30 Ağustos Zaferi’nin, daha doğrusu, bu ülke evlatlarının canlarıyla, kanlarıyla yazdıkları muhteşem bağımsızlık destanının yıldönümüne sayılı günler kaldı.
Aralarında henüz çocukluğunu bile yaşayamamış askerlerin de bulunduğu o kahramanlar ki; Hakkâri’den, Kars’tan, Konya’dan, İzmir’den gelip, vatanın kurtarılması için şehit düştüler...

* * *

Bu cennet ülkede dünyaya gözlerini açma şansını yaşamış, bu güzelim topraklarda büyüyüp kök salmış, özgürce nefes almış bir vatan evladının -eğer içinde yuvalanan kinin köpürttüğü hıyanet duygularının esiri olmamışsa- Dumlupınar Şehitliği’ndeki şu anıtta yazılanları okurken ağlamaması mümkün mü?
“BU ANIT, OĞLU MEHMET HENÜZ 8 YAŞINDA İKEN, 1912 YILINDA BALKAN SAVAŞI’NA KATILARAK; GALİÇYA, HİCAZ, YEMEN VE KAFKASYA SAVAŞLARI’NDA CEPHEDEN CEPHEYE KOŞUP ÇARPIŞAN, DOĞU CEPHESİNDE KURTULUŞ SAVAŞI’NDA YER ALAN, DUMLUPINAR BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ’NDE 19 YAŞINDAKİ ALAY SANCAKTARI OĞLU MEHMET İLE KARŞILAŞTIKTAN SONRA 31 AĞUSTOS GÜNÜ ŞEHİT DÜŞEN ÇETMİLİ KARA ALİ ÇAVUŞ’UN MUHTEŞEM DESTANINI ANLATIR. KARA ALİ ÇAVUŞ’UN OĞLU ONBAŞI MEHMET DE, 9 EYLÜL’DE İZMİR’E GİREN BİRLİĞİN BAŞINDA ŞEHİT OLMUŞTUR. YÜCE KAHRAMANLARI MİNNET VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ. 26 AĞUSTOS 1922...”

04dundar17cm

* * *

Ruhlarını kine ve nankörlüğe teslim etmiş hainler, bu tüyler ürperten kahramanlık destanını okuduktan sonra da 30 Ağustos’u, 9 Eylül’ü küçümsüyor, “Yunanlılar savaşmadılar ki, zaten çekileceklerdi” gibi kuyruklu yalanlar atıyorlarsa, kafalarındaki dondurma külahlarını önlerine koyarak büyük vatan şairi Nazım Hikmet’in şu dizelerini okuyup anlamaya çalışsınlar!..

* * *

Dağlarda tek tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı,
öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman
geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım
sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: ‘Üç’ dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri
çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun
başına kadar,eğildi, durdu.
Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan
bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı...

* * *

Ey Büyük Önder Atatürk’ü yalan ve iftiralarıyla itibarsızlaştırıp unutturacaklarını sanan gafiller...
8 yaşındaki Konya Bozkırlı Ömeroğlu Hüsnü ve nice çocuk şehitlerimizin mezar taşlarının bulunduğu Dumlupınar Şehitliği’nin yakınlarından sakın geçmeyin!
ÇARPILIRSINIZ!..