Belki pek bilinmez ama İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bir hacı. Beş vakit namazını kılan bir siyasetçi. Bu yanı ile ilgili soruları "Allah kabul etsin" diyerek cevaplamıyor.

Peki karantina günlerinde en çok neyi özlüyor? "Mahremiyet günleri zamanın değerini gösterdi" diyor İYİ Parti lideri ve şunları anlatıyor:

* Hazreti Mevlana der ki; Dertli bir insanın tereddüt ve dumanlarla dolu bir gönül evi vardır; derdini dinlersen o evde bir pencere açmış olursun. Ben masa başını değil sahayı seven bir siyasetçiyim. Sahada olmayı, vatandaşlarımıza dokunmayı tercih ediyorum. O yüzden yurt gezilerine başlamayı iple çekiyorum.

HAYAT EŞİTLENDİ

* Torunum Pars ve aramıza yeni katılan minik Ayda’yı şimdilik internet üzerinden görebiliyorum. Onları riske etmemek için uzun süredir yanlarına gitmiyorum. Her ikisi de burnumda tütüyor. Bir de deniz kenarında yürümeyi özledim. Siyasetin yoğunluğunda normal zamanda da pek yapamadığımız bir şey. Bir şarkı vardı, 'Hayat pencerenin dışında' diye. Salgın dolayısıyla maalesef şimdi hayat pencereden içeride. Bu aralar dünyaya ve hayata açılan pencere ekranlar. Vakit buldukça takip ediyorum.

* Milyonlarca hanede ne yaşanıyorsa, bizim evde de o yaşanıyor. Saraylarda ne yaşanıyor bilmiyorum. Ama biz böyle yaşıyoruz. Gerçi salgın hayatları eşitledi. Zenginimiz de yoksulumuz da benzeşen bir hayata döndü. Buzdolapları farklı belki ama herkes mecburen hayatı pencerenin ardına aldı. Eşitledi sözünden kastım bu.

(FOTO: DepoPhotos)


BİR YAVRUNUN YÜREĞİ BÜTÜN ÜLKEYİ SARDI

* 23 Nisan'da saat 21.00’de balkonlarımızda olalım, İstiklal Marşımızı söyleyelim önerisini bir minik yavrumuz yapmıştı sosyal medyada. Bu beni çok heyecanlandırdı. Çocukluğumun 23 Nisan heyecanları gibi. Bir yavrunun kocaman yüreği ülkeyi sardı.

* Bunun faydası şu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Milli Egemenlik Bayramı’nı neden çocuklara armağan ettiğini belki bazıları anlar. O minik yavrunun çağrısının bu denli kabul görüp hızla yayılmasını bir tevafuk (hoş tesadüf) olarak görüyorum. Çok anlamlı bir tevafuk bu.

DÜNYADAKİ GELİŞMELERİ GÖLGE KABİNESİ İZLİYOR

* Meral Akşener’in her sabah gözden geçirdiği gündem, hem iç hem de dış basından derleniyor. Yerli ve yabancı basınla ilgili günlük rapor üzerinden hem Türkiye hem de dünyadaki gelişmeleri izliyor. Bu konuda Basın Danışmanı Murat İde’ye büyük görev düşüyor. Yurt dışındaki gelişmeleri, ağırlıklı olarak Başkanlık Divanı’ndaki iki emekli büyükelçi Ahmet Kamil Erozan ve Aydın Sezgin aracılığıyla takip ediyor.

* Ekonomideki kurmayları Cihan Paçacı ve İsmail Tatlıoğlu’nun hazırladıkları tablo ve çözüm önerileri gün aşırı yenileniyor. Meclis’teki çalışmaları ise grup başkanvekilleri Lütfü Türkkan ve Müsavat Dervişoğlu aracılığıyla izliyor. Teşkilat ile fiziki temasın mesafeli ya da kesik olduğu bugünlerde aslında bir gölge kabine ile ülkeyi izleyen bir çalışma modeli var. Enerji yoğun olarak buna evrilmiş. Tüm gelişmeler takip ediliyor.

(FOTO: DepoPhotos)


BİLİM KURULU'NA ALTERNATİF EKİPTE KİMLER YER ALIYOR?

Meral Akşener'in günü karantina günlerinde de planlı. Görüşmelerini genellikle dijital ortamda sürdürürken bazı görüşmelerini de ofisinde yapıyor. Özel Kalem Müdürü Esma Bekar ile haftalık planlamanın yanında, geceden ertesi gün de planlanıyor. Bu aralar en sık görüşmeyi, partisinin salgınla ilgili gelişmeleri takip eden kurul üyeleriyle yapıyor. Bu kurulda sağlıkçı da, hukukçu da, ekonomist de, ilahiyatçı da var.

BUGÜNLER GEÇECEK

Aslında bir yanıyla Sağlık Bakanı'nın açıkladığı Toplum Bilimleri Kurulu gibi. Salgınla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın açıklamaları dışında havuzda toplanan bilgileri alıyor. Neler yapılması gerektiği ile ilgili önerileri topluyor.

Salgının Türkiye’ye ulaşması ile ilgili ilk açıklama yapıldığında Tekirdağ’da olan Akşener "Kalabalık toplanmasına sebep olmayalım. Mesafe korunamaz" diyerek İstanbul'a dönmüştü. Akşener korona teşhisi konulan partililerin durumlarını takip ediyor. Rakam vermek istemiyor. "Ayrım gibi olur" diyor ama her hastanın kendisinden ya da yakınlarından bilgi alıyor. Günün rutin görüşmelerinden biri de bu.

Hayatını kaybeden partililerin cenazelerine katılamadığı için üzgün. Bir de son günlerde gelen şehitlerin cenazelerine katılamadığı için. "Bu günler geçecek. Ve bize dayanışmanın, bir arada olmanın ne kadar kıymetli olduğunu, unutmamak üzere hatırlatarak geçecek" diyor.