“Daha çok tepelerine binelim, baskıyı biraz daha artıralım, nereye kadar dayanabilecekler ona bakalım!” diye sosyal bir deney mi yapıyorlar acaba? Her haltı düzelttiler bir yemek kartıyla market alışverişi kalmıştı, bakanlık ona da karıştı!
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci “Yemek kartlarının, market alışverişleri gibi yemek sektörü dışındaki sektörlerde kullanılmasının önüne geçilecek” dedi... Nedenini söylemedi.

* * *

Çalışan belli ki kendini doyurmaktan vazgeçmiş, o parayla evdeki çoluğunu çocuğunu doyurmaya çalışıyor. Kendi boğazından kısıp, kartı markette harcıyor.
Ama yok! Sanki ülkenin en büyük sorununa neşter vuruluyor. Kimse de neden “benim vatandaşım öğlen yemeği için verilen yemek kartıyla gidip evine market alışverişi yapacak kadar aciz ve çaresiz duruma düştü” diye sormuyor!

* * *

Suriyelilerin cebine bizim vergilerimizle bedava market alışveriş kartı konuluyor. Kendi milletimizin ihtiyaçlarını yasal hakkı olan kartıyla marketten alması yasaklanıyor.
İnsanlar tasarruf etmek için ne yapacağını şaşırmış evde yemek hazırlayıp işe götürüyor. Kartı da maaşa ek gelir gibi kullanıyor. Lakin devlet; “Yemeğini evde hazırlayamazsın, dışarıda yemen gerek” diyor.

* * *

Dışarıda yemek yemenin artık bu ülkede lüks olduğunun farkında değiller galiba... Millet dolabı bile dolduramıyor, 1600 lira maaş + yemek kartı çalışanın kurtuluşu oluyor. Kartın geçerli olduğu marketler de bilindik, zincir marketler değil... Marketçik!
Belli ki bakanlık market alışverişi ile çoluğunun çocuğunun kursağına 250 gram kıyma sokmayı çok görüyor. Yemek parası değil mi bu? Ben marketten yiyorum.

* * *

Ülkede yaklaşık 4 milyon kişi yemek kartı kullanıyor. Sistem yıllardır hata veriyor ve düzeltilmesi gerekiyor. Tamam da insan “16 yıldır neredeydiniz” diye sormadan edemiyor.
Devlet işvereni öğle yemeği verme konusunda zorunlu tutmuş. İşveren uğraşmamak ve faturalandırmak az biraz vergiden yırtmak için yemek kartı şirketi ile anlaşmış. Parasını karta yükleyip çalışana “nerede yersen ye” demiş.

* * *

Yemek kartı şirketlerin büyük çoğunluğu yabancı menşeili... Restoranlar yabancı şirketlerin Avrupa’da yüzde 2 komisyonlar alırken Türkiye’de yüzde 8-10 civarında komisyon almasına haklı olarak isyan ediyorlar.
Geri ödeme süreleri de çok uzun. Bakanlığın duruma el atması iyi güzel de market alışverişine neden karışıyor? Market alışverişi yemek sektörünün dışında mı? Alışverişlerde gıda maddesi koşulu koysan olmaz mı?

* * *

Çalışan illa fast food restoranlarına veya lokantalara para kazandırmak mı zorunda? Vatandaşın tasarruf ettiği üç kuruşu restoran sahibine aktarmak için nedir bu çaba?
Gerekçeleri okudum, bulamadım. Zira ortada gerekçe falan yok! “Tekeli kırmak” demişler. Kırınca belli ki yandaş bir şirketi sektöre monte edecekler.