İRONİ

Sabiyi karma okula göndermek istemeyenler ergen kızlarını üniversitelere yollayabiliyor


Son günlerde eğitimle ilgili tartışmalardan biri de iktidarın “karma okulları” yavaş yavaş ortadan kaldırmasıyla ilgili.
Milli Eğitim Bakanlığı “ilk ve orta öğretimde karma eğitimden vazgeçileceği”  haberlerinin gerçeği yansıtmadığını açıkladı ama iş öyle değil.
Bizzat saray danışmanı İbrahim Kalın “Öyle değil” dedi ve ekledi “Obsiyonel hale getiriyoruz, burası demokratik bir ülke.”
Karma eğitimi kaldırmanın demokrasi ile ilgisi yok tabii ama bunu nasıl olsa saray danışmanına anlatamayız.
Kalın’ın söylediğine göre “bir veli” başvurmuş. Kızının karma okulda olmasını istemiyormuş.
Belli ki “dini inançları” ve tabii ki “dine dayalı ahlaki anlayışı” bunu kabul edemiyormuş.
Saray danışmanı işte buna atıfta bulunarak “obsiyonel” olmaktan söz ediyor “demokrasi varsa buna da dikkat edeceğiz” diyor.
Böyle bir savunmaya gerçekten çok cahil olanlarla “yetmez ama evetçi” eski solcular inanır.
Karma eğitimle ne dinin ne ahlakın bir ilişkisi yoktur.
Küçücük çocukların kız erkek yan yana olmasından ahlaki ve namussal bir sorun çıkacağını düşünenler ancak sapıklardır.
Ayrıca karma eğitimde bu tür sorunların ortadan kaldırıldığı da onlarca yıldır yapılan bilimsel araştırmaların bir sonucu. Tam tersine karma olmayan eğitimler nedeniyle bazı sapkınlar ortaya daha rahat çıkıyor.
Tabii karma eğitime karşı çıkanların zihniyetinde korkunç bir çelişki de var.
Kızımın karma eğitimde okumasını istemiyorum” diyen bir veli sabi yaştaki kızını koruduğunu sanıyor belki ama kızı ergenleşipserpildiğinde kontrolün çok daha zor olduğu üniversiteye göndermekten sakınmıyor.
Yaşı 18’i geçti, artık reşittir” savunması bu zihniyet için geçerli değildir.
Aslında ortaya çıkan çirkin gerçek şudur; kindar dindar zihniyet ergenleşmiş kızlarını “okuma özgürlüğü” diyerek üniversitelerin önüne yığarken, küçücük çocukları “ahlakları bozulacak” kaygısıyla karma eğitimden uzak tutmaya çalışmaktadır. İkisinin de amacı dini dayatma ile toplumu dönüştürmektir.
Şu ana kadar çok da başarısız olduklarını söyleyemeyiz. SABİ: Küçük kız çocuğu, buluğa ermemiş çocuk.

ÇOK GÜLDÜM

Pazara özel üç fıkra


Bu hafta da Yıldırım Tuna’dan üç fıkra ile gülümseyelim;

Erkeklere küçük bir kıyak

Erkekler... Eşinizin yaş gününü unuttunuz... Felaket bir olay değil mi?
İşte “bu sihirli cümle” sizi kurtaracak.
“Aşkım tanıştığımız ilk günkü gibi genç ve güzel kalıp yaşlanmazsan senin bir yaş günün olduğunu hatırlamamı benden nasıl beklersin?”
Nasıl ama?

Modern nikah

Genç çift düğün tarihini saptamak için kiliseye gitmişler, “Nikâhınızı geleneksel usule göre mi, yoksa modern usule göre mi kıydırmak istiyorsunuz?” diye sormuş rahip...
“Modern olsun” diye cevap vermiş damat...
Düğün günü bardaktan boşanırcasına bir yağmur varmış... Bütün caddeleri sel basmış... Düğüne trafikten dolayı geç kalan damat kilisenin karşısında taksiden inmiş, caddeyi geçerken ıslanmasın diye damatlık pantolonunun paçalarını yukarı doğru kıvırmış, davetlilerin önünden acele ile koşarak içeri girip tören masasında bekleyen gelinin elini tutmuş... Rahip törene başlarken gözü damadın paçalarına takılmış, “Pısstt!” demiş damadın kulağına usulca, “Pantolonunu indir..!”
Damat “Ohh! Hayır, Muhterem peder vazgeçtim!” demiş, “O zaman lütfen geleneksel usule göre kıyın nikahımızı!”

