KAFAMI BOZAN ŞEYLER

İktidar, Cumhuriyet düşmanlarına Cumhuriyet reklamı ile ulufe dağıttı


Böyle rezalet az görülüyor.
Kendi kurucusuna, kendi cumhuriyetine ve değerlerine düşman bir medya kesimi bizzat bu iktidarın eliyle zenginleştiriliyor.
Dün Cumhuriyet Bayramı kutladık.
Gazetelerde Cumhuriyet Bayramı ile ilgili sayısız reklam vardı.
Araplardan “devlete” geçen Türk Telekom ise Cumhuriyet Bayramı’nda yandaş gazetelerin kurtarıcısı oldu.
Bütün yandaş gazetelerin sürmanşetinde boy gösteren ve Atatürk’e yer verilmeyen Türk Telekom reklamında “29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” yazıyordu.
Bu reklam Sözcü, Korkusuz, Cumhuriyet, Birgün, Yeniçağ ile birlikte Aydınlık’ta yayımlanmadı.
Bu gazetelerin dışında kalan ve varlık nedenleri “iktidara destek” olan biri hariç tüm gazetelerin sürmanşetinde bu reklam vardı. (Reklam Gül- Davutoğlu’na yakın olduğu ileri sürülen Karar’da yoktu)
Tam tepesinde bu reklam olan Akit, Türkiye, Diriliş Postası, Millet, Yeni Söz, Yeni Asya gazetelerinde Cumhuriyet Bayramı ile ilgili tek satır haber yoktu.
Cumhuriyet düşmanı olduklarını saklamayan bu gazeteler sıra “avanta para kazanmaya” gelince hiçbir itirazda bulunmadan birinci sayfalarının en tepesini Cumhuriyet Bayramı’nın kutlanmasına ayırmışlardı.
Böylelikle bu gazetelerin birinci sayfalarını görenler, reklamı reklam olarak değil gazetenin Cumhuriyet Bayramı kutlaması olarak algıladı doğal olarak.
Gerçekten böyle bir rezalet herhalde medeni hiçbir ülkede yaşanmaz.
Buna önce kamuoyları, tepki gösterir.
Kendi kuruluşuna düşman olanların varlığı elbette çok üzücü ama bunun bir de üstüne iktidarın ulufe dağıtır gibi yarattığı reklam kaynaklarıyla paraya da dönüştürülmesi üzücü olmanın çok ötesinde utanç verici.
Ayrıca Cumhuriyet düşmanı iktidar yandaşı bu gazeteler, iç sayfalarına da sayısız reklam almakta bir sakınca görmemişler.
Çoğu yine devlet kuruluşu olan şirketlerin Cumhuriyet Bayramı reklamları elbette muhalif gazetelerde hiç yer almazken, çoğunun adını bile bilmediğiniz yandaş gazetelerin iç sayfalarını doldurdu dün.
Hiçbir ilkesi olmayan, ortak değerleri Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı olan bu medyanın hali mide bulandırıcıdır.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Buna yağcılığın utanmazcası denir


Yeni havaalanının bir bölümü dün törenle açıldı.
Erdoğan’ın “Cumhuriyetin zafer anıtı” dediği havaalanının bir bölümünün “şov gününe” yetiştirilmesi için insanüstü bir gayret sarfedildiği ortada.
Bunu zaten inşaatta çalışan işçilerin durumundan anlıyoruz.
Başından bu yana özveri ile çalışan işçiler, açılış günü yaklaştıkça kendilerine yönelik insanlık dışı uygulamalara isyan etmişlerdi.
İktidar bu hak arayışına “şiddet” uyulayarak cevap vermiş, polis ve jandarma, işçileri suya/gaza boğarken 24 işçi de tutuklanmıştı.
Bu inşaatı yapan şirketlerden Kalyon İnşaat’ın sahibi Cemal Kalyoncu kısmi açılış öncesi yandaş bir gazeteye konuşmuş.
Şöyle diyor Kalyoncu; "3 milyon metrekare binayı 42 ayda bitirdik. Berlin Havalimanı'na bakın. 11 yıldır bitmedi. Biz 4 yılda finansmanı bulup, projeyi çizip, inşaatı tamamladık ve açılışını yapıyoruz. Bu hızda Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın katkısı çok büyük. Bize ciddi pres yaptı. Proje onun desteğiyle bitti. Yapım aşamasında 7-8 kere gelip kontrol etti." Sanıyorum yağcılık yapmanın utanmazcası böyle oluyor.
Türkiye’nin en büyük olarak tanıtılan projesi demek ki Erdoğan bastırmasa, sık sık gidip ziyaret etmese bitirilemeyecek.
Şirket sahibi bunu itiraf ederken “reisine” olan bağlılığını bir kere daha kayda geçirmiş oluyor.
Nice yeni “milyar dolarlık” projelere Cemal bey!

