Söz verilmişti. Günü geldi. Çeşit artırıldı. Soğan, patates, patlıcandan sonra kuru fasulye, mercimek, nohut da “tanzim satışa” dün girdi.
Ülkeye hayırlı olsun.
Bu bir aşamadır!
40 yıl önce.
Bakkallar kahramandı!
Marketlere karşı direndiler.
Yeşilçam’da “Kahraman Bakkal, Market’e karşı” adlı bir güldürü filmi bile yapılmıştı.
Bakkallar yenildiler.
Özellikle son 17 yıldaki AKP iktidarı döneminde “zincir marketler her anlamda çok kayrıldı” gözetildi, teşvik edildi. Zincir market patronlarına gösterişli binalar yapsınlar diye şehirlerin en kupon arazileri üzerinde parsel bazında imar izinleri verildi. AVM’ler dikildi. Zincir marketlerin doğrudan üretici çiftçiden, seradan, bahçeden, köylüden ürünleri; soğan-patates- domates-patlıcan-kabak-çarliston- maydanoz sofraya ne yakışırsa hepsini “ucuza kapatıp pahalıya satma zalim ve ahlaksız modeline” izin verildi. AVM ve zincir marketlerin kuralsız açılmalarına göz yumularak; hem üreticiyi ve hem tüketiciyi sömürmeleri zevkle seyredildi. Her sokakta, her köşe başında, her ilçede, her ilde mantar gibi çoğaldılar. Son 4 yılda Türkiye ölçeğinde zincir market sayısı yüzde 66 artarak 32 bine çıktı.
Tekelleştiler.
Kartelleştiler.
Esnaf dayanamadı. Havlu attı. Marketler bakkalları ezdi.

★★★

Dar gelirli, ucu ucuna geçinenlerin tek dostu pazarcılar kaldı. Halk kendi geçim sinemasının perdesinde “Kahraman Pazarcı Zalim Market’e karşı!” filmini oynatıp, pazarcıya sığındı. Ama pazarcılar da marketlerin mukayeseli üstün gücü karşısında baş edemediler. Son krizde pazarcılar da bakkalların yaşadığı sona geldiler.
Tanzim” çıktı.
Çıkmadı.
Çıkartıldı.
Tanzim, “CHP sosyal belediyeciliğinin bulduğu” bir modeldi. Sosyal demokrat CHP’nin sağcı AKP’yi sözle, telkinle, öneriyle “tanzim satışı yapmaya ikna etmesi” mümkün değildi. Ama tam seçim zamanı oyların yön değiştireceği korkusuyla sağcı AKP, solcu CHP modeline sarıldı. Cumhurbaşkanı, Hazine ve Ekonomi Bakanı, Ticaret Bakanı, Tarım Başkanı ve özellikle iktidar medyası şimdi “Kahraman Tanzim, Zalim Market’e karşı!”  filmini vizona koydular. Dünden itibaren “nohut-kuru fasulye -kırmızı mercimeği” de figüran hale getiren “Kahraman Tanzim...” filmi Türkiye sinemasında en yüksek gişe hasılatı yapsın diye seyre sunuldu.
Tanzim, kurtarıcı sayılıyor.
Geçen gün semt balıkçıları, “Hamsinin de tanzim yapılsın...” talebini yükselttiler ve arkasının “doların da tanzim satışı olsun... Altın da tanzim satışa konulsun... Faizlerde de tanzim satış isteriz, öğrencilerimizin okulda kullanmak için aldığı kalem ve defter de tanzime gelsin...” sürecine girdik.

★★★

Tanzim:
Düzeltme demek.
Nizama getirme.
Neyi düzeltiyorlar?
Yerli üretim yetersiz kalmış, tarımsal üretim dışa bağımlı, fiyatlar doların artışına mahkum edilmiş, maliyetler yüksek. Bu yanlış kaynamış düzeni tanzim ile düzeltecekler. Düzeni mi düzeltecekler, düzüleni mi?
Kahraman Tanzim!
Yeni güldürü filmi!
Dün başladı.
Çok yakında 81 şehirde.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Yoksulluk sınırından “Tanzim Satış”a güçlü destek!


“Varlık kuyruğu” lafı aslında züğürt tesellisi olarak kalmaya mahkum. Tanzim satış kuyruklarına yoksullar giriyor ve Türkiye’de yoksulluk sınırı da sürekli artıyor. TÜRK-İŞ’in yeni yayınlanan araştırmasına göre Şubat ayında 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmesi için gerekli gıda harcaması (açlık sınırı) 2.028,84 TL oldu. Buna giyim, konut, kira, elektrik, su, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçları da koyunca aylık yoksulluk tutarı 6.608,60 TL’ye fırladı. Geçen yıl şubat ayında açlık sınırı 1.637 lira, yoksulluk sınırı 5,331 lira idi. Buna göre hem açlık ve hem yoksulluk sınırı bir önceki yıla göre yüzde 24 artış gösterdi.