Mal varlığı, o tarihi programın bana göre en önemli sorularındandı.
Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’ı televizyon yayınında bir araya getiren gazeteci İsmail Küçükkaya yönetimindeki programdan söz ediyorum.
Küçükkaya’nın sorusuna, AKP adayı Binali Yıldırım olumlu yanıt vermişti. Onu izlerken çocuklarının “off shore” şirket sahibi olduğunu ortaya koyan “Paradise Papers” belgelerini haberleştiren gazeteci Pelin Ünker’i hem hapis hem de para cezasına mahkum ettiren bir başkası mıydı diye düşünmüştüm.

★★★

İmamoğlu’nun mal varlığını mazbata almayı beklemeden üstelik aile bireylerininkiyle birlikte açıklaması, politik duruşuna güç katan bir adım olmuştur. İETT ve İSKİ’yle birlikte 34.8 milyar TL’lik bir bütçenin (2019 için) başına geçecek olan İmamoğlu, doğru zamanlamayla olası spekülasyonları önlemiş oldu.
Bu adım, İmamoğlu’nun 23 Haziran akşamı yaptığı konuşmasının çerçevesiyle de tutarlı.  Birleştiricilik temasının hakim olduğu konuşmasında parlamenter demokrasi, güçler ayrılığı, hukuk devleti değer ve normlarını önceleyen yaklaşım, kuşku yok ki saydamlığı da içeriyor.

KAMPANYA BÜTÇESİ

Hukuk devletinin olmazsa olmazı “saydamlık ve hesap verilebilirlik” ilkesinin, siyasetin finansmanını da kapsadığını anımsatalım. CHP bundan muaf değil. Dolayısıyla İmamoğlu’nun yaklaşık 6 ayı içine alan kampanyasının bütçesi ile kaynaklarının (ne kadarının genel merkezden, ne kadarının bağışlar kanalıyla yürütüldüğünü) açıklanması yerinde bir adım olacaktır.

★★★

Kampanya finansmanının detaylarının açıklanması, devasa büyüklükte bir bütçenin kaynaklarının dağıtımında söz sahibi olacak, farklı öncelikler belirleyecek ve farklı iddialara sahip yeni yönetimi, hesap verilebilirlik açısından daha güçlü kılacaktır.

EKONOMİ YÜKSELECEK Mİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin ve şahsının İstanbul’daki ağır yenilgisini dünkü grup toplantısında ekonomiye yansıtmayı yeğledi.
“Dengeli büyümeyi esas alan program uyguluyoruz. Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz” dedi.
Erdoğan’ın dengeli büyümeden söz ettiği gün, yani dün imzasını taşıyan bir karar yayınlandı Resmi Gazete’de. İşletmeye geçildiğinde 15 Euro artı KDV üzerinden günlük 45 bin araç garantisini verdikleri Çanakkale Köprüsü’nü içine alan otoyol için yeni acele kamulaştırma kararları imzalamış Cumhurbaşkanı.

★★★

Gelibolu’nun Kavak köyünde onlarca parsele, Daelim-Limak-SK-Yapı Merkezi konsorsiyumunun yapmakta olduğu proje için el konulacak.
Dengeli büyüme böyle mi sağlanacak? Bu işin doğayla ilgili kısmı.
İçinde Çanakkale Köprüsü’nün de yer aldığı döviz üzerinden imzalanmış  kamuyla müteahhit şirketler arasındaki garantili yap-işlet-devret sözleşmeleri (buna ulaştırma ve havalimanı projeleri kadar şehir hastaneleri de dahil) radikal bir anlayışla gözden geçirilmedikçe ekonomi yükselişe falan geçemez. Üzgünüm.