Tam 21 yıldır Almanya’nın Nürnberg kentinde küçük bir grup insan; sinemayla dolu, samimi ve güzel organize edilen bir film festivali gerçekleştirmekte. 4-13 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen Türk-Alman Film Festivali’nde Almanya ve Türkiye sinemasından seçilmiş filmler seyircilerle buluştu. Almanya’nın Bavyera eyaletine bağlı, Ortaçağ dokusunu koruyabilmesiyle de ünlü ve daha birçok önemli tarihi gelişmeye tanıklık etmiş bir şehirdir Nürnberg. Beşyüz binden biraz fazla olan nüfusunun yaklaşık yüzde 5-6’lık kısmı Türklerden oluşmakta. Nürnberg’te Türklerin izine hayatın her alanında rastlamak mümkün. Mağazalarda Türkçe konuşan kadınlar, lüks lokantalarda şef garsonluk yapanlar, metroda işyerinden çıkmış ailesiyle telefonda konuşan genç kızlar ve adamlar her an karşınıza çıkabilmekteler. Avrupa tarihinin aydınlık çağını başlatan Rönesans’ın Almanya’daki en önemli temsilcisi sayılan ressam Albrecht Dürer’in yaşadığı şehir olan Nürnberg, Nazi Almanyası'nın da en gözde şehirlerinden biriymiş eskiden. Avrupa tarihinin aydınlık çağını başlatan Rönesans’ın Almanya’daki en önemli temsilcisi sayılan ressam Albrecht Dürer’in yaşadığı şehir olan Nürnberg, Nazi Almanyası'nın da en gözde şehirlerinden biriymiş eskiden. II. Dünya Savaşı’nın sonunda tümüyle harabeye dönen şehir baştan sona yeniden onarılmış, adeta küllerinden doğmuş. Bunu şehrin çeşitli yerlerine yayılmış birbirinden güzel müzelerle de bol bol anlatıyorlar ziyaretçilerine. Dört beş kattan yüksek apartmanları yok. Şehrin tek dikey yapıları katedraller. Tümüyle yatay bir yapılaşma hakim şehre.

AVM'LERE TESLİM EDİLMEMİŞ ŞEHİR

Doğal güzellikleri korunmuş, alışveriş tutkunları için çok cazip büyük mağazaları olsa da devasa AVM’lere teslim edilmemiş, sakin ve huzurlu bir şehir Nürnberg. 10 Mart gününün çok erken saatlerinde, sinema camiamızın önemli isimlerinden bir grupla birlikte uçaktan indiğimizde, sürücülerin kornalarına asılmadan araba kullandığı, bisikletli insanların caddeleri doldurduğu, sokakların tertemiz insanlarının güleryüzlü olduğu bir Avrupa kenti karşıladı bizi. Ardından da Türkiye Almanya Film Festivali’ni tam 2 yıldır yaşatan artık birbirleriyle iyice aile olmuş, güleryüzlü bir ekip. Ayten Akyıldız ve Adil Kaya’nın öncülüğünde parlayan genç ve dinamik bir ekip bu. Festivalin 4 Mart akşamı gerçekleştirilen açılış seremonisinde Kadir İnanır sahneye çıktı. Şimdiye kadar Halil Ergün, Tuncel Kurtiz, Hülya Koçyiğit, Hülya Uçansu, Ferzan Özpetek, Armin Mueller-Stahl, Fatih Akın, Türkan Şoray, Tarık Akan, Hanna Schygulla, Şener Şen ve Yavuz Turgul gibi isimlere Onur Ödülleri takdim eden festival, bu sene de 4 Mart akşamı gerçekleştirilen açılış seremonisinde Kadir İnanır’ı sahnesinde ağırladı. İnanır’ın başrolünde olduğu ve filmografisinin en önemli filmlerinden biri sayılan, Halit Refiğ’in yönetttiği 1990 yapımı “Karılar Koğuşu” festivalin ikinci günü Alman ve Türk seyircilerin rağbet ettiği bir gösterim oldu.

O GERİ DÖNDÜ!

Festival programında ise hem Türkiye hem de Alman sinemasından 2015 yılında yapılmış filmlerden çarpıcı bir toplam oluşturulmuştu. Türkiye’den “Bulantı”, “Delibal”, “Ertuğrul 1890”, “Nadide Hayat”, “Nefesim Kesilene Kadar”, “Yaktın Beni”, “Merdiven Baba”, “Kar Korsanları” ve “Küçük Kara Balıklar” gibi hem gişelerde hem de festivallerde ilgi gören filmlerden bir seçki hazırlanmıştı. Alman sinemasını temsilen de ülkemizde de ilgiyle ve soluk soluğa izlenen plan-sekans film “Victoria”, Adolf Hitler’in günümüz Almanya’sına dönüşünü anlatan eğlenceli filmi “O Geri Döndü” (Er Ist Wieder Da) en çok ilgi gören filmler oldular.

