Madımak Katliamı sanıklarının avukatı olarak tanınan ve 24. Dönem AKP İzmir Milletvekilliği yapan Aşlık, İzmir’de ayrı bir baro kurmak için çalışma başlattığını açıkladı. SÖZCÜ, tartışmanın tarafları Ali Aşlık ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ile konuştu.

“HENÜZ ÇALIŞMA AŞAMASINDAYIZ”

Ali Aşlık şu ifadeleri kullandı:

*Yeni baro kurma konusunda henüz herhangi bir kararımız ve resmi müracaatımız yok. Tek başına alınacak bir karar da değildir. Böyle bir baro kurmak ne getirir, ne götürür, ne faydamız olur diye bu işi beraber götürebileceğimiz bileşenlerimizle değerlendirme aşamasındayız.

*Ben adayım da demiyorum, başka bir arkadaşımız da aday olabilir. Bu tür organizasyonları, çalışmayı severim. Arkadaşlarımızla düşünüyoruz, katkımız ne olabilir? Daha iyisini yapacağımıza kanaat getirirsek karar verilirse böyle bir şeyi (ayrı baro kurmayı) düşünüyoruz.

*Ben siyasette alaylıyım, mahalle temsilciliğinden geliyorum. Dolayısıyla insanların reflekslerini, vücut dillerini, hepsini okurum, ona göre karar veririm.

Avukat Ali Aşlık


“SAĞ SİYASET AK PARTİ VE MHP’DEN İBARET DEĞİL”

*(İktidar yanlısı baro oluşturulacağı hakkında.) Benim siyasi bir geçmişim olabilir ama (kurmayı düşündüğümüz yeni baro) bir siyasi kuruluş değil, bir meslek kuruluşu.

*Her tüzel kişiliğin farklı işlevleri var, baronun işlevi farklı, siyasetin farklı. Siyasi iktidarın barosu olmaz. Sağda siyaset yapıyorum, evet ama Türkiye’de sağ siyaset sadece AK Parti ve MHP’den de ibaret değil. Daha bir sürü yapılar var, STK’lar var. Hepsiyle görüşeceğiz.

“İKTİDARIN YANLIŞLIKLARINA YAPICI MUHALEFET EDİLMELİ”

*İcra bir işi yaparken mutlaka toplumun bir kesimi ondan memnun olurken bir başka kesimi gayrı memnun olabilir. Siz yeni çıkan yasaya karşı olabilirsiniz.

*Her şeye karşı olmaktansa STK olarak iktidarın yanlışlıklarına yapıcı muhalefet ederseniz Türkiye’nin kazanımı ancak öyle olur.

*Aksi takdirde olaylara siyah-beyaz bakarsak yol alamayız. Maalesef Türkiye’de bugün geldiğimiz nokta siyah-beyaz. Aradaki flu renkler ne olacak?

“ÜLKEDE HUKUK VE DEMOKRASİ VARSA İKTİDAR ELEŞTİRİLMELİDİR”

*Barolar kamu kuruluşudur. Kamu kuruluşu kamuya karşı, devlet sistemine karşı. Bu doğru değil. Hiçbir Batı Demokrasisi’nde buna benzer şeyler yoktur.

*Baro, gerek yasası gerek işlevi gereği mutlaka duruşu olması gereken bir yapı. Türkiye hukuk devleti. Hukuk devletinin aksayan yönleri yok mu? Var. Her şeye “yanlış” demek farklı bir şeydir, “şuraları düzeltelim” demek farklı bir şeydir.

*İktidarın eleştirilmesinden rahatsız değilim. Bir ülkede hukuk varsa, demokrasi varsa eleştirilmelidir de yani. Ama eleştirimiz devleti hırpalamamalı.

*İstisnalar dışında baroların devletin yanında olduğunu görmedim. Devletin eksikliklerini görmek farklı bir şeydir, devletin karşısında olmak farklı bir şeydir.

“BAROLARIN KUŞATICI, YAPICI OLMASI LAZIM”

*Türkiye’de artık hukuk devletinin derinleşmesi lazım, demokrasinin derinleşmesi lazım, STK’ların derinleşmesi lazım. Bu bir fırsat olabilir. Rekabet gelmeli. Bakıyorsunuz belli yerlerde 30 yıldır hep aynı ekibin getirdiği adam başkan.

*(İzmir Barosu’ndan bir fayda görmediği açıklaması hakkında.) Bu benim şahsi meselem olarak algılanmamalı. Avukatlar için ne tür çalışmalar yaptılar? Ne kadarı hayata geçti?

*Ben Milli Görüş kökenliyim, aktif meslek hayatıma muhalefet partisi temsilcisi olarak başladım. Devlet dairelerinde ne kadar dışlandığımızı, horlandığımızı biliyorum.

*Meseleye iktidar yanlısı olarak değil, avukat olarak bakmak lazım. Ben bir avukatın ideolojisi olmasına karşı değilim ama baroların ideolojisi olmaz. Toplumda kendini farklı gören insanlara kol kanat gerilmeli. Sen ideolojine göre kol kanat geriyorsan bu kuşatıcı olmaz. Baroların kuşatıcı, yapıcı olması lazım.

“BİRÇOK AVUKAT KİRASINI ÖDEYEMEZ DURUMDA”

*Şu anda birçok avukat arkadaşımız kirayı ödeyemez durumda. Ne yapacağız? Meslektaşlarımızın asgari ücretinin artırılması için neler yapılması gerekir? Mesela, devlet kurumu karşısında bir dava kazandın, iki yıl sonra parayı alabiliyorsun.

*Bunlar için çalışma yapılabilir. Hiçbir baronun bu konularda konuştuğunu hatırlamıyorum. Niye ben iki yıl sonra alacağım paranın KDV’sini bugünden yatırayım? Bu avukatın sorunu değil mi?

