Ülkemizde sigara ve içki içenlere neredeyse ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapma eğilimi olmasına rağmen, bütçe rakamları incelendiğinde, kamunun finansmanının büyük ölçüde içki ve sigara içenlerin üzerinde olduğu görülmektedir.

Devletin 2019 yılı bütçesinde tütün mamulleri ve alkollü içkilerden almayı hedeflediği Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) toplamı yaklaşık 72 milyar liradır. 806.000 Kurumlar Vergisi mükellefinin aynı yıl ödeyeceği öngörülen vergi ise 74 milyar liradır. Yani içki ve sigara tüketenlerin ödediği vergi, Türkiye’de 806.000 Kurumlar Vergisi mükellefinin ödeyeceği vergiye eşittir. Dünyada bir ülkenin şirketlerinin kazançları üzerinden ödediği vergilerin, içki ve sigara tüketenlerin ödediği vergiye eşit olduğu başka bir örnek bulmak mümkün değil.

İlk altı aylık bütçe uygulama sonuçları incelendiğinde; vergi türleri itibarıyla hedeflenen vergi hedeflerinde oldukça büyük sapmalar olmasına rağmen, tütün mamulleri ve alkollü içeceklerle ilgili vergi hedeflerinin hedeflenen çizgide gittiği görülmektedir. Bütçe açığının daha fazla büyümemesinin nedeni, içki ve sigara tüketenlerin istikrarlarını devam ettirmelerinden kaynaklanmaktadır.

SİGARA DEYİP GEÇMEYELİM

Sigara tüketiminin insan sağlığına olan zararları ile ilgili konuları doktorlara bırakıp, sigara endüstrisi ve vergi yönüne yoğunlaşalım.

Ülkemizde yılda yaklaşık 6 milyar paket sigara içiliyor. Sigara içenler sigaraya her yıl 60 milyar TL para harcıyorlar, 2006-2018 yılları arasında yani 13 yılda, ülkemizde sigara içenlerin sigaraya yapmış oldukları ödeme tutarı 423.4 milyar liradır. Peki bu ödenen tutarın ne kadarlık bölümü sigara şirketlerine, ne kadarlık bölümü devlete gitmiş diye baktığımızda, karşımıza çıkan tablo çok ilginç. Sigara içenler 13 yılda devlete 275.8 milyar lira ÖTV, 64.5 milyar lira Katma Değer Vergisi olmak üzere toplam 340.3 milyar TL vergi ödemişler. Sigara şirketleri ise ürün bedeli olarak 423.4 milyar TL’nin 83 milyar lirasını almışlar.

MAKTU VERGİDE 3.39 KURUŞLUK ARTIŞ, TÜKETİCİYE 3 LİRA OLARAK YANSIDI!

Sigara şirketleri on gün önce sigara fiyatlarını paket başına 3 TL artırdı. Bu artışın gerekçesi olarak da, temmuz ayında sigaraya uygulanan paket başına maktu verginin 42 kuruştan 45.39 kuruşa çıkartılması gösterildi.

Sigaraya yapılan zammın sigara şirketlerinin kararı olduğuna inanmıyorum. Enflasyonla mücadele eden iktidarın, sigarada bu denli yüksek oranda bir artışın enflasyonu arttıracağını bildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Sigara zammı ile hazineye girecek olan paranın büyüklüğü, enflasyonda oluşabilecek artışı göze alma kararına neden oldu. Bu sonuca ulaşmamın nedenini açıkladığımda hepiniz bana hak vereceksiniz. Şöyle ki; sigarada paket başına yapılan üç liralık artışın 2.5 lirası ÖTV ve KDV olarak devlete gidecek, sadece paket başına 50 kuruş sigara şirketlerine kalacak. Yapılan bu zamla beraber, yıl sonuna kadar devlet sigara içenlerden 6.3 milyar TL ÖTV ve KDV alacak, sigara şirketleri ise sadece 1. 2 milyar liralık ürün bedeli tahsil edebilecekler. Durumun anlaşıldığını düşünüyorum.

BİR ÜRÜNÜN SATIŞ FİYATININ YÜZDE 85’İ VERGİ OLAMAZ!

Son yapılan sigara zammından sonra 14 TL’ye satılan bir sigaranın yüzde 85.5’i vergi, 18 TL’ye satılan bir sigaranın yüzde 84.8’i yine vergiden oluşmaktadır. Aslında tüketici, sigara değil vergi tüttürmektedir.

Sigara ve içki gibi ürünlerin üzerindeki dolaylı vergilerin bu kadar yüksek oranlara çıkmış olması, bu ürünlerin yurda kaçak yollardan sokulması ya da sahtelerinin imal edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Sahte içkiden ölümlerin olması, verginin sadece vergiyi değil, insanları da öldürebildiğini göstermektedir.

İçki ve sigara tüketenlere bir önerim var: patronun kim olduğunu hatırlatmak istiyorsanız, iki ay bu ürünleri tüketmeyelim bakalım neler olacak!