ANALİZ

Hot zot etmeyin, Amerika’ya karşı ne yaptığınızı söyleyin


İktidar partisi kongresini de yaptı.
Tek aday genel başkan seçildi. Onun hazırladığı listelerle parti yönetimi belirlendi.
Yandaş medya bir demokrasi şöleninden söz ediyor, partiye yeni kan geldiğini, kabuk değişimi olduğunu söylüyor.
Genel başkan her zamanki gibi yine esti gürledi kongre konuşmasında.
Amerika’ya karşı çıkışları ve ağır sözleri salonu dolduranlar tarafından coşkuyla alkışlandı.
Ağlayanlar birbirine sarılanlar “Türkiye hiç böyle dik durmamıştı çok şükür bugünleri de gördük” diyenle ısrarla ekranlara yansıtıldı. Ertesi gün yandaş medyanın tamamı “tornadan çıkmış gibi” bu büyük dik duruşu manşet yapmıştı.
Bizi durduracak fani güç yok
Oyunu gördük teslim olmayız
Karşımızda duracak güç yok
Dimdik ayaktayız
ABD’ye rest
Bizi stratejik hedef yapanlara teslim olmayız
Meydan okuyoruz
Kimse bizimle oynamasın
Hemen göze çarpan bazı manşetler bunlardı.
Peki bu gerçeği yansıtıyor mu?
Gerçekten dik duruyor ve Amerika’ya kafa tutuyor muyuz?
Beyanlara bakılırsa doğru sanılabilir. Ki zaten toplumun yarısına yakını buna samimiyetle inanıyor.
Buna karşı çıkan eleştiren herkese de öfke saçıyor, hain olduğunu söylüyor ve tutuklanmasını talep ediyor.
Gerçek hayata baktığımızda Amerika’ya karşı şu ana kadar beyan dışında hiçbir yaptırımda bulunmadık.
İki Amerikalı bakanla ilgili mal varlığına el koyma komedisi dışında somut tek adım bile atılmadı.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Güya kavga var ama rica heyetleri gidip geliyor


Cumhurbaşkanı “dik durma” dersleri veriyor adeta.
Oysa bunun yansımaları yok.
Tam tersine Dışişleri tam “ricacı” pozisyonunda.
Trump alışılmışın dışında Beyaz Saray önünde Türkiye’ye hakaretler yağdırıyor Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “Trump ne kadar iyi bir dost olduğumuzu hâlâ anlayamadı” diyor.
Türkiye’nin “dik durma destanı” dışındaki söylemlerine bakar mısınız, ne kadar alttan alıyoruz adeta yalvarıyoruz. Resmi açıklamalarda “sorunun çözümünde mutabık kalındığı” falan söyleniyor.
Nedir sorun, mutabık kalınan nedir, bunların hiçbirini bilmiyoruz bile.
Sonuçta Erdoğan gürlüyor hesapta, ricacılar durumu kurtarmaya çalışıyor.

YENİ ÖĞRENDİM

Papaz olayının içinden işgüzarlık çıktı


Aslında kimse akıl da erdiremiyor şu papaz olayına.
Amerika’da yaşayan ve Amerikan kaynaklarıyla iyi ilişkileri olan bir dostumla konuştum hafta sonunda.
Anladığım kadarıyla papaz olayı çözülmüş ama bir işgüzarın Erdoğan’a “efendim yapmışken hepsini halledin” demesi sorunu bu hale getirmiş
Konu NATO toplantısında bitmiş aslında.
Erdoğan, Trump’tan İsrail’de gözaltına alınan Türk kadının kurtarılması için ricacı olmuş.
Filistinlilere yardım için 400 bin dolar nakit parayla İsrail’e giren ve bir süre sonra gözaltına alınan Türk kadınla ilgili Trump Netenyahu ile konuşacağını söylemiş ve “Şu rahibi de verin artık” demiş.
Erdoğan da “Tamam hallediyoruz” demiş. Trump bunun üzerine Netenyahu’yu arayıp kadını serbest bırakmalarını istemiş.
Eş zamanlı olarak da papaz ev hapsine alınmış bir süre sora gönderilecekmiş. Ama işgüzar danışmanlardan biri “Efendim Hakan Atilla’yı da isteyin, Amerika şu an bölgede sıkışık durumda eli mahkum” demiş.
Diğer danışmanlar da destekleyince Amerika’ya yeni talepler iletilmiş.
Trump buna öfkelenmiş ve iş çıkmaza girmiş.
Sonuç ne olur?
Bir şey olmaz. Papaz bir süre sonra geri gider. Türkiye Amerika’nın bütün isteklerini yerine getirir ama durum kamuoyuna “destan yazdık” gibi sunulur.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Halkbank olayına bakmak gerek


