İstanbul 14. Ağır Ceza, Erdem Gül hakkında bu kararı verdi:


Mahkeme, gazeteci Erdem Gül’le ilgili davanın Basın Kanunu’na göre öngörülen 4 aylık süreden sonra açıldığını söyledi ve davayı düşürdü. Karar, SÖZCÜ davasına emsal oldu




1 - MİT TIR’larına ait görüntülerin yayınlanmasına ilişkin “Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım” suçundan yargılanan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ile Adalar Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi Ankara eski temsilcisi Erdem Gül hakkındaki karar belli oldu. Berberoğlu hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar veren mahkeme, Gül hakkındaki davanın da düşürülmesine hükmetti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada en çarpıcı ayrıntı Erdem Gül’le ilgili verilen kararda yaşandı. Kararda şöyle denildi: “Erdem Gül hakkında ‘Silahlı Terör Örgütü’ne Üye Olmaksızın Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme’ suçundan cezalandırılması talep edildi. 29 Mayıs 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlandıktan sonra devlet sırrı niteliği kalmayan bilgileri, 12 Haziran 2015 tarihinde aynı gazetede yayımlayarak açıklamasından ibaret olayda eylemin ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’ suçunu oluşturacağı kanaatine varıldı.…Vasfen dönüşen bu suçla ilgili davanın 5187 sayılı Basın Kanunu’nun suç tarihinde yürürlükte olan 26/1’nci maddesinde öngörülen ‘4 aylık süreden sonra açıldığının anlaşılması’ nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8’nci maddesi uyarınca hakkında açılan iş bu davanın düşmesine...”

‘GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR’

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aldığı bu karar sonrasında davayı izleyen Erdem Gül sonucu şöyle değerlendirdi: “Ben bütün savunmalarımda da söyledim, gazetecilik asla suç değildir. Gazetecilik haber yazmaktır, fotoğraf çekmektir ve bunları basmaktır. Yani halkın bekçiliğini yapmaktır. Halkın bekçiliğini yapmak da suç değildir. Eninde sonunda Türkiye gazeteciliğin suç olmadığı günleri yaşayacaktır. Bugün yaşayamıyoruz ama yaşayacağız.” Şimdi gelelim ‘4 aylık süreden sonra açıldığının anlaşılması’ nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 223/8’nci maddesi uyarınca hakkında açılan iş bu davanın düşmesine…” kararının SÖZCÜ Gazetesi davasıyla ilgisine...

2 - SÖZCÜ haberle suçlanıyor dava hemen düşürülmeli!


19 Mayıs 2017’de algı operasyonuyla başlayan ve delilsiz iki iddianame ile mütalaası verilen SÖZCÜ davasında avukatlar ısrarla şu talepte bulunmuştu: “Davaya konu yazı ve haberlerle ilgili Basın Kanunu’na göre 4 ay içinde dava açılması gerekmektedir. Mahkeme heyeti, ‘Hak düşürücü süre incelemesi’ yapsın.” Ancak mahkeme yapılan suçlamaların “TCK 314/2 yer alan terör örgütüne yardım suçu” kapsamında kaldığını öne sürmüş ve “hak düşürücü sürenin” bu davada geçerli olmadığını iddia etmişti Mahkeme heyeti talebi reddetmişti. Ancak…dün, Erdem Gül’le ilgili verilen karar emsal niteliğinde oldu.

Çünkü, SÖZCÜ Gazetesi davasında da 8 sanığa yapılan suçlama şu: “FETÖ içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte bu örgüte bilerek ve isteyerek yardım.” Yani… Erdem Gül’e yapılan suçlamayla aynı. Şimdi ünlü hukukçu Turgut Kazan’a uzanalım. Deneyimli avukat Kazan, 16 Ocak 2019’da SÖZCÜ davasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştı:

KANUNU İKTİDAR YAPMIŞTI

... En küçük eleştiri bile Cumhurbaşkanı’na hakaret sayılıp tutuklama ve ağır hapis cezaları veriliyor. Basın Yasası’nın sağladığı apaçık güvenceler bile göz ardı ediliyor. Oysa, 5187 sayılı bu yasayı AKP iktidarı yaptı. Cezai sorumlulukla ilgili 11. maddeyi, haber kaynağını açıklamama hakkını koruyan 12. maddeyi ve dava açılmasını belli sürelere bağlayan 26. maddeyi birlikte çalışıp birlikte yazdık.

Turgut Kazan


26. MADDE UYGULANMALI

Örneğin, 11. maddeye aykırı olarak, ‘yapılan yayından gazete sahibinin de cezai sorumluluğu vardır’ deniliyor. Ve 12. maddeye aykırı olarak, gazeteci haber kaynağını açıklamaya zorlanıyor. Hatta, 26. maddeye rağmen, yasanın belirlediği süreler dolduktan sonra açılamayacak davalar açılıyor. İşte, SÖZCÜ Gazetesi olayında da aynı durum yaşanıyor. Gerçekten, 61 sayfalık iddianameye baktığımız zaman, 20’yi aşkın manşetle, bazı köşe yazılarının (tıpkı basım olarak) aynen aktarıldığını görüyoruz. Yani, yöneltilen suçlama haberlere/köşe yazılarına dayanıyor. Bu durumda 26. maddenin uygulanması gerekiyor.

SUÇUN İŞLENDİĞİ ANA BAKILMALI

Basın yoluyla işlendiği öne sürülen suçlarda, günlük gazeteler için dava açma süresi 4 aydır. Bu süre hak düşürücü süredir. Dava eğer açılmışsa 223/8.maddesi uyarınca DÜŞME kararı verilmesi gerekir. Yargıtay kararında açıklandığı gibi; “Basılmış eserin yayınlandığı an, suçun işlendiği andır.” Şimdi geliyoruz SÖZCÜ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz’ın İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savunmasına...

3 - “Ben 43 yıllık gazeteciyim haberden dolayı yargılanıyorum”


Metin Yılmaz


Tarih 18 Ocak 2019... Metin Yılmaz mahkemede şöyle konuşmuştu: “43 yıllık gazeteciyim. İlk defa haberlerden dolayı yargılanıyorum. İddianamede benimle ilgili şöyle bir cümle var: ‘Hukuki sorumluluğunuz yok ama görev icabı manşetlerde engelleme yapabilirdiniz.’ Ben gazete tirajı, kağıdı ve birim dağıtımı ile ilgilenirim. 2013, 2014, 2015 yıllarına kadar, biz ilk kez FETÖ dedik davalar açıldı, her şey yapıldı. Ergenekon zamanında haber yollandı, ‘Size operasyon yapılacak’ denildi. Bakın....‘Siz sert muhalefet yapmışsınız’ deseler hukuk çerçevesinde buna razıyım. Ama FETÖ’ye yardım denilince, ben zaten hep bunlarla savaşmışım. Aleyhinde haberler yapmışız.”