30 Ağustos Büyük Taarruz’da canlarını vererek bize bu ülkeyi bırakan yiğitlerin bezden torbalarında üç şey vardı:
Kuru ekmek, tuz ve bir soğan...



Adama desen “Hukuk elden gitti...”
Onun için bir şey ifade etmiyor...
Kaçak yapısına af geliyor... Vergi vermiyor bağışlanıyor... Doktoru döverek kendisi cezalandırıyor... İnsanlara saldırıp, adam dövüyor, kadınları öldürüyor, kravat takarak iyi halden yırtıyor...
Hukuka ihtiyacı yok...



Adama desen ki “laiklik bitti...”
Müslüman olmayanı zaten insandan saymıyor... Ramazanda ağzı oynayanı bizzat dövüyor... Elinde Kuran ile kürsüye çıkan adamın peşinden koşuyor...
Laikliğe ihtiyacı yok...



“Cumhuriyet devrimleri” desen...
“Camileri ahır yaptılar” diyor...
Hatta cumhuriyete kızıyor, ihtiyacı yok...



“İfade özgürlüğü...”
Konuşmak yerine insanları dövüyor... Doktoru pataklıyor... Anlamadığı bir dilden okunduğunda, anlamadığı şeye ağladığı için, mağdur olduğunda ağlayınca, anlaşıldı sanıyor...
İfade özgürlüğü” gerekmiyor



Kuvvetler ayrılığı, insan hakları, parlamenter sistem...
Hiçbirisi onu ırgalamıyor...
Zaten milyonlar böylece sessiz kaldığı için, reisleri de tüm dünyaya bunlar varmış gibi yapıyor...
Demokrasi falan...
Ona lazım değil...



Ama kuru soğan 4 liraya çıktığı gün...
Anladı...
Bir depo benzin yarım maaşa, doğalgaza %50 zam, elektriğe %14 zam, ekmeğe %20 zam, dolmuşa %25 zam, süte %33 zam, tereyağına %65 zam, yumurtaya %27 zam, dana kıyma 42 lira...
Kuru soğanı hiç 4 lirayken görmemişti...
Başına geleni şimdi çaktı...



Ekonomi yoksulların başına çöküyor...



Bizim için ise artık muhalefete gerek yok, kuru soğan var...
Hıyar var, domates var, patates var, sivri var, turp var, kuru var... İttifak yaptıklarında neler olacak göreceksiniz...
Kuru soğan cumhurbaşkanı olup oraya çıkamaz ama, nicelerini indirdi bir bilseniz...

plusbanner2x