Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in ölümüne ilişkin, 2 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar
Çağatay Aksu ve Berk Akand ile Şule Çet'in babası İsmail Çet, aile yakınları ve tarafların avukatları katıldı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatı da şikayetçi olarak duruşmada hazır bulundu. Ayrıca duruşmayı, aralarında milletvekillerinin de bulunduğu çok
sayıda kişi de takip etti. Yoğun katılımdan dolayı duruşmaya yaklaşık bir saat geç başlanırken, izleyicilerin bir kısmı mahkeme salonuna alınmadı. Duruşmaya, katılan avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam ediliyor.

Saat 10:00'da başlaması gereken duruşma, yoğunluk sebebiyle avukatların içeri alınamamasından dolayı 11:15 sıralarında Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım’ın savunması ile başladı.

T24'te yer alan habere göre; Yıldırım, duruşma salonuna kurulan projeksiyona yansıtılan fotoğraflar eşliğinde sanıkların yalan söylediğini belirterek şunları söyledi:
“Olay iddia edildiği gibi misafir odasında değil de makam odası diye nitelenen büyük salonda yaşandı. Misafir odasının o kadar toplu olma sebebi delillerin karartılması değil o odaya gidilmemiş olmasıdır. Olayın misafir odasında yaşandığını iddia ederek sanıklar birbirini korumaya çalışıyor. Salondaki camda Berk Akand’ın avuç içi izinin olması da bunu doğruluyor. Aynı zamanda Şule’nin düştüğü yer de dikkate alındığında salon camının altında olduğu görülüyor. Berk bu davanın en büyük sanığı olduğu kadar tanığıdır da… Berk bir önceki duruşmada Çağatay’ın bardakları yıkadığını itiraf etti. Şule’nin kanında bulunan ilaca evinde ve çantasında ulaşılamadı. Bu ilaç Şule’nin içeceğine mi karıştırıldı?
anık avukatları Şule’nin ekonomik gerekçe ile intihar ettiğini iddia ediyor. Hangimiz babamız para göndermiyor diye kendimizi bir plazanın 20. katından aşağı attık?

Olay günü çekilen videolarda perdelerin inik olduğu gözüküyor, sabah polisler tarafından çekilen fotoğraflarda ise perdelerin açık olduğu gözüküyor. Demek ki olaydan sonra perdelerin nasıl durduğunu hatırlayamadıkları için öyle ayarlamışlar.

İfadelerinde hava almak için camların açık olduğunu söylemelerine rağmen çekilmiş görüntülerde perdeler kapalı. Demek ki mahrem bir şeyler yaşandı ki perdeleri kapatma ihtiyacı hissettiler. Sabah da nasıl ayarlaması gerektiğini bilemeyip perdeleri açtılar.

Şu anda GSM kayıtlarından baz istasyonu kayıtlarını inceliyorlar. Şule’nin telefonunun konum verileri ile görüntüleri karşılaştırdığımızda hangi saatte hangi odada olduğu dair anlaşılabiliyor. Aynı şekilde Berk Akand’ın da hareketleri belli oluyor. Baz istasyonu verilerine göre Berk iddia ettiği gibi uyumuyor. Hareket ettiği görülüyor.

Şule’nin kanında bulunan uyku getirici hapın kabı ne çantasında ne de evinde bulunamamıştır. Bence tartışılması gerekilen konu uyku getirici hapın nasıl kanında bulunduğu olmalıdır. 2016’daki rapordan Şule’nin psikolojik sorunu olduğu söyleniyor, annesi öldüğü için hatta babası para göndermediği için intihar etmiş olabileceği söyleniyor. Ama düzenli olarak hap kullanmıyor. Bunlar tamamen manipülasyon."

Berk Akand: Ben itirafçı falan olmadım


Bunun üzerine sanık Berk Akand, “Ben ayakta durmuyordum ve bu yüzden uyuyordum. Ben itirafçı falan da olmadım” dedi. Sanık Çağatay Aksu’nun annesi tanık olarak dinlendi. Olayın ardından kendisine telefon edildiğini "Çağatay serbest bırakılacak" dendiğini söyleyen Aksu’nun annesi, “Dolandırıldım” dedi ve, “Gelen telefondan sonra avukatımı aradım ve o da dolandırıldığımı söyledi" diye konuştu.

"Odaya girdiğimde beli yarıya kadar sarkmıştı"


Mahkeme başkanının “Olay günü sizi Çağatay aradı mı?” sorusuna ise Aksu’nun annesi, “Gündüz beni aradığında bir iki saat işi olduğunu söyledi. En son gece ikiyi çeyrek geçe aradım. Ben ses tonundan alkol aldığını anladım. Sinirlendim Ramazan’da alkol içtiği için telefonu kapattım. ‘Biz anne Rıfkı’da oturduk, plazaya gittik. Anne odaya girdiğimde beli yarıya kadar sarkmıştı. ‘Ben gidiyorum’ dedi ve düştü’ dedi” yanıtını verdi.

