Ben onu bilir, onu söylerim: Sözünü tutmayan adamdan partisine de ülkeye de bir hayır gelmez!
Bana “Muharrem İnce’ye ne garezin var? Neden hep eleştiriyorsun!” diye soran CHP’lilere rastlıyorum. Ne kadar yanlış bir düşünce!
Muharrem Bey’e hiçbir garezim yok ve olamaz da... Onunla tanışmam. Hayatta bir kere bile yüz yüze gelmiş değilim. Olaya objektif bakıyorum.
Cumhurbaşkanı adayı olduğu vakit onu destekledim. Meydanları harekete geçirince içtenlikle alkışladım.
Seçim sonuçlanıncaya kadar gösterdiği performans çok iyiydi. Fakat seçimden sonraki davranışları yanlış oldu, güven yitirdi, kredisini bitirdi. Hata üstüne hata yaptı!

* * *

*“Beni Cumhurbaşkanı adayı yapan Kılıçdaroğlu’nun karşısına bir daha rakip olarak çıkmayacağım. Bende vefa duygusu var” demişti, sözünü tutmadı.
*Bir insan tutamayacağı hiçbir sözü vermemeli. Hele siyasetçilerin sözü senetten daha sağlam olmalı, karşılıksız çek gibi aldatıcı olmamalı!
*Seçimde yüzde 30 oy alınca Muharrem Bey’in egosu şişti, “Küçük dağları ben yarattım” der gibi kabararak dolaşmaya başlayıp “İlle de kurultay” diye tutturdu.
*Kılıçdaroğlu ona tüm gücüyle destek olmasaydı bu oyu alabilir miydi? Ayrıca aldığı yüzde 30 oy da bir başarı değildir. Ben yüzde 50+1’e başarı derim. Seçimdeki rakibi, Muharrem İnce’ye 10 milyon 900 bin oy fark attı!
*İnce, zamansız kurultay çığlıklarıyla CHP’yi ikiye böldü, parti güç kaybetti.
*Seçimden sonra İnce’nin yapacağı en iyi iş 8 ay sonraki yerel seçimlerde “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı”na aday olmaktı. Çünkü İstanbul Belediye Başkanlığı, başbakanlık kadar değerli bir makamdır.
*Muharrem Bey sanırım İstanbul Belediye Başkanlığı’nı beğenmedi, küçük gördü, hata etti. Unutmasın ki, günümüzün Cumhurbaşkanı Erdoğan da İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan bu makama geldi.
*AKP ve MHP, Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde ittifakı devam ettirecek. Çalışmalara başladılar bile... Ya CHP ne yapıyor? İnce’nin başlattığı iç kavgayı sürdürüyor.
*Şimdi de “Tüzük kurultay yapılsın” diye tutturdular. Onların koltuk kavgaları devam ederken yine “Atı alan Üsküdar’ı geçecek” ve maalesef CHP bir kez daha hüsrana uğrayacak!

Timsah gözyaşları!


Okuyunca gözlerim yaşardı.
AKP meğerse CHP’yi ne kadar çok seviyormuş!
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, Çanakkale’nin Beyçayır Köyü’nü ziyaretinde yaptığı konuşmada, kurultay tartışmalarının CHP’yi yıprattığını söyleyerek, bu kavgalara son verilmesini istedi.
CHP’nin içine düştüğü durum AKP’lileri de üzüyor mu, nedir?
Bülent Turan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na çatarak:
“Yahu istenmiyorsun. Bırak git artık. Bu kadar adam seni istemiyorsa, senin partide artık bir karşılığın yoktur” diye bağırdı.
Şu CHP sevgisini (!) görüyor musunuz? Vallahi Bülent Bey ömür adam... Kılıçdaroğlu’nun gitmesini, Muharrem İnce’nin gelmesini istiyor. Bir AKP’li bu değişimi neden ister ki?
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan şöyle devam etti:
“Kılıçdaroğlu geldikten sonra var olan CHP’ye bakın. Bırakın siyaset yapmayı, hayatında CHP’nin kapısından geçmemiş şaibeli tipler en başa çıktılar. Çünkü partinin genetiğiyle oynadılar. Milli hassasiyeti olan CHP’lileri tasfiye edip yerli ve milli ne kadar değer varsa hepsine hakaret eden adamları baş tacı yaptılar. Atatürk’ün 95 yıllık partisini ne hale getirdiler!”
Adam neredeyse CHP’nin haline oturup ağlayacak! Tabii ki buna timsah gözyaşları denir!
Eski bir şarkı sözü aklıma geldi:
“Bu ne sevgi ah, bu ne ıstırap,
Zavallı kalbim ne kadar harap!”


TEBESSÜM

“İmdat! Kimse yok mu?”


Temel bir gün yolda dalgın dalgın giderken, önündeki derin çukuru görmüyor ve içine düşüyor. Başlıyor bağırmaya...
“İmdat! İmdat! Kimse yok mu? Kimse yok mu beni kurtaracak?”
Bir ışık parlıyor ve çukurun tepesinde bir melek görünüyor.
Temel “Oh, Allah’a şükür yardım geldi!” diyor. Melek:
“Ben seni 3 şartla kurtarırım. 1) İçkiyi, 2) Kumarı, 3) Çapkınlığı bırakacaksın!” diyor.
Temel düşünüyor, sonra tekrar bağırmaya başlıyor:
“Başka kimse yok mu? Başka kimse yok mu?”

GÜNÜN SÖZÜ


Aptallıkla mücadelede en sabırlı insanlar bile sonunda çileden çıkar!

basliksiz-2

plusbanner2x