NURAY TARHAN/ SÖZCÜ

Dünyada hızla yaygınlaşan “topraksız tarım” a (hidroponik) Türkiye’de de ilgi artmaya başladı. 1995 yılında Antalya’da başlayan topraksız tarımda üretim alanı 10 bin dekara ulaştı. Bu alanların yüzde 55’i Ege, yüzde 43’ü Akdeniz, yüzde 2’si Marmara Bölgesi’nde bulunuyor. İspanya, Fransa, Belçika, Almanya, İtalya, Japonya, Güney Kore, ABD, İsrail, Kolombiya ve Çin gibi birçok ülkede yaygın olarak yapılan topraksız tarım, en çok toplam sera alanının yüzde 95’ine ulaşan bir oranla Hollanda’da gerçekleştiriliyor. Hatta Hollanda, bu üretim kapasitesiyle ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük gıda ihracatçısı konumunda bulunuyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, sadece topraksız tarımla, serayla ve organik tarımla şu anda 7.6 milyarı aşmış, 2050’de 9.6 milyara çıkacak ve bu süreye kadar yüzde 60 artacak dünya nüfusunu beslemenin mümkün olmadığına dikkat çekti. Topraklı tarım yöntemiyle üretilen ürünlerin pazar hacminin 55-60 milyar dolara ulaştığını belirten Bayraktar, “Yine de topraksız tarım yöntemiyle bitkisel üretim, günümüzde dünyada hızla gelişen bir alana dönüşüyor” dedi.


CİDDİ BİR KAYMA VAR


Örtü altı denilen seralarda bitki yetiştirme ortamı olarak kullanılan toprak kaynaklı sorunlar nedeniyle son yıllarda topraksız tarıma doğru bir kayma olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi: “Seralarda ekonomik olarak yetiştirilen tür sayısının az olması, üst üste aynı bitkilerin yetiştirilmesi toprak yorgunluğuna, toprakta hastalık etmenleri ve nematodların artışına neden oluyor. Bunun yanı sıra sera toprağının sürekli uygun sıcaklık ve nemde tutulması, yeterince havalanamaması hastalık ve zararlıların üremesine de uygun bir ortam oluşturuyor. Serada sağlıklı bir üretim için 4-5 yılda bir sera toprağının 20 santimetrelik (cm) üst kısmının değiştirilmesi öneriliyor. Bu ve benzeri pek çok faktör, toprak yerine geçebilecek ortamlarda bitki yetiştirilmesine yönelik araştırmaların artmasına ve sonucunda topraksız tarım dediğimiz bitki yaşamı için gerekli olan su ve besin maddelerinin gereken miktarda kök ortamına verilmesi esasına dayalı olan topraksız üretim yöntemlerinin gelişmesine olanak veriyor.” Türkiye’nin topraksız tarım konusunda çok ciddi potansiyeli olduğunu da belirten TZOB Başkanı, “Avrupa, Rusya ve Ortadoğu pazarlarına yakın olması avantajını daha da artırıyor. Topraksız tarımda olduğu gibi tarımın teknoloji ile buluşturulması da, birim alandan elde edilen üretim miktarının artırılması bakımından ülkemiz ekonomisine de önemli katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.


BÖCEK ÖLDÜRÜCÜ İLAÇ YOK HER MEVSİM ÜRÜN VAR


Toprağa bağlı kalınmaması nedeniyle uygun olmayan alanlarda da tarım yapılabiliyor. Bitkilere istenilen besin elementi gerekli zaman ve miktarlarda verilerek dengeli, kontrollü bir besleme yapılabiliyor. Erkenci, kaliteli ve verimli ürün alınabiliyor. Ortam kolaylıkla sterilize edilebildiği için aynı tür üst üste yetiştirilebiliyor. Toprak kaynaklı hastalıklar önlenebildiği gibi ortamda böcek olmadığı için böcek öldürücü ilaçların kullanılması gerekmediğinden sebzeler daha sağlıklı oluyor. Buharlaşma olmadığı için su tasarrufu sağlanıyor. Teknoloji ve otomasyon sistemlerinin devreye girmesi nedeniyle iş gücünden tasarruf ediliyor.