
Paris’te bir konser için bulunuyordum, ‘Beni babanın evine Fatoş Hanım’a götürün taziye için…’ gittik. Fatoş Hanım bizi görünce çok mutlu oldu. Tabi ki biz de çok mutlu olduk ama içimiz de buruktu çünkü baba yoktu. Kalbimizdeki Çirkin Kral yoktu. Fatoş yengemize sordum ‘Abla dedim baba yaşasaydı beni nasıl karşılardı? Hiç unutmam davul zurnayla karşılardı dedi. Meğer ara sıra evde benim konum geçiyormuş. Yılmaz Güney’i sağcısı da solcusu da seviyordu o bir Türkiye sevdalısıydı. Bir gün sonra babanın mezarını ziyaret ettik. 30 sene geçmiş sanki dün gibi… Mezarında rahat yat. Kendisiyle dalga geçen adamdı Yılmaz Güney. Örneğin kendisine Çirkin Kral dedi ve Çirkin Kral diye filmi var bana çok göre çok yakışıklı adamdı Yılmaz Güney.
