Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde park halindeki otomobilde patlama meydana geldi. Patlamanın ardından alev topuna dönen otomobildeki 3 kişiden 2'si yaşamını yitirdi birisi de ağır yaralandı.

Patlamanın etkisiyle, araç içindeki iki kişinin cesetleri yola savruldu. Foto: DHA


Bugün saat 13.00 sıralarında, Mehmet Akif Ersoy Caddesi'nin kenarında park halinde bulunan otomobilde, henüz bilinmeyen nedenle patlama meydana geldi. Çevrede büyük korkuya neden olan patlamanın ardından otomobil, alev topuna döndü. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi.

Bölgeye çok sayıda güvenlik gücü gönderildi. Foto: DHA


Polisler çevre güvenliği alırken, itfaiye ekipleri yangını söndürdü. Yapılan incelemede, otomobilin içinde bulunan iki kişinin yanarak can verdiği saptandı. Patlamaya neyin yol açtığı araştırılıyor.

DHA


Hatay Valisi Rahmi Doğan, yaptığı açıklamada, araçtaki patlamanın neden kaynaklandığının henüz belirlenemediğini ifade ederek, ilk tespitlere göre araçtaki iki kişinin öldüğünü söyledi.

ERDOĞAN "ÜÇÜ DE ÖLMÜŞ" DEMİŞTİ

Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da patlama ile ilgili yaptığı açıklamada “Suriyeli 3 kişi ama aracın içerisinde bomba olduğu belli, onun patlaması neticesinde 3 de ölmüş, kimlik tespitleri yapılmış. Tabi bunun gerisinde ne vardır ne yoktur onun da zannediyorum kısa zamanda neticesi ortaya çıkacaktır. Şu andaki tespitler daha çok terörle bağlantısı olabilir yönünde” ifadelerini kullandı.

DHA


İÇİŞLERİ VE VALİLİK: 2 ÖLÜ BİR AĞIR YARALI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı ilk açıkmanın ardından Antalya'da gazetecilere konuşan İçişleri Bakan Süleyman Soylu ise "Aracın içinde el yapımı patlayıcı olduğunu düşünüyoruz. GEçici kimlikle Türkiye'den yaşayan 3 Suriyeliden 2'si öldü" dedi.

Hatay Valiliğinden yapılan açıklamada da patlamanın araçta bulunan el yapımı patlayıcıdan kaynaklandığı belirtildi. Açıklamada “Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde saat 12.50 sıralarında seyir halindeki bir araçta meydana gelen patlamada araçta bulunan 3 Suriyeliden 2’si ölmüş, 1’i yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Patlamanın araçtaki el yapımı patlayıcıdan meydana geldiği değerlendirilmekte olup, olaya karışan aracın Suriyeli sahibinin kimlik bilgileri tespit edilmiştir. Araçta bulunan kişilerin tüm bağlantıları araştırılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

2013'TEKİ SALDIRIDA 52 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ

11 Mayıs 2013'te Reyhanlı, düzenlenen iki ayrı bombalı saldırıda 52 kişi yaşamını yitirmiş. 146 kişi de yaralanmıştı. Bombalı araçlarla düzenlenen bu saldırı, o dönem Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı saldırısı olarak kayıtlara geçmişti. Saldırıyla ilgili olarak 32 Türk vatandaşı şüpheli gözaltına alınmış bunlardan 20'si tutuklanmıştı. Soruşturma safhasında; saldırıyı tutuklu şüphelilerden Nasır Eskiocak liderliğinde Esad rejimi yanlısı Suriye gizli servisi El Muhaberat bağlantılı bir silahlı grubun düzenlediği ortaya çıkmıştı.

Tarihte 5 Temmuz...


Hatay'ın yeniden Türkiye'ye katılma süreci 5 Temmuz 1938’de başladı


Hatay, I. Dünya Savaşı sonrasının çözümlenemeyen sorunlarından biriydi. 1516 yılında Osmanlı egemenliğine giren Hatay, stratejik anlamda oldukça önemliydi. Savaştan sonra hakimiyet, Türklerin elinden çıktı. Ancak Türkiye, Hatay’ı anavatana katmak için büyük çaba gösterdi. Üstelik Hatay savaşla değil, tamamen diplomatik başarı ile 5 Temmuz'da yeniden topraklarımıza katıldı.

Hatay’a özerk yönetim


Hatay, Osmanlı Devleti ve İtilaf kuvvetleri arasında 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra Fransızlar tarafından işgal edildi. 20 Ekim 1921’de Türkiye’nin Fransa ile imzaladığı Ankara Anlaşması’yla da Hatay, Fransa yönetiminde, Suriye sınırları içinde kaldı. Ancak bu anlaşmada yer alan hükümlere göre, büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hatay’da özerk bir yönetim kurulacaktı. Türklere milli kültürlerinin korunmasında her türlü kolaylık sağlanacak ve Türkçe resmi dil olarak kullanılacaktı. Bunun üzerine Fransa, Hatay ve çevresini “Kuzey Suriye Hükümeti” adı altında Milletler Cemiyeti’ne tescil ettirdi. Hatay, özerk bir yönetim olarak uluslararası alanda kabul gördü.

Fransa’nın 1935’de Suriye ve Lübnan üzerindeki mandasını kaldırmasıyla birlikte bölgede dengeler değişti. Fransa, 9 Kasım 1936’da bölgedeki tüm haklarını Suriye’ye devretti. Ancak bu durum Türkiye’yi memnun etmedi. Türkiye, Ankara Anlaşması’nın ihlal edildiğini ifade etti. Sorun çözülemeyince konu Milletler Cemiyeti’ne götürüldü.

Atatürk’ün Hatay kararlılığı


Fransa’nın Milletler Cemiyeti tarafından alınan bu kararı uygulamadaki isteksiz tavrı, Türkiye’nin önemli bir hamle yapmasına yol açtı. Türk askeri, Hatay sınırına yığıldı. Ortaya çıkan bu yeni durum Fransa’nın olaya daha ılımlı yaklaşmasına sebep oldu. Bunda Atatürk’ün rolü çok büyüktü. Hatay sorununu çözmeye kararlı olan Atatürk, hastalığının ilerlemesine aldırmadan Mersin ve Adana’ya gitti. Türk askerinin resmigeçit törenlerini yerinde izledi. Amacı, Suriye ve Fransa’ya gözdağı vermekti.

Atatürk’ün bu hamlesi çok geçmeden işe yaradı. Fransa, Hatay’a kendi valisi yerine bir Türk vali atayarak iyi niyet gösterisi yaptı. Sonraki aşamada Türkiye ile Fransa tekrar masaya oturdu. Yapılan anlaşma neticesinde Hatay’ın toprak bütünlüğü ve siyasi statüsünün ortak şekilde korunmasına karar verildi. Böylece 5 Temmuz 1938’de Türk askeri Hatay’a girdi. Bu, tarihi bir dönüm noktası demekti.

23 Haziran 1939 tarihinde ise Hatay Meclisi'nin oy birliği ile aldığı kararla Hatay Türkiye'ye katıldı.