Türkiye’de kenevir üretiminin önündeki engeller kalkmak bilmiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine büyük umutlarla kenevir üretimine başlayanlar, başta bürokratik olmak üzere birçok engelle karşılaşıyor. Onlardan biri de ABD’de yaptığı öğretim üyeliği görevini bırakarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısının ardından kenevir üretimi yapmak için tasını tarağını toplayıp Türkiye’ye gelen Ulaş Oğrak oldu.

Ulaş Oğrak, kenevir üretiminin farklı iklim gruplarında, farklı toprak çeşitlerinde denenmesinin gerektiği belirterek, şunları söyledi: Ekimde hasat yaptık, ve bir daha tarlaya girmedik. Hasat esnasında yere düşen tohumlar yeşerdi ve kışı atlatıp çok erken tohuma kaçtı. Yerleri sürüp imha ettik, bir daha yeşerdi. Ben en az iki hasadın mümkün olduğunu ve kışların ılıman geçtiği bölgelerde hasadının da yapılabileceğine inanıyorum. (FOTO: İHA)


İzmir’in Menemen ilçesinde kenevir üreten ve arazisini tüfekle koruyan Oğrak, burada karşılaştığı sorunlar nedeniyle yeniden ABD’ye döndü. Louisiana Üniversitesi’nin teklifi üzerine dönen Oğrak, Türkiye’de yapamadığını ABD’de kendisine sağlanan imkanlarla yapacak ve endüstriyel kenevir projesi başlatacak. SÖZCÜ'nün ulaştığı Ulaş Oğrak, Türkiye’de kenevir işinde beklediğini bulamadığını belirterek şunları söyledi:

HER KURUM AYRI ZORLUK ÇIKARDI

* Ekim izninden, tohum tedarikine kadar hemen hemen her etapta zorluklarla karşılaştım. Mesela Cumhurbaşkanı’nın kenevir dikimiyle ilgili açıklamasından önce yaptığım girişimler sonuçsuz kaldı, açıklamadan sonra başvurumu bir nevi kabul etmek zorunda kaldılar. Ona rağmen Menemen Kaymakamlığı'nda başvuru dilekçeme dosya numarası vermediler. Kalem müdürü, "Kaymakam görmeden ben bunu işleme sokamam" dedi. Daha sonra İlçe Tarım Müdürlüğü'nden arayıp görüşmeye çağırdılar, ondan sonra başvurum işleme konuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bize bir zamanlar afyon ekimini yasaklayanların kendileri cayır cayır ekiyorlar. Gelin yeniden bir kenevir ekimi süreci başlatalım" açıklaması bile bu engellerin ortadan kalkması için yeterli olmadı. Erdoğan'ın çağrısı üzerine büyük umutlarla kenevir üretimine başlayanlar birçok engelle karşılaştı. (FOTO: İHA)


TOHUM KARABORSAYA DÜŞMÜŞ, O DA ŞAİBELİ

* İl Tarım Müdürlüğü'ne, Ziraat Odası'na, TİGEM’e kadar her yere sorduk, tohum yok. Nasıl tedarik edeceğimiz konusunda kimsenin bir fikri yok. Olan tohum da karaborsaya düşmüş ve şaibeli. "İthal edelim" dedik, "Yasak" dendi. Halbuki Kanada’da 102 günde liflik hasat garantisi veren tescilli endüstriyel tohum var, THC oranı yüzde 0.03. Ama bizdeki yasa daha endüstriyel kenevirle esrar arasında bir fark görmüyor. Her şeyden önce yasanın güncellenmesi lazım. ABD 2018 yılında endüstriyel keneviri serbest bırakan ‘Farm Bill’i (çiftlik yasası) geçirdi, biz de bunun üstüne gaza gelip açıklama yaptık, "Biz de dikeceğiz" diye ama ortada hiçbir plan, hazırlık, oluşturulmuş prosedür yok. Bunlar bir gecede olacak işler değil ama bu yönde atılmış somut bir adım da yok.