Amerika Başkanı Trump son konuşmasında “Ne olacağını göreceksiniz” dedi. Diplomasi açısından çok talihsiz sözler bunlar.
Bu tür sözlerin geri alınması çok zordur.
Ancak Erdoğan başka ülkelerle ilgili bu tür diplomasi dışı o kadar çok çıkış yaptı ki Türk halkının bir beklentisi kalmadı artık.
“Lafı geçir o bize yeter” mantığı halkın içine işledi. Amerika’ya ağır hakaretler edilmesini yeterli buluyor herkes bu nedenle herhangi bir yaptırım yapılmamasına da ses çıkarmıyor.
Finans ve bankacılık çevrelerini iyi bilen bir dostumla sohbet ederken “Trump’ın verdiği desteği kimse vermedi Erdoğan’a, adam adeta Erdoğan’ı ayakta tutmak için her gün yeni bir operasyon yapıyor” dedi.
Aynı kanıdayım zaten siz de biliyorsunuz.
Ama dostum şunu ekledi;  “Yalnız Trump’ın son konuşması biraz can sıkıcı. Erdoğan’ın her istediklerini yapacağını biliyorlar, son alacaklarını aldıktan sonra desteği kesebilirler. İhtiyaçları kalmadığına inanırlarsa böyle olur.”
Bilemiyorum artık Erdoğan’dan daha iyisini bulamazlar herhalde.
Dostum ilişkinin tamamen bitmesinin Halk Bankası olayında ortaya çıkacağını ileri sürdü.
“Yakın zamanda Halk Bankası’na ağır bir para cezası kesilirse Amerika desteği tamamen çekiyor demektir” dedi.
Bakalım neler olacak daha?..

BUNU YAZMAK GEREK

Amerika ne isterse yapılıyor


Vatandaşın yarıya yakını sanıyor ki Türkiye gürlüyor Amerika ise siniyor.
Hele yandaş medyanın tetikçilerine göre Amerikan ekonomisi  Türkiye yüzünden zora girdi.
Dolar imparatorluğu batmak üzere.
Amerikan borsası dibe çakıldı.
Amerikan halkı Türkiye’nin baskıları nedeniyle zora giren Trump’a ateş püskürüyor.
Dünyayı biraz izleyen herkes bunların hiçbirinin gerçek olmadığını görüyor biliyor.
Türkiye şu anda Amerika’nın hiçbir isteğini geri çevirmiyor.
Şu ana kadar Amerika’nın hiçbir oyunu bozulmadı.
Amerika hiçbir konuda engelle karşılaşmıyor.
Diyeceksiniz ki “rahip olayı nedir?”
Hiç.
Aslında rahip olayı ile Amerika Erdoğan’ın nasıl arkasında olduğunu gösteriyor.
Türk halkı rahip olayının yarattığı fırtına ile Trump’a savaş açıldığını zannederken ekonomi, dış politika ve bölgesel haklarımız konusunda sürekli tavizler veriyoruz.
Bu konularda hiç bugünkü kadar geri duruma düşmemiştik.

plusbanner2x