“Hayatım kumarlarda kaybetmekle geçti” diyerek anılarını anlatan topçu Rıdvan, sıkıştırılmış olmalı, video çekip “güçlü Türkiye için evet diyor musun Arda...” amigoluğunu başlattı. Arda ise başka bir topçu... Milli maçta pirimi düşük buldu, duran topa vurmadı, gelen topu ezdi, milli takımın oyun planını bozdu diyerek topçuluğun imparatoru Fatih Hoca’dan azar işitip yedek kulübesine kapatılmıştı.  Anlayacağınız açık türbin amigoları sahalara erken sürüldü; seyirciye “gel... gel... Evet demeye gel...” dalgalanması çekiyorlar.
Bahçeli yama oldu.
Meclis’ten geçti.
Rıdvan amigo olacak.
Halktan da geçecek.
Rıdvan’ın ve Arda’nın topçuluktan kazandığı şöhretine muhtaç hale geldiklerine göre demek ki, sıkıntı var. Ülke yönetiminde tek kişiye “tiran” ya da “firavun” veya “diktatör” olma yolunu açma ihtimali yüksek olan “partili cumhurbaşkanı Anayasasına...” halkın yüzde 50’den daha fazlasının “hayır” demesi, ucu ucuna da olsa, mümkün.
Reis, sıkışmış olmalı.
Rıdvan!
At Reis’e bir sprint.
Arda!
Yap Reis’e bir asist.

*  *  *

Önce çok demokrattır.
3. Dönem Kuralı koyar.
Seçilip gelir.
20 yıl koltukta kalır.
Gitmek istemez.
Yeni Anayasa teklifi halktan onay alırsa Reis’in, 20 yıl daha, yani 2030 yılına kadar o koltukta kalacağı projeksiyon haberleri yazılıyor. Anayasa halktan dönerse işte o zaman kibir ve tek adam olma takıntısı tehlikeye girer. Anayasa teklifi, topçu Rıdvan ve topçu Arda’nın amigo dalgalanması, işini yitirenlerin kızgınlık duvarına çarpabilir, “hayır oyları” daha fazla çıkabilir.
Son verileri yazıyorum:
İşten atılmalar hızlandı.
Sigortalı işini yitiriyor.
2016 yılı Ekim ayında imalat sanayiinde çalışan sayısı 5 bin, KOBİ’lerde çalışan sayısı 22 bin azaldı. KOBİ’ler, hem patronları ve hem işçileriyle Tayyip Erdoğan için “ne eylerse güzel eyler” dediği ve 9 seçimdir destek verdiği Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler... İdari danışmanlık şirketleri, ekim ayında 13 bin işçisini işten attı. Bina ve çevre düzenleme firmaları 6 bin işçisini, konaklama, kara taşımacılığı, boru hattı şirketleri 4 bin çalışanını, makine, ekipman kurulumu ve onarımı şirketleri 3 bin çalışanını işten kovdular. Kasım, Aralık, Ocak aylarında işten çıkarmalar daha da hızlandı. (Bu veriler TEPAV’ ın İstihdam İzleme Bülteni’nin yeni yayınlan 58. Sayısından aktarıldı)

*  *  *

Rıdvan’ın tuzu kuru.
Arda’nın sırtı kalın.
İşsizler sormayacak mı: “Güçlü Türkiye için dalgalanma yapıyorsunuz da; bizi işsiz bırakacak aciz yönetimi kim yarattı?”

Hediye ve Anayasa!


Hazine Genel Müdürlüğü, Milletlerarası İktisadi İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği, DPT Müsteşarlığı, Büyükelçilik yaptı. Maliye Bakanı da oldu. Ziya Müezzinoğlu, tecrübelerini anlatan; “İKİ TÜRKİYE-ANILAR” adlı kitap yazdı. Yeni yayınlandı. Kitapta Hazine Genel Müdürü ilken kendisine hediye gelen bir altın saatin hikayesini şöyle anlatıyor: “Bir devlet bankasının müdürü altın bir saat bastırmış bana da gönderdi. Gönderen bir devlet görevlisi olduğu için, iade etmek yerine aldım ve Hazine’nin kasasına koydurttum. Hediyeye karşı hassastım. Basında “altın saati aldı evine götürdü” yayınları yapıldı. Yalan yayınlardı.  Benden sonra göreve gelen Hazine Genel Müdürü Kemal Cantürk, “Evet, Ziya Bey saati alıp götürmemiş, burada Hazine’de bırakmıştır” dedi.” Yeni Anayasa halktan da onay alırsa “Tayyip Erdoğan, 2030 yılına kadar Cumhurbaşkanı olarak koltukta kalabilir” diyen projeksiyon haberleri yazılıyor.  Suudi Kralı’ndan otelde aldığı hediyeyi açıklamadı. Oğlunun vakfına Suudi Kralı’nın verdiği 99 milyon 999 bin 999 dolar bağışın neyin karşılığı verildiğini de açıklamadı. Nerden nereye geldik; devlet yönetirken hediye hassasiyetinde yalama oluş mu var, yoksa rejim mi değişti?