SOSYAL MEDYA

Youtube kanalını açtım, lütfen abone olun


Uzun süredir pekçok izleyici “Neden bir Youtube kanalın yok?” diye soruyordu.
Gerçi hergün Tele1 ekranlarından 07.00-09.30 arasında hiç de kısa olmayan Gün Başlıyor programında konuşuyorum.
Korkusuz’da yarım sayfaya yakın günlük yazılarım yayımlanıyor, Twitter, Facebook ve Instagram hesaplarım da var.
Bu nedenle Youtube kanalına girmekte geciktim biraz.
Ancak sonunda geçen hafta bu kanal da açıldı.
Burada Tele1’deki konuşmalarım yayınlanmayacak, onlar Tele1’in Youtube kanalında kalacak.
Amacım gün içinde en az bir kere, ancak olayların gelişimine göre birden fazla da olabilecek şekilde, genellikle 2-3 dakikayı aşmayan yorumlar yapmak.
Sizlerin desteği ile bu kanal büyürse çok daha geniş kitlelere ulaşma olanağı bulacağız.
Konuşmalarımı izlemek ve abone olmak için lütfen youtube.com/canatakli1 adresine gidin lütfen.

BUNU YAZMAK GEREK

Bahçeli mesajı Gökçek’e değil Erdoğan’a verdi


Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ve iktidarın yeni havaalanı şovu arasında bir siyasi haber, dünün en flaş gelişmelerinden biriydi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Melih Gökçek’in adaylığı ile ilgili olarak bir teklif götürmediklerini ama kendisinin aday olmasından şeref duyacağını söyledi.
Kulisler karıştı tabii.
Bu sözler Gökçek’in MHP adayı olabileceği şeklinde yorumlandı.
Bahçeli’nin Gökçek’i aday göstereceğini sanmıyorum.
Burada mesaj Erdoğan’a.
Sanki Bahçeli “Beni dikkate almazsan başına olmadık işler açarım” diyor.
Bakalım göreceğiz.

YENİ ÖĞRENDİM

Ankara, bayramı değil korkuyu yaşadı


Ankara’dan bir dostum aradı dün öğle saatlerinde.
“Bugün” dedi “Ankara’da sanki Cumhuriyet Bayramı kutlanmıyor da, bir darbe girişimi sonrası yaşanıyor” diye devam etti.
Meraklanıp sordum “Hayrola, neye öfkelendin böyle?”
Dostum, “Kasvetli bir hava oluşturmuşlar” diye başladı ve devam etti: “Pekçok cadde ve sokağa belediye kamyonları yerleştirilmiş. Ulaşım birçok yerde engellenmiş, havada sürekli helikopterler uçuruyolar, adım başı polisler yol kesiyor GBT’ye bakmak bahanesiyle insanların kimliklerine bakıyor, üst baş araması yapıyor. Böyle rezalet olur mu?”
Aslında olmaz tabii.
Ama iktidara sorarsan “Cumhuriyet kutlamalarını kana bulamak isteyenler var, herşey sizin güvenliğiniz için” diyecektir mutlaka. Üstelik bu güzel güne saldırmak isteyenlerin de radikal dinciler olacağını bile söyleyecektir ki kimse ağzını açamasın.
Ama biliyoruz ki asıl amaç Cumhuriyet Bayramı’nı coşku ile kutlamak isteyenlerin burnundan getirmek.
Başarılı oldular mı?
Olamadılar tabii ama kendilerini tatmin ettiler sonuçta.