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel


“YANDAŞ BARONUN TESCİLİDİR”

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel düşüncelerini şöyle dile getirdi:

*Bizim başlangıçta işaret ettiğimiz tehlike kendisini gösteriyor. “Yandaş barolar oluşturmaya çalışıyorlar” demiştik. Şu anki girişim tam olarak bunun tescili mahiyetinde.

*Yeni baro kurma girişiminde bulunanların AK Parti ile yoğun ilişkiler içinde bulunduğu ve organik bağı olduğu görülüyor. Ben İzmir’de baro kurmak için gerekli 2 bin sayısına ulaşabileceklerini düşünmüyorum.

*İzmir her zaman demokrasiye, insan haklarına, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmış bir kenttir. İzmirli avukatlar da baroları bölmeye yönelik böyle bir çalışmanın parçası olmayacaktır.

“AKP’Lİ AVUKATLAR İZMİR’DE YÜZDE 5’İ AŞAMADI”

*Bu düzenlemeye son anda kamu kurumlarında görev yapan avukatları da dahil ettiler. Bunun amacı kamuda çalışan avukatları baskı ve sindirme yoluyla kendi kurmak istedikleri baronun sayısını tamamlamak için harekete geçirmektir.

*Ben kamuda çalışan meslektaşlarımızın da “Sarı Barolar” ya da 'AK Barolar'a rağbet göstermeyeceğine inanıyorum. Bu anlamda bir sorun yaşayacağımız kanaatini taşımıyorum. (AKP yanlısı avukatlar) seçimlerde yüzde 5’i aşmayan bir oy oranına sahiptiler.

*İzmir Barosu’nda yönetime gelebilme imkanını hiçbir zaman bulamadılar.

“AKP’Lİ AŞLIK’IN ÇABASI NAFİLE”

*İzmir Barosu 112 yıldır demokrasi ve hukuk mücadelesini kesintisiz sürdürmektedir. Benden önceki başkanlar ve yönetim kurullarının ve tıpkı bizim yaptığımız gibi, bizden sonraki başkanlar ve yönetim kurulları da bu değerleri savunmaya devam edecekler.

*Siyasi partilerin yandaşı ve arka bahçesi olan, siyasi iktidarların sözünü söyleyen baroları oluşturmak İzmir için mümkün olmayacaktır. (Ali Aşlık’ın çabası) nafile bir çaba.

“AŞLIK’IN HANGİ HUKUKİ TALEBİ GERİ ÇEVRİLMİŞ”

*Aslında beklediğim tek bir şey var: Bunu yaparken gerçekleri saptırmasınlar. Çünkü meslektaşımız (Ali Aşlık) bir açıklama yapmış, “30 yıldır İzmir Barosu’na mensubum, bir faydasını görmedim” diye…

*Elbette ki biz bir meslek örgütü olarak meslektaşlarımız için her alanda birçok çalışma yapıyoruz. Onların ekonomik durumlarını iyileştirmek için faaliyetler yapıyoruz, eğitim çalışmaları gerçekleştiriyoruz, kamusal hizmet alanlarımızda CMK ve adli yargı hizmetlerini düzenliyoruz, adliye ve baro mekanlarını avukatlık mesleğine yakışır şekilde tutmaya çalışıyoruz.

*Arkadaşımıza (Ali Aşlık’a) sormak lazım; İzmir Barosu’ndan ne talep etmiş de yerine gelmemiş. Bir talebiniz yoksa sonra “Benim için bir şey yapmadılar” demenin bir alemi yok. Hukuka uygun, yerine getirilebilir bir talebini geri çevirmişsek bize bunu söylesinler. Yoksa ahkam kesmek anlamına gelebilecek açıklamalardan kaçınsınlar.

“MÜCADELEMİZ VİCDANİ SORUMLULUĞUMUZUN DA GEREĞİDİR”

*Eğer onları rahatsız eden şey, demokrasi ve hukuk devleti konusunda, kadına yönelik şiddetin önlenmesi kanununun ortadan kaldırılması, İstanbul Sözleşmesi’nin altındaki imzaya sadık kalınması konusunda verdiğimiz mücadele ise rahatsız olmaya devam edebilirler.

*Biz bu mücadelemizle onur duyuyoruz. Biz tarihi değerlerimizi uygulamayı sürdüreceğiz. İnanıyorum ki İzmirliler bize destek vermeye, bizimle hareket etmeye devam edecekler.

*Çünkü bir baro olmanın, hukukçu olmanın, daha da ileri giderek söyleyeyim; vicdan sahibi bir insan olmanın karşılığıdır bu.

*Türkiye’nin hangi coğrafyasında yer alırsa alsın, doğayı korumaya çalışmak, çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakmak için mücadele etmek bir hukukçu olarak görevimiz olduğu kadar insan olarak vicdani sorumluluğumuzun da gereğidir.

“TOTALİTER YÖNETİMLERİN KARŞISINA ÖNCELİKLE DİKİLEN BAROLAR OLMUŞTUR”

*Bizi marjinalleşme ile suçlamışlardı. “Bunlar mıdır marjinal dedikleriniz” diye sormuştuk. Biz bunları marjinalleşmek veya siyaset olarak değil, baroların tarihsel misyonu ve değerlerinden kaynaklanan bir yükümlülük olduğunu düşünüyoruz.

*Tarih boyunca nerede bir baskıcı, totaliter yönetim varsa onun karşısına öncelikle dikilerek hak ve özgürlükler için mücadele eden barolar ve avukatlar olmuştur. Avukatlık tarihine baktıklarında, Türkiye’de avukatlık mücadelesini götürebilecekleri başka bir mecra olmadığını göreceklerdir zaten.