Sevgili okurlarım, Türkiye’de yılda bir kez gerçek bir komediye tanık oluruz...

Daha doğrusu bu bir dramdır, yutturmaca ve aldatmacadır.

Her yılın sonuna doğru, adına Asgari Ücret Tespit Komisyonu denilen ekip toplanır.

Bunların görevi önümüzdeki altı ay içerisinde asgari ücretin ne kadar olacağını, ne kadar zam yapılacağını belirlemektir.

Bu ücret şu anda net 2.020 Törkiş lira.

★★★

Türkiye’de bu ücretle bir ay boyunca geçinmeye mahkûm edilen milyonlarca insanımız var.

Evde çalışan tek kişi olduğunuzu varsayalım.

Elinize bu kadar para geçecek.

Sonra bu paradan kiranızı ödeyeceksiniz. Sadece kira olsa yine iyi!..

Son zamlarla birlikte iyice patlayan elektrik, doğalgaz, (ya da tüp, kömür vesaire) paralarını da ödemek zorundasınız. Yiyip içecek, karnınızı mümkün olduğunca doyurmaya çalışacaksınız.

İşe gidip gelmek için yol parası vereceksiniz.

Hele çoluk çocuğunuz varsa ve okula gidiyorsa, o zaman iyice yandı gülüm keten helva.

Tamamen mahvoldunuz demektir.

İnsanca yaşamı, yılda bir kez olsun sinemaya gitmeyi, kitap almayı falan aklınıza hiç getirmeyin. Zaten asgari ücretle çalışanlar da bu gerçekleri kabul etmiş durumda.

Ayda net 2.020 lira...

Bozdur bozdur harca!

★★★

Peki ama kim belirliyor gelecek altı ayda ödenecek asgari ücret tutarını?

Adına Asgari Ücret Tespit Komisyonu denilen ve 15 kişiden oluşan bu kuruluş.

Üye dağılımı yasa uyarınca şöyle:

Beş kişi işveren temsilcisi.

Beş kişi hükümet temsilcisi.

Beş kişi ise işçi temsilcisi.

İşçi kesimini en büyük konfederasyon olan Türk-İş temsil ediyor.

Sessiz, ürkek, hiçbir işe yaramayan, emekçinin gerçek sesi olamayan, çoğu zaman işveren ve hükümetle aynı doğrultuda çalışan, hiçbir ağırlığı olmayan, kimsenin iplemediği ve grev yapmaktan korkan sözüm ona işçi kuruluşu.

★★★

Komisyonun ilk toplantısı dün yapıldı...

Daha birkaç toplantı yapılacak ve yeni asgari ücret yılbaşından hemen önce belirlenmiş olacak.

Kim belirleyecek, nasıl belirleyecek?

Her zaman olduğu gibi hükümetle işveren temsilcileri bir araya gelecek, onların istediği rakam böylece (oy çokluğu ile) belirlenmiş olacak...

Yapılacak artış doğal olarak en düşük düzeyde tutulacak.

★★★

Evet, tiyatronun perdesi dün açıldı!..

Daha öncesinde işçi temsilcilerinden aynı fiyakalı lafları duymaya zaten başlamıştık:

“Olmaz efendim olmaz, en az yüzde 25 zam istiyoruz.”

Peki vermezlerse ne yaparsınız?

“Hiç olur mu öyle şey, vermezlerse sokağa çıkarız, genel grev bile ilan ederiz, ortalığı felç ederiz.”

Hangi gücünüzle?

“Emekçinin gücüyle!”

Bugüne kadar niye hiç yapmadınız bu işi?

“Şimdi artık koşullar oluştu...”

Yani yıl sonunda yeni asgari ücret belli olana kadar bu eskimiş sözleri hemen her gün duymaya hazır olun.

★★★

Sevgili okurlarım Türkiye’de, eldeki resmi rakamlara göre asgari ücretle çalışmaya mahkûm edilen yaklaşık beş milyon ana baba kuzusu var.

Bu ülkede yine resmi rakamlara göre en az altı milyon kişi işsiz.

İş arıyor ama bulamıyor.

Üstelik bir de, asgari ücretle işe girdiği halde bu parayı bile alamayan büyük kesimler var. İşveren onların bordrosunda asgari ücret gösteriyor ama bir sürü katakulli ile paranın bir bölümünü her ay geri alıyor.

Dahası var...

Türkiye milyonlarca sığınmacıya kapılarını açtı. Bunlar şimdi iş piyasasına balıklama dalmış durumda.

Suriye başta olmak üzere İran, Irak, Özbek, Azeri, Pakistanlı, Moldovyalı, Afrikalı vesaire...

Biraz ücret artışı istemeye sakın ola ki kalkışmayın. Alacağınız yanıt hazır:

“Beğenmiyorsan çek git. Bak, kapıda binlerce yabancı işsiz var. Hepsi senin beğenmediğin o ücretle çalışmaya hazır!”

★★★

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda hükümet temsilcileri rakamın mümkün olduğunca düşük olmasını ister ki, devlet daha az para ödesin.

İşveren temsilcilerinin amacı da aynıdır ki, patronlar mümkün olduğunca az para ödesin.

Bu iki kesim sürekli dayanışma içindedir.

Türkiye’de sendika olayını zaten bitirdiler, Türk-İş bu tiyatronun içinde sadece bir figürandır.

Şu anda net 2.020 lira...

Kiranı ver, ye iç, yol parası yap, elektrik ve doğalgaz zamlarını sineye çek, al sana asgari ücret!

Bu tiyatroda, açlık sınırında yaşatılan milyonlarca insanımız bir mucize gerçekleştiriyor.

Gelecek yıl da aynı oyun oynanacak, hep oynanacak.