Sabahattin Zaim Üniversitesi rektör yardımcısı profesör, “ben bu ülkede cahil, okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum, ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, cahil halktır, profesörden başlayarak en tehlikeli olanlar üniversite mensuplarıdır, en güvenilir olanlar, ilkokul bile okumamış olanlardır, okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor” dedi. Bu herifi YÖK’e yönetici yaptılar.

*

Kadın profesör Akp’den milletvekili adayı oldu, kazanamadı, rektör adayı oldu, gene kazanamadı, dindar cumhurbaşkanı tarafından metazori rektör yapıldı, tarihteki ilk türbanlı rektör oldu, yandaş medya tarafından ayakta alkışlandı, ne kadar Atatürkçü akademisyen varsa hepsine kan kusturdu, neticede fetocu olduğu anlaşıldı, tutuklandı! Senelerce başörtümüz yüzünden üniversiteye giremedik diye oy istediler, kendilerinin atadığı ilk türbanlı rektör darbeci çıktı.

*

Profesör Veysel Eroğlu, “NASA da kim oluyor, bizim teknolojimiz onlardan ileri, NASA bizim çok gerimizde” dedi. Hükümetimiz tarafından “ilim adamı” kabul edilen Cübbeli Ahmet, profesör Veysel Eroğlu’nu tasdikledi, “Mars’ta su var mı, Merih’te et var mı, but var mı, manyak manyak işler, masrafa değmez, akılsız, salak herifler, hepsi cahil zaten, ver bana 100 bin dolar hepsini anlatayım” dedi.

*

Hacettepe Üniversitesi profesörü, trenlere mescit yapılmasını istedi, Devlet Demiryolları inceledi, virajlarda kıble denk getirilemeyeceği için yapılamadı.

*

İTÜ profesörü, rüyasında tarikat şeyhi gördü, tarikat şeyhi “YÖK yanlış işler yapıyor” dedi, rüyasındaki şeyhin sözlerini dilekçeye döken profesör, başbakanlığa gönderdi, başbakanlık inceledi, “kardeşim arıza mısın?” demedi, gereğinin yapılması için milli eğitim bakanlığına havale etti, milli eğitim bakanlığı dilekçeyi inceledi, gereğinin yapılması için YÖK’e havale etti iyi mi.

*

Dumlupınar Üniversitesi doçenti, evini dergaha çevirdi, çarşaflı eşini peygamber ilan etti, çarşafın üstüne kafasına taç takıp, çıplak ayaklarını öptüren bu arkadaşın “gökyüzünde nikahımız kıyıldı” diyerek, gözüne kestirdiği müritleriyle yattığı anlaşıldı.

*

Selçuk Üniversitesi profesörü, dekolte giyen kadınların tecavüzü göze alması gerektiğini söyledi, “kadının evden çıkması caiz değildir, parfüm haramdır, kadının topuklu ayakkabı giymesi ayete aykırıdır, saç boyama caiz değildir, kadının fazla laf etmeden arada sırada konuşmasında sakınca yoktur” dedi.

*

Yıldız Teknik Üniversitesi profesörü, teknoloji panelinde konuştu, İslami usüllerle, helal bisiklet üretilebileceğini izah etti.

*

Lise mezunu dolandırıcı, sahte üniversite diplomasıyla Kastamonu Üniversitesi’nde bölüm başkanı oldu, kimse uyanmadı, şakır şakır ders verdi, mis gibi dekan olacaktı, profesör olarak Mustafa Kemal Üniversitesi’ne transfer olmaya kalktı, tesadüfen enselendi.

*

Yıldız Teknik Üniversitesi profesörü, Gezi parkına alışveriş merkezi dikilmesine karşı çıkanları “gavur” ilan etti, “Yahudi, Ermeni veya Rumsanız, Gezi eylemlerinde aktif rol almanızı anlayışla karşılıyorum, soyunuzu araştırın” dedi.

*

TBMM’de dağıtılan imam hatip mezunlarının dergisinde, plajlarımızdaki boğulma vakalarını önlemek için “bilimsel” öneri getirildi. “Herhangi bir kişi denizde boğulmak üzereyken, samimi şekilde dua ederse kurtulur” denildi.

*

TRT’de “bilimsel” program yayınlandı, CIA ve Mossad’ın cinlerle istihbarat topladığı, KGB’nin cinler sayesinde düşman denizaltılarını takip ettiği açıklandı. NASA yetkililerinin uzayda kaybolan uyduların cinler tarafından tamir edilmesi için Türkiye’ye geldiği, Turgut Özal aracılığıyla Sakarya’daki bir hoca’dan yardım istediği anlatıldı.

*

İsmi Abdülhamid olarak değiştirilen GATA’nın profesörü, şizofreni hastalığının cin çarpması yüzünden meydana geldiğini izah etti. İnsan beynine yerleşen cinlerin şizofreniye sebep olduğunu, tedavi için dini şifacılarla üfürükçülerin faydalı olabileceğini söyledi.

*

TÜBİTAK başkan yardımcılığı da yapan YÖK başkanı profesör, akademik yıl açılış konuşmasında “domatesin içine öyle bir mekanizma yerleştirirler ki, milletimiz yok olabilir” dedi.

*

Selçuk Üniversitesi profesörü, kalçaya takılan platinleri, sanayi sitesinde tornacıya yaptırdı.

*

Profesör sağlık bakanımız, Türkiye’deki sağlık sisteminin ABD’den çok daha iyi durumda olduğunu söyledi, keneden korunmak için pantolon paçalarını çoraba sokmamızı önerdi.

*

Fahri profesör unvanı bulunan asrın liderimiz, neden matematik dersi, fizik dersi, “kimya” dersi tartışılmıyor da, din dersi tartılışıyor derken... Türk profesör Aziz Sancar “kimya” dalında Nobel kazandı.

*

Varlığıyla onur duyduğumuz Mardinli profesör Aziz Sancar, “bu ödül Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde kazanıldı” diyerek, Nobel ödülünü tam 19 Mayıs’ta Anıtkabir’e teslim ederken... Mardin üniversitesinin “imam” rektörü, şeytan rıdvan gibi video hazırladı, Cumhuriyet’in sonu anlamına gelen referandum için “evet diyorum” filan dedi.

*

Açıkça görüldüğü üzere...
Evet-Hayır seçimi değildir.

*

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” vizyonuyla, “ulemaya soralım” arasındaki tercihin, referandumudur.