Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu büyük bir şaşkınlık içinde:
“Bugünkü iktidar gibi kendinden şikâyet eden başka hiçbir partiye dünya tarihinde rastlanmamıştır” diyor.
Böyle hayret etmekte haksız değil.
İktidar ne yapıyor? Gittiği her yerde “Aldatıldık, yanlış yaptık, milletimizden özür diliyoruz. Allah bizi affetsin, İstanbul’a ihanet ettik, şuraya şöyle yaptık, buraya böyle yaptık” deyip duruyor.
Temel Karamollaoğlu da isyan ediyor:
“Yeter yahu, yeter! Eğer bu kadar yanlış yapmaya meyilliyseniz neden hâlâ iktidar olmak istiyorsunuz? Bırakın da aldatılmayan gelsin!”

* * *

Dolar almış başını gidiyor. Ne zaman nerede duracağı belli değil... Döviz yükseldikçe ülke olarak borçlarımız artıyor ve biz hızla fakirleşiyoruz!
Dışarıdan döviz artık son derece az gelmeye başladı. Neden böyle oldu?
Yabancı yatırımcılar ürküyor, güvenemiyor ve korkuyor!
Temel Karamollaoğlu en önemli sorunu şu cümleyle açıklıyor:
“Adalet olmadan ülkeye para gelmez! Önce adalet...”

* * *

Türkiye günlerdir dövizdeki dalgalanmalarla boğuşuyor.
Nihayet Saray’dan izin koparan Merkez Bankası’nın son andaki müdahalesi doları biraz frenledi ama yetersiz!
Dövizin artması enflasyonu fırlatır. Enflasyonun artması yoksullaşmak demektir.
Ulusça daha fukara hale geliyoruz. İşin gerçeği bu...
Peki, vatandaş bunun hesabını sandıkta sormayacak mı? Millet “Tek Adam” yönetiminde ısrar edecek mi? İşte kördüğüm burada!
Yaşanan tüm sıkıntıların nedeni ülkenin iyi yönetilmemesidir!
“Aldatıldık, yanlış yaptık, şuraya buraya ihanet ettik, Allah bizi affetsin!” filan diyorlar ama yönetimi bırakmaya da hiç yanaşmıyorlar! Nasıl oluyor bu?

TAHSİN ALBAY


Uzun yıllardan beri tanıdığım bir “Tahsin Albay” var. Demirel döneminde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Kıtası Komutanı idi... Şimdi emekli...
Tahsin Albay (Ataizi) “Emekliyim ama emeklemiyorum, ayaktayım” diyor.
Bana bir mektup göndermiş. Özetleyerek naklediyorum. Okuyalım:

* * *

“Bir süre önce gençlerin ‘Gazeteci olmak konusunda ne dersiniz?’ sorusuna ‘Askerlik ve polislikten sonra en tehlikeli meslek gazetecilik’ diye cevap vermiştiniz. Bu görüşünüze saygı duyuyorum, fakat...
Bence gazetecilik, askerlik ve polislikten de önde gelir.
Askerlik bizim mesleğimizin ötesinde bir yaşam tarzımızdır. Polisler için de öyle düşünebiliriz. Asker ve polis emir ve talimatlar doğrultusunda hareket etmek zorundadırlar. Sonuçta ölüm ve yaralanma olsa da bu zaten onların kendi seçimleridir.
Ancak, gazeteci, olaylara ve gelişen durumlara göre toplumu aydınlatmak durumundadır. Bunu emir ve talimatlar doğrultusunda yapmaz.
Özgür basın (!) olarak bugünkü demokratik (!) ortamda yazılan ve çizilenler iktidara da muhalefete de ters gelebilir.
Sonuç mu? Silivri’ye zorunlu istirahate veya yeni inşa edilecek istirahat hanelere (!) yollanabilirsiniz. Veya vatan hainliği ile bile suçlanabilirsiniz!
Hapis cezası ya da tazminat olmasa bile, iktidarın baskısıyla işlerinden atılan gazetecileri hepimiz biliyoruz.
Bizlere gerçekleri ileten yiğit SÖZCÜ Gazetesi’ne ve onun fikri hür, vicdanı hür, kalemi hür yazarlarına “İyi ki varsınız” diyorum.

* * *

Ben, askerlik mesleğine bir ömür vermiş kişi olarak OHAL’de ve BU HAL’de yapılan gazetecilik mesleğinin askerlik ve polislikten önde geldiği görüşündeyim.
Her meslekte, her ne sebeple olursa olsun ölüm mukadderattır, alın yazısıdır. Bu herkes için geçerlidir.
Ancak mesleği, vatanı, kalemi, düşünceleri uğruna (Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Hasan Fehmi ve diğerleri gibi) ölmek kaderde varsa bu her şeye değerdir.
(Saygılarımla- E.Albay Tahsin Ataizi)

TEBESSÜM

KAZAK DEDİĞİN BÖYLE OLUR


Akşam üzeri iki kafadar barda içkilerini yudumluyorlar... Biri:

“Ben eve fazla gecikemem, karımdan korkarım” diyor.
Diğeri alaylı bir şekilde gülünce öteki bundan alınarak soruyor:
“Peki, sen karından korkmaz mısın?”
Adam “Neden korkacakmışım?” diyor “Çamaşırları yıkamışım, ütümü yapmışım, yemeği pişirmişim, bulaşığı yıkamışım, camları silmişim, etrafın tozunu almışım, çocuğun  bezini değiştirmişim... Ben karımdan neden korkayım yahu?”

GÜNÜN SÖZÜ


Siyaset ve ekonomide görülen hastalıkların çoğu pahalı zevklerin bedelidir!

basliksiz-rt

sozcu-banner-1