Kenevir Türkiye için biçilmiş kaftan. Tarımı yok etmeden sanayileşebileceğimiz bir alan. Dikiminden, hasadına, işlemesinden nihai ürüne kadar bütün süreci ülke içinde tutmak mümkün. (FOTO: İHA)


VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR

* İl Tarım Müdürlüğü'ne gittim, "Tohum yok, 2-3 yıla kadar tescilli tohum çıkacak, o zaman dikersiniz şimdi hiç uğraşmayın" diye vazgeçirmeye bile çalıştılar. Tam vazgeçmek üzereydik, Samsun Narlısaray’da tohum bulduk. Kilosuna 350 TL gibi fahiş bir fiyat verdik ve İzmir’e getirip diktik. Sorunlar burada bitmedi tabi. İzin alabilmek için herhangi bir hırsızlık olayında bütün sorumluluğu kabul ettiğinize dair bir taahhütname veriyorsunuz. Dikenli tel ve kapalı devre güvenlik kamera sistemi kurmam istendi. Yani işin astarı yüzünden pahalıya geldi.

"BİLSEM BİLE SÖYLEMEM" DİYE TEPKİ VERDİLER

* Ayrıca dikim alanı o bölgeden sorumlu kolluk kuvvetinin rutin devriye programına dahil ediliyor. Muhtelif personel beni defalarca hırsızlığa karşı uyardı fakat dört ay boyunca bir kez bile kimse gece devriyesine gelmedi. "Bir olay olsa da imha edip kurtulsak" gibi bir hava vardı. Hatta ilk başlarda gözlerinde adeta olağan şüpheliydim. Hasat sırasında İl Tarım Müdürlüğü’ne THC oranını ölçtürmek istediğimi söyledim, nasıl bir yol izlemem gerektiğini sordum, "Bilsem bile söylemem" şeklinde bir tepkiyle karşılaştım. Bu mantıkla bir yere gelemeyiz.


Ulaş Oğrak, Louisiana Üniversitesi’nin teklifi üzerine, Türkiye’de yapamadığını ABD’de kendisine sağlanan imkanlarla yapacak ve endüstriyel kenevir projesi başlatacak. (FOTO: İHA)


HERKES "KAÇ PARA KAZANDIN" DİYE SORDU

* Zarar etmeyi göze almıştım. Sadece "Kime sattın, kaç para kazandın" sorusundan gına geldi. Milletçe bir huyumuz daha var, en kısa yoldan, minimum gayretle köşeyi dönme peşindeyiz. Halbuki bu bir maraton ve daha çok başlardayız. Akıllı olup, kartlarımızı doğru oynarsak, bu endüstride dünya liderleri arasında yerimizi alabiliriz. Benim kenevir dikmemin esas sebeplerinden birisi çevredeki çiftçilere örnek olmaktı. Pamuğa oranla ne kadar az su istediğini, gübre, herbisit, pestisit gerekmediğini gözleriyle görmelerini istedim. Bunda da başarılı oldum diyebilirim. Bir merak uyandırdım, bu işin mümkün olduğunu kanıtladım.

[custom_content title="10 YIL İÇİNDE 150 MİLYAR DOLAR" desc="Her ne kadar adı ilk geçtiğinde uyuşturucu madde olarak bilinse de kenevir, oksijen fabrikası olmasının yanı sıra tıptan kimyaya, otomotivden inşaata, tekstilden gıdaya kadar 50 bin çeşit üründe kullanılabilen mucize bir bitki. Sümer yazıtlarında bile adı geçen ve faydaları saymakla bitmeyen kenevirin dünya piyasasındaki yeri de gün geçtikte büyüyor. 10 yıl içinde yıllık piyasasının 150 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Bu pastadan pay alabilmek için 2016 yılında 19 ilde kenevir üretiminin önünü açan Türkiye ise ne yazık ki, birçok ülkeyi geriden takip ediyor. ">

ABD'YE GİDİP ÜNİVERSİTE ARAZİSİNDE YETİŞTİRECEĞİM

* Louisiana Üniversitesi, Türkiye'de kenevir ektiğimi duyunca, "Gel burada bir endüstriyel kenevir projesi başlat" diye teklifte bulundu. Üniversite bünyesinde, üniversitenin kendi arazilerinde endüstriyel kenevir yetiştireceğim. ABD'ye geri dönmek gibi bir planım yoktu fakat böyle güzel bir teklifi geri çeviremedim.