HAYMATLOZ'A BÜYÜK İLGİ

Festivalin bir diğer ilgi gören filmi ise “Haymatloz”du. Hitler’in giderek güçlendiği ve Almanya’da fırtına gibi estiği dönemde okullarından, kürsülerinden kovulan Yahudi profesörlerin Türkiye’deki sürgün hayatını anlatan filmde, bu önemli Alman biliminsanlarının Atatürk döneminin üniversitelerinde ne kadar önemli işler yaptıklarına ve Atatürk sevgilerine odaklanıyor. Tarihin pek bilinmeyen bir detayını ele alıyor bu belgeselde yönetmen Eren Önsöz. “Haymatloz”a yakında bizdeki festival programlarında da sıkça rastlayabilirsiniz. Tarihin pek bilinmeyen bir detayını ele alıyor bu belgeselde yönetmen Eren Önsöz. “Haymatloz”a yakında bizdeki festival programlarında da sıkça rastlayabilirsiniz.

SORULAR VE TEBRİKLER

Festivalin yarışma bölümünde de birbirinden nitelikli uzun ve kısa filmler ilgiyle izlendi. Her filmin sonunda filmiyle beraber gelen yönetmenler ya da oyuncular seyircilerden gelen sorulara cevap verdiler. Özellikle Alman seyircilerin Türk filmlerine olan ilgisi dikkat çekiciydi. Mesela benim de seyirci koltuklarında olduğum “Rüzgarın Hatıraları” ve “Kar Korsanları”na çok sayıda soru ve tebrik cümleleriyle eşlik ettiler. 12 Mart gecesi düzenlenen ödül töreninde ise kazananlara ödülleri takdim edildi. İkibin yılından itibaren verilen ve Mahmut Tali Öngören hocanın adını taşıyan Öngören Demokrasi ve İnsan Hakları Ödülü’nü yönetmenliğini A. Haluk Ünal, Ezel Akay, Serpil Güler, Cem Terbiyeli ve Önder İnce'nin yaptığı “Küçük Kara Balıklar” adlı belgesel filmi aldı.

DİNÇSOY VE KESAL'A ÖDÜL

Türkiye’den oyuncu Deniz Çakır’ın ve Almanya’da yaşayan Tim Seyfi’nin de aralarında bulunduğu kısa film seçici kurulu da Mehmet Emrah Erkanı’nın “Tuhaf Zamanlar” filmine birincilik ödülünü verdi. Yönetmen Derviş Zaim’in başkanlığı yaptığı seçiçi kurul ise Uzun Metraj Film Yarışmasında şu ödülleri verdi: Yönetmen Dito Tsintsadze'nin “God of Happiness” filmine Jüri Özel Ödülü, Thomas Stuber’in yönettiği “Herbert” filmindeki rolü ile Peter Kurth'a En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, yönetmenliğini Ahu Öztürk’ün yaptığı “Toz Bezi” filmindeki performansları için Asiye Dinçsoy ve Nazan Kesal'a da “En İyi Kadın Oyuncu” ödülleri... Seçici kurul “En İyi Film Ödülü”ne de “Toz Bezi” filmini layık gördü.

EN İYİ FİLM TOZ BEZİ

Seçici kurul “En İyi Film Ödülü”ne de “Toz Bezi” filmini layık gördü. Ahu Öztürk’ün ülkemizde de merakla beklenen filmi öncelikle İstanbul Film Festivali’nde sonrasında da ticari gösterimde seyirci karşısına çıkacak. Festival seyircilerinden oluşturulan bir jüri de “Seyir Ödülü”ne Özcan Alper’in yönetmenliğini yaptığı “Rüzgarın Hatıraları”na vermeye karar verdi. Nürnberg Film Festivali tıkır tıkır işleyen bir programla ve Kadir İnanır, Zeki Demirkubuz, Özcan Alper, Ezel Akay, Derviş Zaim, Senem Tüzen, Ahu Öztürk, Barış Atay, Mehmet Eryılmaz, Baran Seyhan, Nur Sürer, Faruk Hacıhafızoğlu, Serpil Güler, Çiğdem Mater, Bulut Reyhan, Sarp Apak, Sofya Khandemirova gibi yönetmen, oyuncu ve yapımcılar katıldılar. Festival ekibi konuklarını çok güzel ağırladı, bol bol sinemanın konuşulduğu oturumlar ve müzik dinletileri yapıldı. Ancak bütün sohbetler eninde sonunda hep aynı konuya kitleniyordu: Türkiye’nin bu karanlık günleri ne zaman aydınlanacak? İSYANKAR ERGEN TEMALI EN İYİ BEŞ FİLM