Önce, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, ardından da sanki 16 yıldır iktidarda değilmiş gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı kamu personeline 3600 ek gösterge verileceğini açıkladı. Oysa, muhalefetin bu konuda verdiği kanun teklifleri de hep AKP tarafından reddedilmişti.

Konu 2 milyon 838 bin 824 çalışanı, 2 milyon 92 bin 755 emekli ile birlikte toplam 4 milyon 931 bin 579 kadrolu kamu personelini ve ailesini ilgilendiriyor. 2006 yılından itibaren kamu personelinin tümüne yönelik kayda değer bir iyileştirme/değişiklik yapılmadığını da hatırlatalım.

YÜZDE 51’İ YOK

Toplam 2 milyon 838 bin 824 memur istihdam ediliyor. 3600 ek gösterge verilmesine yönelik vaatler ise kamu personelinin tümünü kapsamıyor hatta yüzde 51’inin mali hakları göz ardı ediliyor. Bu durum, kamu personelini de ikiye bölüyor. Kamu personelinin yüzde 49’unu oluşturan (904 bin 679) öğretmen, (264 bin 879) emniyet mensubu, (117 bin 577) hemşire, (98 bin 605) din hizmetleri görevlisi, nitelik ve nicelikleri belirtilmemiş diğer idarecilerin ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesine ilişkin söz verildi. Bu ek gösterge vaadinin 1. derece kadroda bulunan yüksek öğrenim yapmış görevlilere özgü olduğu/olması gerektiği düşünülüyor.

Bununla birlikte hemşireler ve din hizmetleri görevlilerinin mevcut ek göstergeleri, öğrenim durumlarına göre, (2200 ve 3000 şeklinde) farklılık gösteriyor. Halen 2200 ek gösterge alanların vaat kapsamında olup/olmadığı belli değil. Vaat kapsamı içinde değerlendirilmesi halinde ise aynı hizmet sınıfında bulunan görevliler arasında genel dengeyi/çalışma barışını bozucu, eşitliği aykırı, adaletsiz bir durum olacak.

NET ARTIŞ ÇALIŞANDA 46 LİRA

Gösterge artışı da yetmez. Kamu personelinin mali haklarında önemli bir iyileştirme yapılmalı. Ek gösterge artışı ile birinci derece kadroda görev yapan öğretmen ve polis memurlarının aylıklarında sadece 46 TL (net), emekli olanların aylıklarında ise toplam 25 hizmet yılı üzerinden (48,80+464) x 1.04 = 513,89 TL) toplam 513,89 TL net artış olacak.

Kadro unvanları ve hiyerarşik yapının özel bir önemi olan Emniyet’te, daire başkanları ve 1. sınıf emniyet müdürleri ile polis memurları da aynı ek gösterge üzerinden aylık alacak. Eğer 1. sınıf emniyet müdürü dışında kalan rütbelilere yönelik ayrı bir düzenleme yapılmazsa polis memurları, emniyet müdürü ve amiri rütbesinde olanlardan daha fazla ek gösterge almış olacak. Sağlık hizmetleri sınıfında uzman doktorlar ile hemşireler; Diyanet İşleri Başkanlığı’nda ilahiyat fakültesi mezunu ile önlisans din eğitim almış olanlar arasında ek gösterge yönünden fark kalmayacak olması da hizmetin özelliği nedeniyle konulmuş genel dengelerin gözetilerek yapılmasında yarar var.

SAĞLIKLI ÇÖZÜM İSTİYORSANIZ

Kamu personelinin durumuyla ilgili araştırmalarıyla da tanıdığımız Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’e sorduk. Deneyimli başmüfettiş iki ayrı yöntem önerdi. İşte dikkate alınması gereken önerilerin özeti:

- 3600 ek göstergenin çalışan kamu personeline getirisi sembolik nitelikte kalıyor. Ek gösterge artışı, özellikle emekli aylıklarında artışlara yol açıyor. Bu yüzden 2008 yılından önce göreve başlamış olan kamu personelinin emekli aylıklarında iyileştirme düşünülmekte ise 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun mülga ek 70 maddesindeki emeklilik tazminatı oranlarında artış yapılabilir. Örneğin emekli aylık bağlama oranlarında 60 puanlık bir artış yapılması halinde 25 yıllık hizmeti olan kamu personelinin emekli aylığında yüzde 4 ek ödeme dahil 513,89 TL artış sağlanmış olur. Üstelik bu artış seyyanen (eşit olarak) yapılacağı için tüm kamu personelinin emekli aylıkları aynı miktar artar.

- Ek gösterge rakamları üzerinde genel bir değişiklik yapılabilir. Ek gösterge rakamlarında, iktidar üzerinde etkili olan az sayıdaki kamu personeli hariç 1994 yılından beri kayda değer bir değişiklik yapılmadı. Bu amaçla 1. derece kadrolarda bulunanlar için belirlenmiş olan 2200, 3000, 3600, 4800, 5300, 5800, 6400, 7000, 7600 ek gösterge rakamları yerine, (2200 yerine 3000, 3000 yerine 3600, 3600 yerine 4800 vb. olacak şekilde) takip eden bir üst gösterge rakamları verileceğine ilişkin vaatde bulunulması yeterli olur. Bu suretle yılların sorunu pratik olarak, dengeli/köklü bir çözüme kavuşturulmuş olur.

Söz verilmesine rağmen bir türlü yerine getirilmeyen bu vaadi yerine getirmek 24 Haziran’dan sonra bakalım hangi Cumhurbaşkanına nasip olacak. Dileriz, meydanlarda verilen bu sözler, 16 yıldır olduğu gibi yine vaat olarak kalmaz.

sozcu-banner-1