İlçe belediyelerinin kentsel dönüşüm yetkisi olmamasına rağmen Trabzon’un Ortahisar Belediyesi, “Kentsel Dönüşüm ve Sağlıklaştırma Şirketi” kurdu. Yönetimde kimler olacak? AKP’li başkan, huzur hakkı almaları için yönetim kurulu üyeliklerine belediye meclis üyelerini ya da eski parti yöneticilerini atadı. Bununla kalmadı. Bu dönem belediye meclis üyeliğine aday gösterilmeyenlerin de gönlünü hoş etmek için onları da başka bir şirketin yönetimine yerleştirdi. Ohh ne ala ne ala...

AKP’liler, CHP’li belediyelerin hatasını bulmak için büyük çaba gösteriyor. Yaptığı her iş mercek altına alınıyor. Bazı olaylar şişirilerek belediyenin aleyhine kullanılmaya çalışılıyor. İyi de AKP’de olanlarla da birazcık ilgilenmeleri gerekiyor.

ÜYELER BAKALIM

Kentsel Dönüşüm ve Sağlıklaştırma Şirketi Yönetim Kurulu üyeliklerine kimlerin getirildiğini merak ediyorsunuz. Bakalım kimler getirilmiş:

AKP’li Ortahisar Belediyesi’nin AKP’li meclis üyelerinden Ufuk Hoş, Faruk Kanca, Mustafa Yaylalı, Ortahisar AKP İlçe Başkan Yardımcısı Halim Egeli, AKP Trabzon İl eski Başkan Yardımcısı Adem Peder.

Bu şirketle yetinmeyen Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, son yerel seçimde belediye meclis üyeliğinde liste dışında kalanları ORBEL şirketinin yönetimine aldı. İşin ilginci belediye şirketinin iş yeri adresi AKP’li eski meclis üyesi Sezgin Yılmaz’ın 25 yıldır kullandığı mali müşavirlik bürosu. Büronun kirasını kim ödüyor artık bilemem.

Bakalım, ORBEL şirketinin yönetim kurulunda hangi AKP’liler var: Ortahisar Belediyesi eski meclis myeleri  Sezgin Yılmaz, Kemal Çoban, Firar Bayrak, Halil İbrahim Aydın, bir bakan danışmanının kuzeni eski meclis üyesi Galip Hacıoğlu. Ortahisar Belediye Başkanı, eski ve yeni meclis üyelerini memnun etmenin yolunun şirket yönetim kurulundan geçtiğini öğrenmiş. Onların dışındakilerine asla görev yok...

Suriyeli sayısı azalmadı


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçen yılın son haftasında “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” harekatlarından sonra 291 bin 790 Suriyeli’nin ülkelerine döndüğünü, yurdumuzda 2017 yılında 3 milyon 426 bin olan Suriyeli sayısının, 2018 yılında 3 milyon 613 bin 961’e ulaştığını kaydetmişti. Bu durumda Suriyeli sayısı azalmadığı gibi 2017 yılına göre 2018’de Suriyeli sayısının 187 bin 175 kişi arttığı ortaya çıkıyor.

İçişleri Bakanı geçen hafta da Suriye ile ilgili yaptığı açıklamada, ülkelerine dönen Suriyeli sayısını 354 bini bulduğunu, buna karşın ülkemizdeki Suriyeli sayısının halen 3 milyon 600 bin kişi olduğunu vurguluyor. Açıkçası Suriye konusunda Bakan’a sağlıklı bilgi vermeyenlerin, muhalefete, bize bilgi vermesini de zaten beklemiyoruz. Bakanlığın basın görevlilerinden bakanın konuşmasını almamız bile mümkün olmuyor.

AZALMIYOR, ARTIYOR

Suriyelilerin bir kısmı ülkelerine döndüğü gibi yabancı ülkelere de gidiyor. Yani, bakanın açıkladığı 354 bin kişinin tamamı Suriye’ye gitmedi. Peki, 354 bin azalma olduysa, Toplam Suriyeli sayısında niçin azalma olmuyor? Çünkü yeni gelenler, ülkemizde doğanlar var. Türk vatandaşlarının nüfus artış oranı binde 12.4 civarında olmasına karşın, Suriyelilerde bu oran yüzde 5.5 civarında. Üstelik, yeni göç dalgasıyla da karşı karşıyayız.

Suriye konusu gündemden düşmediği gibi “Geçici Koruma Statülü” Suriyelilerin de sorunları bitmiyor. CHP tarafından 28 Eylül’de “Suriye sorununun Uluslararası Boyutu”, “Suriyeli Sığınmacıların Karşılaştıkları Sorunlar”, “Toplumsal Yaşam ve Uyum” konularında uluslararası konferans düzenlenecek. Konferansa Türkiye’nin yanı sıra Suriye, ABD, İran, Rusya ve Çin’den de uzmanlar katılacak. Konferansın açılışını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yapacak.

VATANDAŞ OLSA DA

Türkiye’ye sığınanların yaklaşık 80 bini Türk vatandaşlığı kazandı. Evlenip de vatandaş olanlar var. Ancak, Türk vatandaşlığına alınmalarına karşın, birçok haklardan mahrum kalıyorlar. En iyisi A.O.’nun iletisini okuyalım:

“Eşim Suriyeli. Bir tesadüfle tanışıp evlendim. İki çocuğumuz oldu. 6 senedir evliyiz. Ben ise SSK emeklisiyim. Size bildirmek istediğim konu şu: Maaşım ve ödemeleri takip için benim de kartımın olduğu banka şubesinde eşim üzerine hesap açtırmak istedim. Eşim Türk vatandaşlığına geçmesine rağmen doğum yeri İdlib göründüğü için banka, hesap açmamıza izin vermedi. Banka müdürüyle de konuşmama rağmen kararın değerlendirme merkezinden çıktığını, bir şey yapamayacağını belirtti. Böylece, eşimin ‘sakıncalı vatandaş’ olduğu belirtilmiş oldu. 5 yıl bekleyip T.C. vatandaşı olmak sevindirici bir şey değilmiş. Ağızlarıyla kuş tutsalar artık adam yerine konulmayacaklar. ‘Sen misin İdlib’de doğup Türk vatandaşı olan. Bankada hesap açtırmayız, seni sürüm sürüm süründürürüz.”