Fetullah’a parseller verildi.
Korundu, kollandı.
Fetullah, ABD’ye kaçtı.
Geri alamadılar.
Rıza Zarrab’a külçeler sunuldu.
Hayırsever ilan edildi.
İşadamlığı göklere çıkartıldı.
Zarrab da ABD’ye kaçtı.
Geri alamadılar.
Zekeriya Öz’e paye ikram edildi.
Altına zırhlı araç çektiler.
Hukuk ilahı ilan ettiler.
Almanya’ya kaçtı.
Geri alamadılar.
Mehmet Aydın lokantada bulaşıkçılık yapan bir garibandı. Devlet yanında durdu. Bakan kutlama telgrafı çekti. Kaymakamlar açılış yaptı. Müftüler dua desteği yağdırdı.
Türkiye’de yeni bir banka kurmak en çetin girişim iken ve yasaya göre, bir banka kuracak işadamının daha başlangıçta 300 milyon TL ödenmiş sermaye koyma şartı varken, bankanın sadece isim hakkı 50-60 milyon dolar ederken 27 yaşında Mehmet Aydın, “Çiftlik Bank”ı kurdu, para toplamaya başladı. BDDK “arkadaş senin banka kurma iznin var mı” diye sormadı, SPK ise “senin para toplama hakkın yok, gel buraya” diye itiraz etmedi. Mali polis göz yumdu, savcılar görmezden bilmezden geldi. Uruguay’a kaçtı.
Benzer örneklere bakınca bu becerikli genç işadamımızın (!) Paraguay’a değil komşu ülke Uruguay’a götürdüğü paralarla geri getirilebilmesi, şimdilik, zor görünüyor.

* * *

Buraya yazıyorum.
Şimdi yine uyanık biri çıkacak; “Ucuz Uruguay Turları” turizmini başlatacak. Tıfıl tombul oğlanın Uruguay’da adres gösterdiği iki katlı ve bahçeli rezidansını görmeye, gerçek Uruguay dana biftek, gezen tavuktan sahanda yumurta yemeye, Uruguay ineğinden sağılmış sütü içmeye insanlarımız koşuşacaktır!
Adres gösterme benzerliği de var.
MAN Adası’nda şirket!
Uruguay’da malikane!
Cumhurbaşkanı’nın dünürü, eniştesi, kardeşi, oğlu MAN Adası’nda, dört demet maydanoz parasına kurulmuş bir şirketi adres göstermişlerdi. Bu adresten Türkiye’deki banka hesaplarına 15 milyon dolar göndermişlerdi. 15 milyon dolar önce Türkiye’den gidip, sonra geri dönmediyse; bu para nasıl kazanıldı diye Meclis’te soru bile sorulmuştu.
Cevap veren çıkmadı.
Para önce gitti.
Sonra geri geldi.
Aynı benzerlik yaşanıyor. Çiftlik Bank’ı BDDK’nın, SPK’nın, savcıların, mali polisin, bakanlığın gözü önünde ve müftülerin hayır dua desteğiyle kurdu. Tam rakamları veriyorum: 77 bin 443 kişiden 511 milyon TL topladı. Saadet zincirini çekici kılmak için ilk aylarda 62 bin 877 kişiye 393.3 milyon TL geri ödedi. Kalan 113.4 milyon TL’yi ise Kıbrıs’ta bir bankada kendi ve eşi adına açtırdığı hesaba aktardı.
MAN Adası şirketi gibi.
Giden para.
Gelen para.

* * *

Bu bağlamda can alıcı benzerlik; bir gece yarısı Meclis’te uykulu gözlerle bir torba yasa tasarısı kanunlaşırken torba yasanın içine “bir maddenin” girmesiyle yaşanacak. Bu maddeye göre, paralarını yurt dışına götürmüş olanlar; geri getirirlerse, yüzde yarımı kadar bir ceza ödediklerinde, Türkiye maliyesi, adaleti, bankaları, mali polisi, onları “dışarıya para kaçıran olarak değil sütten çıkmış ak kaşık kadar tertemiz insanlar” diye görecekler.
Son 16 yılda.
4 defa yaşandı.
Gitmiş paralara af çıkartma 4 defa tekrarlandı ve parası olanlar, geri getirirlerse onlara “sen bu paraları nerede kazandın” diye sorulmadı. Uruguay’a kaptırdığımız yaşı küçük yeteneği büyük işadamımız, bir gün “sütten çıkmış ak kaşık” maddesiyle Türkiye’ye döner! Ülkeye para getirdi diye alkışlanır.