15 yaşında evlilik

- Evlenmek istiyoruz sayın peder.
- Yaşın kaç?
- 22
- Peki, gelinin yaşı kaç?
- O 15 yaşında efendim.. Karşıda duruyor.
- 15? Daha çok küçük. Evlenmeniz kanuna aykırı, evlendiremem sizi.
- Biliyorum. Mümkünse bu teknik imkansızlığı o kız çocuğunun sağındaki sinirden burun delikleri şişmiş silahlı beyefendiye de izah edebilir misiniz?

KOMİK

Bu pazarın aforizmaları


Mizah yazarı İbrahim Ormancı bakalım bu hafta hangi duvar yazılarını göndermiş;
32’li tuvalet kâğıdı marketlerde tam 60 lira. Tasarruf için; akşam misafirlikte giderelim hacetimizi.

★★★

Politikacılar siyaseti bir türlü zirvede bırakmazlar. Zırvada bırakırlar.

★★★

Kadınlar sevdiği erkeğine sevgisini ilmek ilmek işler. Daha sonra o ilmeği erkeğin boynuna geçiriverirler!

★★★

Bir simit olmuş 1.50 TL. Yok mu dar gelirliye bir can simidi arkadaş?

★★★

Tarlaya ektim soğan, yine bugün neler yumurtlamış Anadolu insanının misyonu Nihat Doğan.

★★★

Oğluma “Hep tüketiyorsun oğlum. Bir şeyi de üret be çocuğum” diye fırça attım. Hemen yanıtı yapıştırdı; “Mazeret üretiyorum ya babacığım.”

★★★

Türküm, doğruyum, çalışkanım. Ama bir türlü belimi doğrultamıyorum!

★★★

Nüfusumuzun yüzde 32.1’i obezmiş. Avrupa’nın en şişmanı Türkiye imiş. Bu haberi gözümüze sokup “Bu ülkede yokluk var diyenler nerede?” diyecek yandaş çıkmadı mı daha?

★★★

Ekmeğimi taştan çıkarıyorum. Mermercide çalışıyorum da.

★★★

Geçenlerde oğluma nasihat etmeye başladım. “Babacığım kamu spotuna başlama istersen” demesin mi ?

★★★

Müze giriş ücreti yüzde 50 zamlanmış. Tüh tarihten bile ders alamayacağız artık.

★★★

Dut yemiş bülbül gibi sustun niye? Dut gibi sarhoş olduğun için olabilir mi?

★★★

Ya olduğun gibi görün ya da görüntü kirliliği yapma!

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Trenlerde namusa çok düşkünüz uçaklarda ahlaksızlık serbest


Hafta içinde gazeteci/yazar Tuluhan Tekelioğlu’nun attığı bir tweet çok ilgimi çekti.
Aynen şöyleydi Tekelioğlu’nun tweeti; “Gara erken geldim. Tren biletimi erken saate değiştirmek istedim. Gişedeki beyefendi “Hiç yer yok. Daha doğrusu bayan yanı yok” dedi. Farketmez dedim. Ama biz yer veremiyoruz” dedi. Ben şok şok!!”
Durum şu: Devlet Demiryolları’nın başındaki kişi muhtemelen kadınların namusuna çok düşkün.
Bu nedenle hızlı trenlerde birbirini tanımayan kadınlarla erkeklerin yan yana oturmasını kabul edemiyor.
Hepsi bir kaç saat süren ve içerisi iyice aydınlatılmış, her koltuğu da dolu hızlı trenlerde yan yana oturan ve birbirini tanımayan bir kadınla bir erkek ne yapabilir çok merak ediyorum.
Ama Demiryolları’nın başındaki kişi bu işi namus meselesi olarak görüyor ve bir kadın tek başına bilet almışsa yanına asla bir erkek yolcu için bilet satmıyor.
Aynı şekilde erkeğe satılmış bir koltuğun yanındaki koltuk boş olsa bile bunu talep eden kadına bu yer verilmiyor.
Bu kadar ahlaklıyız anlayın yani.
İyi de Demiryolları’nda korunan kadının iffeti uçaklarda niye korunmuyor?
Uçakta birbirini tanımayan bir kadınla erkek yan yana oturunca namusları bozulmuyor mu? Haydi yurtiçi seyahatlerde süre kısa diyelim.
Ama 10 saat süren, kabinin karartıldığı ve herkesin battaniye altında uyuduğu seferler var.
Burada yan yana oturan ve birbirini tanımayan kadınla erkek oturması THY genel müdürünü rahatsız etmiyor mu?
Demiryolları’nın müdürü bu kadar ahlaklıyken THY’nin müdürü başka bir şey mi?

plusbanner2x