CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na sorular sorup, yanıtlarını 27 Şubat 2019 günü Sözcü’de yayınlanan yazımda paylaşmıştım. Sorularımdan biri de CHP’nin küskünlerinin DSP’den aday olmasıyla ilgiliydi.
Konuştuğum saatlerde Kaftancıoğlu Şişli’deki grevi sonlandırmak için belediye ile işçi sendikası arasında mekik dokuyordu. DSP adaylarının kazanmasalar bile CHP’yi kaybettirmeye odaklandığını düşünüyordu ve “Madalyonun arka yüzünde AKP var” demişti.
Yazı yazdıktan sonra DSP Şişli adayı Mustafa Sarıgül ile görüşme şansı buldum. Bir de “DSP İstanbul İl Başkanlığı”na ait bir elektronik posta adresinden, DSP İstanbul İl Başkanı Çiğdem Mercan imzalı bir açıklama aldım.
Sarıgül’le görüşmemize dair gözlemlerimi birazdan yazacağım ama önce Kaftancıoğlu’nun sözlerine dair yazımla ilgili o açıklamaya değinmeliyim.
Bana hitaben yazılmıştı ama benimle birlikte hükümete yakın yazarların da bulunduğu bir gazeteci grubuna gönderilmişti.
Kendilerine, Kaftancıoğlu ile görüşerek sorular sorduğumu, yanıtlarını yazıma yansıttığımı anımsatıp, toplu mesaj yerine Çiğdem Mercan’la doğrudan görüşüp sorular sormak, yanıtlarını yazmak istediğimi ilettim.
Bu kez o elektronik posta sadece bana gönderildi.
Doğrudan görüşüp soru sorma fırsatı vermedikleri gibi benimle sesli iletişime bile geçmediler. (Adresteki dsp.org.tr uzantısı dışında) Elektronik postanın gerçekten DSP İstanbul İl Başkanlığı’ndan geldiğini teyit etme şansım bile olmadı.
İletişimin en soğuk ve en güvensiz yolunu seçip, üstelik şahsıma hitaben yazılmış bir mesajı başkalarıyla paylaşmalarını “seni muhatap almıyorum” tavrı olarak gördüm.
(“İktidar olma” hedefindeki bir partinin yetkilileri şimdiden böyle yaklaşıyorlarsa, iktidara gelince gazetecilere nasıl muamele ederler doğrusu merak ettim.)
İkinci husus ise açıklamadaki üsluptu.
Kaftancıoğlu’yla görüşmemizde soru ve cevaplardan sadece biri doğrudan DSP’yle ilgiliydi ve Kaftancıoğlu işi şahsileştirmeden genel/siyasi bir yanıt vermişti. Çiğdem Hanım’ın açıklamasında ise “haleti ruhiye”, “kibirli”, “Megolaman”, “Kendini Tanrı Parçacığı yerine koyma” gibi kişisel psikolojik analizler ve sıfatlar yer alıyordu.
Bu iki nedenden dolayı o açıklamayı buraya taşımayı doğru bulmadım.

★★★

Gelelim, Sarıgül ile ilgili izlenimlerime:
Kendine güveninin tam olduğunu her haliyle yansıtan Sarıgül, Belediye Meclisi sıkıntısı yaşamasa, rahatlıkla bağımsız aday olabilirdi.
Kendine güveni tam dediysem, bu Şişli’de ilk kez seçmen karşısına çıkıyormuş gibi çalıştığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
Belediye Başkanı olarak görev yaptığı dönemde Şişli’de apartman görevlisinden holding patronuna geniş bir yelpaze ile iletişim kurmayı başarmış. Kampanyasında basına açıklamalar yapma, Televizyonlara çıkma gibi yollara başvurmak yerine sahip olduğu bu iletişim ağını canlı bir şekilde harekete geçirmeyi tercih etmiş.
DSP yönetimi “İktidarı değiştirmek için önce muhalefeti değiştirmek gerekir” düşüncesiyle CHP’yi hedef tahtasına koyuyor ama Sarıgül öyle yapmıyor.
Vatandaşlarla sohbet ederken, konu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’na gelirse olumlu bir tavır sergiliyor. Kılıçdaroğlu’nu yüzde 50’lik bir bloka öncülük ettiği için övüyor ve “tek başına karar verse ‘Sarıgül’ derdi” görüşüne inanıyor. İsmi ilk açıklandığında “yeterince tanınmıyor” dese de gelinen noktada İmamoğlu’nu başarılı buluyor.
Şişli’deki grevin ve grev nedeniyle oluşan çöp yığınlarının sadece Şişli’de değil, İstanbul genelinde CHP aleyhine kullanılacağını düşündüğü için, grevin bitirilmesi amacıyla DİSK nezdinde görüşmeler yaptığını da saklamıyor.
Diğer taraftan, Sarıgül seçmenleri arasında “Şişli’de Sarıgül, Büyükşehir’de İmamoğlu” sloganı tutmuş durumda.
HDP CHP’yi destekleme kararı alsa da Sarıgül Şişli’deki HDP seçmenlerinden oy bekliyor.

★★★

Burada kritik soru şu:
CHP adayı Muammer Keskin ile Sarıgül arasındaki çekişme Şişli’yi Cumhur İttifakı’na kaptırır mı?
2009 ve 2014’te yapılan yerel seçimlerin ve 24 Haziran 2019 günü yapılan genel seçimlerin sonuçlarını dikkate alırsak, DSP ve CHP adayları birbirlerine çok yakın oy alsa bile zor görünüyor.
Şişli seçmeni, büyük ihtimalle kararını son virajda verecek ve kazanma ihtimali daha yüksek olan isme yönelecek.
Yine de Şişli’de çekişme sadece DSP ile CHP arasında olacak.