“Varlık kuyruğuna” girdiniz...
Porsche araba alacaksınız...



Hava soğuk, poyraz var, elinizle birlikte cebinize soktuğunuz poşetin yarısı dışarda varlık bayrağı gibi sallanıyor...
Soğuktan başlarını içeri çekmiş insanlar, buzulda kuyruk olmuş penguenleri andırıyor...
Saatlerce kuyrukta beklemiş, iki kilo soğan alabilmiş olanlar, oradan uzaklaşırken arada durarak poşetin iki sapını yayık gibi yukarı-aşağı sallayarak alttakilerini görmek istiyorlar...
Altı-üstü soğan kardeş...
Bildiğimiz soğan...
İki kilo alabilmek için saatlerce kuyruğa giriyorsun kış günü...
Memleketin Cumhurbaşkanı “O yokluk kuyruğu değil, varlık kuyruğu” diyor...



Ya Cumhurbaşkanı doğru söylüyor; poşetinin altında Porsche, artı balkonlu bir daire var, biz onu soğan sanıyoruz...
Ya da bizi salak sanıyor...



Kızmayın...
Sinirlenmeden bu “Varlık kuyruğu” sözlerini alın... Diğer tüm söylemlerinde “doğruluk ölçü birimi” olarak, şablon niyetine kullanın...
“Bizim davamız senlik-benlik davası değil...”
“Türkiye’yi üçe katlayan biziz...”
“Hukukta adeta devrim olmuştur...”
“Nereden nereye...”
“Yabancılar sarayı görünce burası büyük bir devlet diyorlar...”
“Paralel bizi kandırdı...”
“Ben çevrecinin daniskasıyım...”
“Çiftçimiz huzur içinde...”
“Kriz var diyorlar, ne krizi?..”
“Adeta çağ atladık...”



Artık ne derse...
Koyun doğruluk şablonunu üzerine; eğer soğan kuyruğu “Varlık kuyruğu” ise, bu dediklerinin tümü doğrudur...



O zaman yirmi gün sonra seçim var, hadi göreyim sizi...
Git yine oy ver...
Cumhuriyet tarihinde ilk kez girdiğin bu soğan kuyruğunda poşetin altını iyi karıştır...
Bakmışsın; Porsche...