“Kızına sahip çıksaydın”


Anne Aksu, sanık avukatı Umur Yıldırım’a seslenerek, “Bizim mal varlığımızı bu kadar insana açıklar mısınız? Şu anda kirada oturuyorum, arabam yok. Bu zamana kadar siz sosyal medyada hep konuştunuz biz sustuk. Sadece Çağatay’ın yatak odasını araştırıyorlar başka bir şey yapmıyorlar oldu” dedi. Bu sözlerin ardından mahkeme salonunda tartışma yaşandı.

Bu sıra sanıklardan Çağatay Aksu, Şule Çet’in babasına “Kızına sahip çıksaydın” dedi. Aksu’nun bu sözü üzerine mağdur avukatları ile sanıklar arasında tartışma yaşandı.

Şule'nin arkadaşı: Bana Çağatay'ın kendisini rahatsız ettiğini söylemişti


Şule Çet’i 2009’dan bu yana tanıdığını belirten Çet’in eski erkek arkadaşı mahkemede ifade verdi. Çet ile daha önce psikiyatriye gittiklerini söyleyen Çet’in eski erkek arkadaşı, “Doktor herkese söyleyeceği şeyleri söyledi ve bir şeyimizin olmadığını söyledi” dedi. Ardından tanık olarak Şule’nin arkadaşı Gözde Yalçın dinlenmeye başladı. “Şule’nin intihar etme ihtimaline inanmıyorum" diyen Yalçın, "Olaydan iki hafta önce beni arayarak işten çıkarıldığını ve parasını alamadığını belirtti. Şule bana Çağatay’ın kendisini rahatsız ettiğini söylemişti" diye konuştu.

Bana borcu vardı ödemiyordu


Sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ı 13 yıldır tanıdığını söyleyen ve olay gecesi sanık Akand’ın, “Viski alacağım dükkanı açar mısın?” diye kendini aradığını söyleyen market sahibi tanık, “Berk dükkana geldi serbest bırakılınca. ‘Başımızdan böyle böyle olay geçti kız kendini attı. Ben odadaydım görmedim’ dedi. Sonrasında olay sosyal medyada duyuldu. Çağatay ile dört beş yıldır konuşmuyordum. Bana borcu vardı ödemiyordu” ifadelerini kullandı.

Berk Akant: Bir saat önce görüntülerimi facebookta paylaşmışım, hangi manyak yapar bunu! söz alan sanık Berk Akant, “Tecavüz edip, öldürdüğümü iddia ettikleri kızla bir saat önce görüntülerimi facebookta paylaşmışım. Allah aşkına hakim bey hangi manyak yapar bunu?” diye sitem ederken salondan, "Sizin gibi manyaklar yapar" sesleri geldi.

Çet ailesinin avukatları savunmalarını yaptı. Avukat Onur Tatar şunlar söylendi: “Dosyaya sunulan Mersin Üniversitesi Raporu’nu hazırlayan kişileri gelecek celse dinleteceğiz.
Meslektaşlarım ise mahkemeye sundukları rapor ile tartışmaya neden olan Mehmet Nuri Aydın’ı buraya getirebilirler mi? Daha önce meslekten çıkarılan adlı tıp uzmanı Aydın, geç saatte içkili ortamda olanların kişinin rızasında olduğunu belirtiyor. Bu anlayışla biraz önce Çağatay’ın ağzından 'Kızına sahip çıksaydın' ifadesi çıktı."

Bu sırada salondan alkış sesleri yükseldi. Sanık avukatı “Burası kadın programı değil” dedi. Sanık avukatının sözlerine itiraz edildi.

"Tokalaştık diyorlar… Anal bölgedeki ısırık ve tükürük ne? Tecavüz ettiniz"


Tatar sözlerini şöyle sürdürdü: “Tokalaştık diyorlar… Anal bölgedeki ısırık ve tükürük ne? Tecavüz ettiniz. Maktulün kanunda tespit edilen ilaç direncini kırmış. Yani her şey planlanmış.”

Çet ailesinin avukatı Ferhat Gebeş de şunları kaydetti: “Çağatay Aksu olay sonrası verdiği ifadede Şule’nin düştüğünü ve tutamadığını belirtti. Olay sonrası bilirkişi mütalasına göre cam üzerinde ne sanıklara ne de maktule ilişkin parmak izi yok. Umur Yıldırım’ın de belirttiği gibi olay salonda yaşanmıştır.

