Kocaeli'nin Kartepe ilçesi Köseköy Mahallesi'nde 10 Haziran 2004 tarihinde bir tavuk firmasının dağıtım ve tahsilat işlerini yapan Murat Özdemir'in (26) cesedi, firmanın dağıtım aracında bıçaklanarak öldürülmüş bir şekilde bulundu. Ayrıca araç içinde bulunan nakit para da gasbedildi. Dosya, jandarma tarafından faili meçhul olarak kapatıldı.

Ancak olay yeri bölgesinin jandarmadan polise geçmesinin ardından Kocaeli Cinayet Büro Amirliği ekipleri dosyayı yeniden açtı. Polis, firmanın eski muhasebecisi Mustafa Şeker (43) ve Hakan Fidan'ı (61) gözaltına aldı. İkilinin 11 Ekim 2021'de nöbetçi mahkemeye çıkarıldıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildiği belirtildi. Mustafa Şeker, daha sonra cezaevinden tahliye edilerek, hakkında yargılama sürecinde ev hapsi kararı verildi.

İDDİANAMENİN DETAYLARI BELLİ OLDU

İddianamede Murat Özdemir'in, daha önce iş yerinden tanıdığı Mustafa Şeker ve Hakan Fidan'ı güvenerek aracına aldığı, ancak daha sonra 7 bıçak darbesiyle öldürüldüğü ve 2 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiği kaydedildi.

Davanın 7. duruşması, bugün Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Hakan Fidan, ev hapsindeki Mustafa Şeker, Murat Özdemir'in ailesi ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada olay tarihinde görev yapan ve tutanaklarda imzası bulunan jandarma personelleri dinlendi.

Tanık A.Ü, olay sırasında Kocaeli'de jandarma olarak görev yaptığını belirterek, "Olay tarihinde Köseköy Jandarma Komutanlığında araç şoförü olarak görev yapıyordum. Devriyeye çıktığımız esnada park halinde bir araç gördüm. Haricen yaptığımız kontrolde araç içerisinde bir şahsın yattığını gördük. Hatta bu durumu ilk fark eden ben oldum. Sonrasında aracın kapısını açıp içeriye bakmak istediler, eldiven kullanmak suretiyle açıp bakalım diye konuşuldu. Benim görevim orada sona erdi. Şoför olduğum için belediyeden cenaze aracının getirilmesi ve diğer nakil işlemleri esnasında görev aldım" dedi.

"KAN VEYA KIL ÖRNEKLERİNDEN BİR ŞAHSA RASTLAMIŞTIK"

SEGBİS üzerinden tanık olarak dinlenen, tutanakta imzası bulunan jandarma personeli Ş.T. ise "O tarihte Köseköyde merkez karakolunda görevliydim. Dava konusu olayı tam olarak hatırlamıyorum. Sadece Hakan Fidani tanıyorum, diğerlerini tanımıyorum dedi. Mahkeme başkanının Nereden tanıyorsunuz? sorusuna cevap veren Ş.T., Karakola gelip giden bir şahıstı. Bazı olaylarla ilgili bize bilgi verdiği olmuştur dedi. Ş.T., 15'inci Kolordu bölgesinde bulunan alt geçitte park halinde tavuk firmasına ait bir araç bulunmuştu. Yaptığımız incelemede araç içerisinde hayatını kaybetmiş bir şahıs vardı. Ben sonrasında soruşturma aşamasında da görev yaptım. Şüpheli 2 şahıs alınmıştı, sonradan serbest kaldı. Sonra araç içerisinde kan veya kıl örneklerinden bir şahsa rastlamıştık. Onun serbest kalıp kalmadığını hatırlamıyorum. Yapılan soruşturma aşamasında gizlenen bir konu olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

Yine aynı dönemde devriye komutanı olarak görev yapan, tutanakta imzası bulunan Jandarma Personeli K.A. da "Olay tarihi itibariyle Köseköy Jandarma Komutanlığında devriye komutanı olarak görev yapmaktaydım. Kolordu civarında alt geçitte tavuk firmasına ait bir araç gördük. Işıkları yanar vaziyetteydi. Biz önce şahsın uyuyakaldığını düşündük. Yanımdaki askere şahsı uyandırmasını söyledim. Şahıs tepki vermedi. Asker kapıyı açmak istedi, ben açmamasını söyledim. Aracın camlarından içerisine baktığımızda başının direksiyon tarafında ve düşmek üzere olduğunu gördük. Bunun üzerine olay yeri inceleme ekiplerine haber verdik. Gelip inceleme yaptılar" dedi.

Mahkemede daha önce istenen parmak izi karşılaştırması talebinin sonucunda, yapılan incelemede sanık Hakan Fidan ile örneklerin uyuşmadığı belirtildi. HTS kayıtlarıyla ilgili gelen raporda, 23 Temmuz 2006 tarihinden önceki HTS kayıtlarının bulunmadığı ifade edildi. İlgili tavuk firmasından talep edilen hesap hareketleriyle ilgili bilgi ise, firmanın mali bilgilerinin 5 yıl zaman aşımına tabi olduğu ve imhası yapıldığı için ulaşılamadığı şeklindeydi.

"MÜVEKKİLİM HAKKINDA SOMUT DELİL BULUNMAMAKTADIR"

Murat Özdemir'in ailesinin avukatı, Maktulden alındığı belirtilen ve kaybolduğu düşünülen doku örneklerine ait raporun olayın aydınlatılması açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. Gerekirse olay yeri incelemede görev yapan görevlilerin dinlenmesini ve soruşturmanın genişletilmesini talep ediyoruz ifadelerini kullandı.

Hakan Fidanın avukatları ise sanığın tahliyesini talep ederek, Raporda parmak izi var denilmiş, şimdikinde yok deniliyor. Müvekkilimin maktulle hiçbir bağlantısı yok. Tüm dosya üzerinde bir belirsizlik var, varsayım üzerinden gidiliyor. Sürekli delil üretilmeye çalışılıyor. Adli Tıp Kurumu raporunu da kabul etmiyoruz, daha önce verilen cezai ehliyetinin olmadığı raporları mevcut. Sonrasında var raporu verilmiştir. Bu çelişkilidir. Müvekkilim hakkında somut delil bulunmamaktadır diye konuştu.

"EŞİMİ VE ÇOCUĞUMU KAYBETTİM"

Duruşmada söz verilen tutuklu sanık Hakan Fidan, Ben bu katiller yüzünden çocuğumu, eşimi, yuvamı kaybettim. Alnımda katil yazısı var. Bunu Allah rızası için silin. Katiller sokaklarda geziyor. Bunaldım artık. Eşimi kaybettim, çocuğumu kaybettim. Suçsuzum dedi.

Mustafa Şekerin avukatı ise müvekkilinin ev hapsi nedeniyle iflas etmek üzerine olduğunu belirterek tahliyesini talep etti.

Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. (DHA)