“Fırat Kalkanı” harekatının simge isimlerinden biri Özel Kuvvetler Komutanı (ÖKK) Korgeneral Zekai Aksakallı’ydı. 2’nci ve 3’üncü tugay komutanları Tuğgeneral Halil Soysal ve Ertuğrul Erbakan da dönem dönem harekatın içindeydi.
ZEKAİ PAŞA, O İFADEDEN Mİ ALINDI?
Korgeneral Zekai Aksakallı’nın görev yerinin değiştirilmesi sürpriz sayıldı. Kuşkusuz, asker görevlendirdiği yere gidecektir. Ancak Aksakallı’nın görev yerinin değiştirilmesinde, bir ordu komutanının hakkında verdiği ifadenin etkili olduğu da söyleniyor.
O ifadeyi yazmadan, ulaşabilirsem Zekai Paşa’ya da konuyu sormak istiyorum. Çünkü Ordu Komutanı’nın ifadesi, “Bu görüşme, Zekai Paşa’nın beni cep telefonuyla aramasıyla gerçekleşti. Bu tür bir görüşme mutat bir görüşme değildi” diye bitiyor.
KOMUTANLAR AÇIKLASIN
Bazı komutanlar, kendilerinden kıdemsiz komutanların emrinde çalışmayı askeri teamüllere uygun bulmadıkları için geçmişte de örneği olduğu gibi istifa yolunu seçti. Örneğin Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Şükrü Korlu, Jandarma Genel Komutan Vekili Korgeneral Ata Kalkan da istifa edenler arasında...
7 tuğgeneral ve tuğamiralin de istifa ettiğini, asker kökenli yazar Nuri Elibol’un Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde okuduk. İşte o müthiş iddia:
“7 general ve amiral istifa dilekçesi vermiş. Ancak bunlar kendi iradeleri ile değil sanırım komuta kademesinin talebi ile istifa dilekçesini hazırlayıp sunmuşlar. İstifası istenen general ve amirallerin 1. derecede yakınları ‘Bylock’ kullanıcısı çıkmış. Bu gerekçe ile istifa etmeleri telkin edilmiş. Onlar da istifa dilekçelerini vermiş.”
Kamuoyu askeri teamüllere uyulmadığı için “gururları” nedeniyle istifa ettiğini sanırken; Elibol, birinci derecede yakınlarında ‘ByLock’ çıktığı için komutanların istifa ettirildiğini öne sürüyor. ByLock çıktıysa skandal, buna rağmen daha önce terfi ettirildiyse skandal, bilinmesine rağmen şimdiye kadar görevde tutuldularsa skandal... O yüzden istifa edenlerin durumlarına açıklık getirmeleri beklenir. Biz de bu durumdaki komutanlarımızdan haber bekleyelim.
“KATO” dedikleri yer
Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde başlayan, Hakkari, Van’a doğru uzanan KATO Dağı’nın adını son dönemde daha çok duyar olduk. Çünkü bölücü terör örgütünün sığınaklarının, silah deposunun bulunduğu bu dağlara girilemiyor, girilse bile mağara ve sığınakları ortaya çıkarılamıyordu. Yakalanan teröristlerin itirafları sonucu mağaraların yeri saptandı. Beytüşşebap 8’inci Jandarma Komando Tugayı, KATO operasyonunu gerçekleştirdi. Çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonda, bir tabur askeri donatacak kadar silah, mühimmat ele geçirildi.
KATO’yu bizim anlatmamız olmaz. Jandarma Yüzbaşı Osman Çay, KATO’nun nasıl bir yer olduğunu, orada nasıl destan yazdıklarını Yozgat’taki akrabasına şöyle aktarmış:
“Üç farklı şehre uzantısı olan heybetli, dik ve yüksek kayaların bulunduğu, karın kar üstüne yığıldığı, rüzgârın hiç dinmediği, bulutlara yakın olan dağın adıdır KATO... Bölücü terör örgütünün Kandil dağı kadar önemli gördüğü, yüzlerce devasa mağarayı barınak ve cephanelik haline getirdiği ve yıllarca ‘girilemez’ olarak ilan ettikleri dağın adıdır KATO...
BİR GECE ANSIZIN...
19 Nisan 2017’de zor arazi şartlarında ve çetin kış koşullarında cesur yürekli, kahraman silah arkadaşlarımla şehit Olabileceğimizi düşünerek, bir gece ansızın girdiğimiz ve doksan gün kalarak destan yazdığımız dağın adıdır KATO... Girişi ve çıkışı belli olmayan mağaralara gözümüzü kırpmadan girdiğimiz, her koşulda ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyerek her türlü fedakârlığı gösterdiğimiz dağın adıdır KATO...
Allah’ın yardımını ve milletimizin duasını yanı başımızda hissederek icra ettiğimiz ve adına şehitlerimizin ismini verdiğimiz bu kutsal görevi gece-gündüz, yaz-kış ve bayram-seyran demeden yerine getirerek hainlere geçit vermediğimiz dağın adıdır KATO... Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek seferde en fazla silah ve mühimmatın ele geçirildiği, şanlı Türk Bayrağımızın dalgalandığı, ezanımızın okunduğu, dik ve yüksek kayalara ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ yazdığımız dağın adıdır KATO.”
KATO Dağı’nda jandarmanın, güvenlik korucularının gösterdiği kahramanlıkları unutmamak ve unutturmamak ve o yörelerin bir daha teröristlerin eline geçmemesi için yazılan destanı unutmamak gerekiyor. Sağ olun, var olun...
