Bir dönem için adayım. Kazanamazsam siyaseti bırakacağım” diyordu. Mal varlığını açıklamıştı. Karısının ve kızlarının da mal varlıklarını sıralayıp yazmıştı. Bunlar güzel hareketler. Özlediğimiz siyasetçi tipi davranışlarıydı. Mal varlığı açıklamak demek; istediğiniz araştırmayı yapmanıza, istediğiniz soruyu sormanıza açığım, “ben temizim, verilmeyecek hesabım yok, hodri meydan” demekti. Anketler de onu önde gösteriyordu. Sokağa çıktığında kadın, erkek, yaşlı, genç ona dokunarak, boynuna sarılarak birlikte fotoğraf çektirerek desteğini dışa vuruyordu.
Bir seçim yarışı.
Seçimle gelsin.
Seçimle gitsin.
Seçim adil olsun.
Sandıkla gelen.
Sandıkla gitsin.

★★★

Mansur Yavaş’a 18 gün sonra yapılacak seçimde sadece CHP’liler değil İYİ Partililer ve hatta AKP’ye hep gönül bağlamış fakat şimdi kızanlardan bir bölümü bile oy vermeye hazırlanıyordu. Mansur Yavaş, 5 yıl önceki seçimleri de zaten ucu ucuna yitirdi sayılmış, rakibi iktidar partisi adayına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğu yeniden ikram edilmişti. “Kazanmazsam siyaseti bırakacağım” demesi, “mal varlığını açıklaması” bu kez hile ve hurdanın işe yaramayacağına inandığının göstergesiydi. Mansur Yavaş’ın Ankara’yı alacağı kesin görünüyordu.
31 Mart’ta.
Sandıktan çıkıyordu.
Kafasına odun vurdular.

★★★

8 yıl önceki senet olayı canlandı ve gündem şimdi “sahte senedi icra takibine sokma- 600 bin dolar çok yüklü para- kötü niyet tazminatı” türü hortlatılmış iddialara kilitlendi. Belgede sahtecilikten hapse mahkum olmuş adamın, 8 yıl önceki hukuk danışmanı avukat Mansur Yavaş üzerinden, 18 gün sonra sandıktan çıkmaya hazırlanan bugünkü Mansur Yavaş’ın kafasına odunla vurma sahnesi kurgulandı. Adam 8 yıl beklemiş, adalete gitmemiş “Mansur benim avukatımken bana sahte senet düzenledi, davacıyım” dememiş. Mansur’un sandıktan çıkması kesinleşince yemeğine zehir koyuyor.
Sandığa 18 gün var!
Bu odunu kim akıl etti?
Bu zehri kim hazırladı?

★★★

Mansur Yavaş’la ilgili ortaya atılan “sahte senet” iddiası hakkında iktidar partisi AKP sözcüsü Ömer Çelik önceki gün uzun uzun aleyhte açıklamalar yapmıştı. Mansur Yavaş’ı adeta kirli ilan etmişti. Ömer Çelik’in suçlamalarını yaklaşık 1 saat boyunca canlı yayınlayan haber kanalları, dün Mansur Yavaş’ın yaptığı açıklamalara yer vermediler.
Kimse aptal değil!

8 yıl gecikti 1’e bitecekti. 5’i geçti!


Gebze-Halkalı hattı açıldı, ülkemize ve İstanbul’a hayırlı olsun. Emeği geçenlere teşekkür edelim. Projenin bütünü: Gebze’den Halkalı’ya 76.5 kilometreydi, planlama tutmadı. Önce Ayrılıkçeşme (Asya yakası) ile Yenikapı (Avrupa yakası) arasındaki 13 kilometre açıldı. Adına Marmaray dendi. Oysa projenin tamamı 2011 yılında bitirilecekti. “Boğaz Tüp Tüneli” ayrı ihale edildi. Tüp Tünel’i Japon firması zamanında yaptı bitirdi. Ancak tüp geçiş 2 yıl “boğazın altında deniz suyunda sosis misali” hiçbir işe yaradan öylece bekledi. Çünkü Gebze ile Halkalı arasında karadan döşenecek raylar ve kurulacak istasyonlar zamanında bitirilmedi. Çanak çömlek yüzünden geç kalıyoruz dediler. İhaleyi kazanan Fransız şirketi (Alstom- Marubeni) ile Türk şirketi (Doğuş) işi bırakıp, Ulaştırma Bakanlığı’nı (o sırada bakan Binali Yıldırım idi) Uluslararası Tahkim mahkemesine şikayet edip, dava açtılar. Bu mahkemenin sonucu ne oldu, o da şimdiye kadar açıklanmadı. Maliyet çok şişti. Yarım kalan iş, başka şirketlere ihale edildi. Proje 8 yıl geç bitti, yaklaşık 1 milyar dolara (863 milyon Avro) bitecekti. 5 milyar dolar harcandı. Belki de daha fazla. Maliyet açıklanmıyor.