Ülkemizin ağır gündem(ler)le sarsıntı, savrulma içinde olduğu bir dönemde, ortak dilimiz Türkçe’nin yara aldığı bir ortamda Dil Devrimi’nin 85’inci yılına eriştik. Harf Devrimi’nin 89’uncu,  Söylev’in de 90’ıncı yılını kutluyoruz. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, devrimlerin yapıcısı, eşsiz Söylev’iyle bugünümüzü de aydınlatan Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, Türk Dil Kurumu’nun kurucu üyeleri Samih Rifat’ı, Ruşen Eşref’i, Celal Sahir’i, Yakup Kadri’yi, Harf Devrimi’ne emek veren “Dil Encümeni/Dil Heyeti” üyelerini saygıyla anıyoruz.

dernek-112’nci Uluslararası Büyük Türk Dil Kurultayı, Bilkent Üniversitesi öncülüğünde Yunus Emre Enstitüsü Başkanlığı, Türkiye-Azerbaycan Dostluk ve İşbirliği Vakfı’nın birlikteliğiyle Romanya’da başladı. Romanya’da yaklaşık 100 bin kişinin Türkçe konuştuğunu, Mecidiye ilçesinde Demirel döneminde Kemal Atatürk Ulusal Koleji açıldığını Büyükelçimiz Osman Koray Ertaş’ın konuşmasından öğreniyoruz. Yunus Emre Enstitüsü, birçok ülkede Türkçe öğrenim kursları açıyor, kültürümüzü tanıtıyor. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş ve çalışma arkadaşları da, hükümetten destek aldıkça daha çok ülkeye yayılıyor. Yani tarikata, cemaate, örgüte bırakmadan bu işlerin yapılabildiği de gösteriliyor.

dernek-2BÖYLE DUYURDULAR

11 Temmuz 1932’de kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti’ne, dil kurultayı toplama emri de Atatürk tarafından veriliyor. Bilim insanlarının, yazarların, şairlerin, gazetecilerin, öğretmenlerin ve dile meraklı herkesin kurultaya katılabileceği duyurulmuş.
Atatürk, kurultayın radyodan canlı yayımlanmasını ister. İstanbul Radyosu ile Dolmabahçe Sarayı arasında kablo bağlantısı kurulur. Böylece bu salonda konuşulanlar, radyo aracılığıyla bütün Türkiye’ye duyurulur. O dönemde herkesin evinde radyo olmadığı için şehir merkezlerine kurulan ses düzeniyle radyo yayını halka ulaştırılır.
Kurultay, 26 Eylül 1932 Pazartesi günü saat 14.00’da Türk Dili Tetkik Cemiyeti Başkanı Samih Rifat Bey’in konuşmasıyla açılır. Başta Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet yönetimi tam kadro hâlinde Dolmabahçe Sarayı’ndadır. Dil uzmanlarının, Türkçe öğretmenlerinin yanı sıra Abdülhak Hâmit Tarhan, Samipaşazade Sezai, Halit Ziya Uşaklıgil, Reşat Nuri Güntekin, Ali Canip Yöntem, Fuat Köprülü, Hüseyin Cahit Yalçın, Celâl Sahir Erozan, Ruşen Eşref Ünaydın gibi Türk edebiyatının tanınmış şair ve yazarları ile gazeteciler kurultayda bildiriler sunar.
Şehirlerden uzakta yaşayanların Türkçenin en sade biçimini konuştuğu düşünülerek kurultaya Adana ve Kütahya köylerinden kadınlı erkekli köylüler, Karakeçili aşiretinden temsilciler de katılmışlar. Kurultay boyunca hem delegelerin hem basının hem de İstanbulluların ilgisi bu köylüler üzerinde olmuş.

dernek-3YOZLAŞAN, YABANCILAŞAN DİL

Bilim Kurulu, 12’nci Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı için 144 bildiriyi kabul etmiş. Romanya’da bu bildirilerin sunumu yapılıyor. Kurultaya Türkiye ve diğer ülkelerden katılan bilim insanları Türk dilinin kökleri, tarihi dönemleri, kaynakları, Türk dil bilgisinin çeşitli konuları, Türkçenin söz varlığı, etimolojisi, Türkçede yozlaşma ve yabancılaşma, kitle iletişim araçlarında Türkçenin kullanımında yaşanan sorunları ve çözüm yollarını, Türkçenin eğitimi ve öğretimi ile ilgili konuları bildirilerinde sunuyor. Bu bildiriler kurultay delegeleri ve dinleyicilerce tartışılıyor. Toplantının yapıldığı yer Bükreş Üniversitesi Tarih Fakültesi’nde Konferans Salonu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan ‘1. Türk Dili Kurultayı’ nın açılış günü olan 26 Eylül’ün, bütün okullarımızda, üniversitelerimizde, yurtdışı temsilciliklerimizde kutlanması, Milli Eğitim Şûrası’nda, Rasim Özyürek’in verdiği önergeyle kabul edilmişti. Bugün okullarımızda Türkçemize yeterince önem verilmiş olsaydı, dilimiz bu kadar yabancılaşmaz, bu kadar yozlaşmazdı.
Atatürk dil devrimiyle güzel Türkçemizi kendi öz değerlerine dayanarak, çağdaş bir kültür diline ulaştırmayı amaçlamıştı. Ülkemizde başta Türk Dil Kurumu, Sevgi Özel’in başkanlığını yürüttüğü Dil Derneği, dilimizin çağdaş bir devlet ve bilim dili olması için çaba gösteriyor. Ama bu konuda en büyük katkıyı, Uluslararası Dil Kurultayı’nın yolunu açan Prof. Dr. İhsan Doğramacı’dır. Oğlu Prof. Dr. Ali Doğramacı da, babasının vefatından sonra aynı çalışmalara desteğini artırarak sürdürüyor. Keşke başka üniversiteler de benzer çalışmaları yapsa... Türkçe, “ses bayrağımız”dır. Bayrağımızı koruduğumuz gibi dilimizi de korumalıyız...