2015 yılında Diyarbakır Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, vurulduğu yer anıldı. Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan ve aralarında Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, bölge baro başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda avukat Türkçe ve Kürtçe "Seni unutmayacağız" yazılı pankart eşliğinde Dört Ayaklı Minare'ye doğru yürüdü.

“CEZASIZLIK POLİTİKASI MAHKEMEYE SİRAYET ETMİŞ DURUMDA”

Dört ayaklı minare önünde açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, ”Baro Başkanımız Tahir Elçi’nin bulunduğumuz bu alanda katledilmesinin üzerinden tam 5 yıl geçti. Beş yıldır kalın bir cezasızlık zırhıyla korunan Tahir Elçi’nin faillerini arıyoruz.  218 hafta boyunca Diyarbakır Adliyesi önündeki adalet arayışımıza, dava açıldıktan sonra ara verdik. Bundan sonra gerçeği arayış çabalarımızı, mahkeme salonlarında sürdürmeye karar verdik. Ancak yapılan ilk duruşma gösterdi ki, soruşturma sürecindeki cezasızlık politikası aynı şekilde mahkemeye de sirayet etmiş durumda. Diyarbakır Barosu, meslektaşlarımızın da destek ve dayanışmasıyla bu cezasızlık politikasına, gerçeği perdeleme çabasına karşı mücadele etmeye devam edecektir. Tahir Elçi’nin aramızdan koparılışından sonra ne değişti derseniz, “şark cephesinde değişen bir şey yok”, toplum olarak hapsedilmeye çalışıldığımız karanlık, daha da zifirileşti. Bu ülkede artık hiçbir yurttaşın hukuk güvenliği yok. Seksen milyon insan olağan şüpheli, her sabah kırılan ya da çalınan kapılar, gözaltına alınan onlarca kişi haberiyle güne başlamak rutin bir hale geldi" diye konuştu.

“DÜŞLERİMİZİN SAVUNUCUSU OLMAYA BUNLAR İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

‘İşkence, yasadışı öldürmeler, kadın cinayetleri, çocuk istismarları, çevre katliamları konusunda yargının sağır edici sessizliğine tanıklık ediyoruz’ diyen Aydın konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kürt meselesinin barışçıl çözümü konusunda Tahir Elçi’nin bıraktığının çok gerisindeyiz. Mesele tümüyle güvenlik bürokrasisine terk edilmiş durumda. Çözümsüzlük politikası, can almaya ve can yakmaya devam ediyor. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ağır bir tehdit altında. Binlerce insan sosyal medya ve diğer iletişim araçlarından fikirlerini paylaştıkları için soruşturma ve kovuşturma tehdidi altında. Aynı şekilde meslek etiğine uygun bir şekilde görevlerini yapan onlarca gazeteci hapiste. Hapishaneler; fikirlerinden dolayı tutuklanan siyasetçiler, sivil toplum temsilcileri, gazeteciler için kalıcı bir ikametgaha dönüşmüş durumda.  Her yıl tedavisi yapılmayan onlarca hasta mahpusun cenazeleri çıkıyor cezaevlerinden. Mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik saldırılar ve tacizler de daha da aratarak devam ediyor. Avukatlar mesleki faaliyetleri nedeniyle gözaltına alınmakta, tutuklanmakta ve cezalandırılmaktadır. Ama gözün arkada kalmasın Sevgili Başkan, binlerce meslektaşın senin bıraktığın yerden kararlılıkla adalet ve insan hakları mücadelesini sürdürmektedir.  İşte senden sonra memleketin pürmelali böyle Sevgili Başkan. Demokratik, özgür ve barış içinde bir yaşam hayalin, bizim de hayalimiz. Düşlerinin ve düşlerimizin savunucusu olmaya, bunlar için mücadele etmeye devam edeceğiz.”

Yapılan açıklamanın ardından Tahir Elçi'nin öldürüldüğü yere karafiller bırakıldı.

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015'te Dört Ayaklı Minare'nin önünde vurularak öldürüldü.

Elçi cinayetinin failleri hala bulunamazken, soruşturma dosyasında herhangi bir ilerleme kaydedilemedi. Cinayet ile ilgili soruşturma dosyasında şüpheli kimse de yok.