Şule’nin intihar ettiği belirtilirken Şule’nin dört ayak üstü düşmesi imkânsız. Ayrıca Şule’nin ayakkabıları ayağında değil. Önce sol ayakkabısı sonra da sağ ayakkabısı atılmış. Sol ayağında çorap var. Sanıklara soruyorum diğer çorap nerede?”

Şule’nin düşme sonrası görüntüleri gösterildi

Avukat Gebeş olay yeri görüntülerinden Şule’nin düşme sonrası görüntülerini gösterdi. Duruşmayı izleyenler, Şule’nin son görüntüsünün ekrana yansıtılması ile duygusal anlar yaşadı.

Sanık Çağatay Aksu: Suçluysam beni asın


Sanık Çağatay Aksu şunları kaydetti: “Yoruldum. Delil bulursanız beni asın. Benim DNA örneğim yok. Tecavüz edeceksiniz ve DNA örneğiniz geçmeyecek, mümkün değil. 10 aydır cezaevindeyim. Her geldiğimde suçlamalar değişmiş oluyor. Umur Bey tanık ifadeleri için yönlendiriyor. Pınar’ı aramış ve porno görüntümüz olduğunu söyleyerek yönlendirmiş. Yorulduk.

Beni senaryo ile yargılamayın. Ben beraatimi alıp gideyim. Cezaevinde ödül almışım. Cezaevindekiler suçluyu gözünün içinden tanıyor. 70 metreden insan düşerken ayağından çıkması kadar normal bir şey var mi? Raporlarda tecavüz ile ilgili bir şey var mı? Cezaevinde yatmayı hak eden bir insan değilim."

Berk Akand: Beraatimi istiyorum

Berk Akand da şöyle dedi: "Ben dünyaya cezaevinde çürümek için gelmedim, ben kaçmak isteseydim benim saçımın telini bulamazlardı. Beraatimi istiyorum hakim bey.”

Sanık avukatı Levent Erkmen: Para yollanmaması ve okulda durumunun iyi olmaması intihara sürükler Sanıkların avukatı Levent Erkmen, Şule’nin okul durumu ile ilgili yazı yazılmasını istedi. Erkmen şunları söyledi:

“Babasının para göndermediğini iddia ediyoruz. Para yollanmaması ve okulda durumunun iyi olmaması intihara sürükler. Şule’nin telefonunun son iki günlük kayıtlarını da isteyelim. Twitter’ının da doktor tarafından incelenip psikolojik durumu ile ilgili rapor yazılmasını istiyoruz.

Bırakıldıklarında yurt dışına çıkacaklarmış, anne baba emekli… Zengin erkek fakir kız algısı yaratılıyor. İddiaları çürüttüğümüze inanıyorum. Uzman psikolog dinlenirse majör depresif hastanın durumu anında değişir. Suçsuzluğumuzu ispatlamaya çalışıyoruz. Müvekkilimin ekonomik durumu değil yurt dışı, şehir içinde bir yere gitmeye dahi uygun değil. Eser miktarda DNA’ya doku deniliyor. Savcı iddianamesini çürüttük. Sosyal medyaya kötü yansıtıldı. Benim ağzımdan kızlık zarı diye bir laf çıkmadı…

Toplanan deliller çok fakat bu suçu işlediklerine dair somut delil yok. Kaçma şüphesi mevcut değil. Delilleri karartma ihtimali de yok. Diğer odadan düşme ihtimali var mı diye keşif yapılsın.  Tecavüz ve öldürme olayı saptanamadı. Beraat talep ediyorum.”

Sanık avukatı İskender Fatih Malkış: Söylediklerimin aksine bir delil çıkarsa ben bu davadan çekilirim Sanık avukatlarından İskender Fatih Malkış tahliye talep etmedi ve şöyle konuştu: “Gerçeğin açığa çıkmasını istiyoruz. Söylediklerimin aksine bir delil çıkarsa ben bu davadan çekilirim. Şule o gece Furkan’la mesajlaşmış olabilir. Şule’nin telefon kayıtlarında o geceye ait kayıtlar yok. Dosyada resmî adlı tıp raporunda cinsel istismar olmadığı yazıyor. Erkek arkadaşı olan bir kızda anal bölgede ‘psa’ çıkması o gece olduğu anlamına gelmez. Bir daha ki rapora kadar içeride yatsın tahliye istemiyorum.”

Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs 2018'de Ankara'daki bir plazanın 20'nci katından düşerek yaşamını yitirmiş, olayla ilgili Çağatay Aksu ve Berk Akand tutuklanmıştı. İddianamede, sanıklar hakkında "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası istenmişti.