Yaklaşık iki yıl önceydi.
Bir röportaj için Ankara’ya gidiyordum.
Uçakta tesadüfen geçmişin ünlü siyasetçilerinden Yaşar Topçu ile yan yana oturduk. Laf lafı açınca siyasetin ardından neler yaptığını sordum.
Partisinin iktidar yıllarında, Bayındırlık ve Ulaştırma gibi büyük ihaleler veren yatırımcı bakanlıklarda bulunmuş Topçu “Avukatlıkla geçimimi sağlıyorum” cevabını verdi. Doğrusu çok şaşırmıştım. Üstelik ceza davaları almadığını söylüyor, o tür davaların aradan yıllar geçse bile, siyasilerin prangası olduğunu anlatıyordu.
Ankara’ya yaklaşırken samimiyetinden cesaret alarak yine sordum:
“Bakanlık dönemlerinizde büyük ihaleler yaptınız. Gerçekten bir kenara dünyalığınızı koyamadınız mı?”
Hiç düşünmeden “Uğur Bey size yemin ederim ki hayır!” dedi..
İnanmakta zorlandığımı görünce de devam etti:
“Siyasette zenginleşen kişi, babam bile olsa bilin ki hırsızdır!”
İddiasına kanıt olarak örnekler verdi. Aileden varlıklı bir milletvekili arkadaşının parlamentoda görev yaptığı yıllarda ağabeyine borçlandığını, siyaseti bıraktıktan sonra da sahibi olduğu 22 dükkanı, kardeşine devrederek borçlarını temizleyebildiğini söyledi.

* * *

Bir başka unutulmaz olayı da hayatımda tanıdığım en dürüst siyasetçilerden biri olan merhum Adnan Kahveci ile yaşamıştım.
Yalova’da oturan bir kişinin kendisi hakkında dedikodu yaptığını, rüşvet aldığını söylediğini duyunca çok sinirlenmişti. “Uğur Bey, lütfen birlikte gidip bu kişiyi bulalım, bakalım kimden rüşvet almışım, sizin de tanıklığınızda söylesin. Gerçekten haklıysa ve siz de inanırsanız haber yapın” dedi.
Kalkıp Yalova’ya gittik. Uzun aramalardan sonra o kişiyi bir kahvehanede kağıt oynarken bulduk. Kahveci adama yaklaştı ve “Siz Adnan Kahveci’yi tanır mısınız” diye sordu. Tüm kahvehane susmuş bizi dinliyordu. Sorunun muhatabı pancar gibi kızarmıştı. Kem küm ederek “Sizi sadece ekranlardan ve gazetelerden tanıyorum” dedi.
Kahveci iddia sahibini konuşturmaya kararlıydı.
“Peki benim rüşvet aldığımı nerede gördünüz, kimden nasıl rüşvet almışım. Söyleyin de herkes duysun, Uğur Bey de ’Adnan Kahveci meğer rüşvetçiymiş’ diye haber yapsın” deyince, adam yeminler etmeye başladı:
“Allah belamı versin ki böyle bir şey söylemedim. Sizin gibi dürüstlük timsali bir insan için bu iftirayı atan şerefsiz oğlu şerefsizdir!..”
Kahvedekilere veda edip çıktık.

* * *

Bir süredir İstanbul Ataşehir’in CHP’li Belediye Başkanı Battal İlgezdi ve CHP’den milletvekili seçilen eşi, Diş Hekimi Gamze İlgezdi hakkında kaynağı belli olmayan mal varlıkları edindikleri, lüks rezidanstan daireler aldıklarıyla ilgili iddialar ortaya atılıyor. Ayrıca bu iddiaların kamuoyunca duyulmasını sağlayan CHP’li bir Belediye Meclis Üyesinin de Battal İlgezdi’nin adamlarınca dövüldüğü öne sürülüyor. Battal İlgezdi belediye başkanı seçilmeden önce varlıklı bir müteahhit olduğunu, kimseyi dövdürmediğini söylüyor eşi ise “Gayrimenkul sahibi olmak suç mu” diye soruyor.
Tabii ki suç değil. Ama Meclis’te sol yumruğunu kalbinin üstüne koyarak devrimci yemini eden Gamze Hanım, siyasetçilerin akçeli konularda su gibi şeffaf olmaları gerektiğini unutmamalı.
Yani siyasetçinin verilemeyecek hesabı bulunmamalı.
Hiçbir suçlama, hatta ima bile yapmadan söylüyorum:
Gamze ve Battal İlgezdi Çifti bir an önce kamuoyu önüne çıkıp, iddiaları belgeli, net ve tatmin edici açıklamalarla cevaplamalı.
Zira hesap veremeyen siyasetçi kimseden hesap soramaz, prangayla siyaset yapılamaz.

* * *

Yaşar Topçu’nun kulağı çınlasın, Adnan Kahveci de nur içinde yatsın...