetlerinden dolayı layık görünenlere Fransa hükümeti tarafından Şövalye Liyakat Nişanları veriyor.
Geleneksel olarak 1883 yılından itibaren verilen liyakat nişanı ilk kez bir Türk bakanına nasip oluyor. “Chevalier dans l-Ordre du Merite Agricole” yani “Tarım Alanında Şövalye Liyakat Nişanı” AKP’nin Tarım Bakanı Mehdi Eker tarafından “onur duyularak” alınıyor.

*  *  *

Peki, Türkiye’nin tarım bakanı Fransa’nın şövalyelik unvanını nasıl hak etti?
Fransa özellikle hayvancılıkta sıkıntılı günler yaşıyordu. Hükümetin uyguladığı politikaları protesto eden çiftçiler, başkent Paris’teki dünyaca ünlü Eyfel Kulesi’nin önünde toplanmıştı.
Hayvan yetiştiricileri kendilerine ayrılan 50 milyon Euro’luk yardımı az bulmuş ve koyunlarını Eyfel’in önündeki yeşil alanda otlatmıştı. Paris’in Taksim’i, ünlü Champs Elysees Meydanı’nı işgal etmişlerdi.
Meydana giden yolları kapatan çiftçiler, lastik ve saman yakarak eylem yapmıştı. Çiftçiler, açtıkları pankart ve dövizlerle dönemin Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi de protesto etmişti.

*  *  *

Çıkış yolu arayan Fransa, Türkiye’yi “hedef pazar” seçti. Fransız Tarım Bakanı, bunun için 5 milyon Euro kaynak ayırdıklarını söylemişti.
Türkiye’de o yıllarda canlı hayvan ve et ithalatı için kapıları açtı. Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre, 2010- 2012 döneminde Türkiye Fransa’dan yaklaşık 250 milyon dolarlık canlı hayvan ve et ithalatı gerçekleştirdi.
Kendi yetiştiricisine hayrı olmayan Türkiye, Fransız hayvancılarının beyaz atlı şövalyesi oldu. Samanını bile yurtdışından ithal eden Türkiye’nin Tarım Bakanı pişkin bir şekilde Paris’e gitti, nişanı aldı, onur duydu! Kral yapsalar yeriydi...

*  *  *

Önceki gün alınan kararlara göre sıfır gümrük vergisiyle 500 bin canlı büyükbaş hayvan, 475 bin canlı koyun ve keçi, 75 bin ton taze veya soğutulmuş büyükbaş hayvan eti, 20 bin ton da çeyrek karkas et ithal edilmesinin önü açıldı.
Yanı sıra 750 bin ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır, 100 bin ton pirinç ithal edilecek. Birileri yine birilerinin şövalyesi olacak.
Tarım ve hayvancılık bugün çökme noktasına gelmedi. Zaten çoktan çökmüştü. Çiftçi diye bir şey kalmadı. Parayı yandaş ithalatçılar ve tekel holdingler aralarında paylaştı. Komisyonlar takır takır hesaba yattı. Hepsi kazandı. Şövalyeler ise dış mihraklar diye ağlaşıp milleti kandırdı.