CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “Atatürk” yerine “Mustafa Kemal”i kullanıyormuş.

Bugüne dek fark etmemiştim.

Fark etseydim, sıkı eleştirirdim.

Zira, bu ülkede sadece ilkelerini, gösterdiği yolu değil, “Atatürk” ismini de  silmeye çalışan bir cephe var ve o cepheyi de sıkı eleştiriyorum.

Kendisi, bir törende yazılı metinden konuşurken “Büyük Atatürk, Sayın Genel Başkanım” demişti. Buna karşın, Taksim Toplantısı’nda Uluç Gürkan’ın “Neden Atatürk demiyorsunuz” sorusuna “kullanıyorum ya” yanıtını vermek yerine, şöyle demiş:

“Kişilerin isimlerinden söz ederken, belirli alışkanlıklarla bunların özel atıflarla kategorize edilmesine karşıyım. Yıllardır kullandığım gibi bu şekilde ifade etmek, kendimi ait hissettiğim bir ifade olduğu için tercih ediyorum.”

Bu sözünden sonra CHP içinden ve dışından linç edilince, tartışma yaratan açıklamasının “meseleyi Kenan Evren Atatürkçülüğü’nden ayrıştırma çabası” olduğunu savunmuş.

★★★

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim:

Hem Taksim Toplantısı’nda, hem tepkilere karşı yaptığı açıklamada söyledikleri, son derece “manasız”.

Bir kere “Atatürk” belirli alışkanlıklarla kullanılan özel bir atıf değil.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderinin soyadı.

“Gardırop Atatürkçüleri” ya da “Kenan Evren Atatürkçüleri” denilen grubu, Atatürk üzerinden rant elde etmek isteyenleri hepimiz eleştiriyoruz. Ancak,  Atatürk’e Atatürk diyen sadece onlar değil.

Kaftancıoğlu’nun geldiği sol/sosyalist ya da liberal kanat da dahil, milletin geneli Atatürk’e göğsünü gere gere Atatürk der.

Atatürk’ün kurduğu parti olan CHP’nin İstanbul İl Başkanlığı koltuğunda oturan birinin Atatürk ismini “alışkanlık” ya da “atıf” gibi sözcüklerle sıradanlaştırması, Atatürk’ü sevip,  sinesine basan bu milleti üzer.

Sevindirse sevindirse şeriat, hilafet arzulayanları, monarşi ya da oligarşi isteyenleri ve milletin Atatürk’e olan ilgisini ve sevgisini kıskanan, Atatürk’ün ismini her yerden silmeye çalışan muhafazakar siyasetçileri ve bürokratları sevindirir.

★★★

Şimdi gelelim madalyonun arka yüzüne.

Kaftancıoğlu’na CHP içinden yüklenenlere baktım, tamamına yakını parti içi mücadelede Canan Kaftancıoğlu’na yenilen isimler.

Bulmuşken fırsatı, “parti zarar görür” demeden gol atmaya çalışıyorlar.

İlçelerde illerde ve büyük kurultayda aldıkları yenilgilerin intikamını Atatürk üzerinden almaya çalışıyorlar.

Bazıları, Aylin Nazlıaka’nın “Atatürk resmi indirildi” polemiği sonrasında partiden ihraç edilmesini anımsatarak, parti içi seçimlerde yenemedikleri “o kadını”, Atatürk üzerinden başlayan bu tartışmayı fırsata çevirerek göndermek istiyorlar.

Darbeciler, muhafazakar iktidarlar, Makyavelist siyasetçiler Atatürk’ün mirasına en büyük zararı verirken aynı kıyameti koparmayan söz konusu CHP’lilerin, partiye zarar vereceğini bile bile Kaftancıoğlu’na karşı Atatürk üzerinden linç kampanyası başlatması, meselenin üzerinde bu kadar çok tepinilmesi, CHP içindeki sevgisizliği, örgüt ve dava bilinci yoksunluğunu, rekabetin kırıcılığını bir kez daha ortaya çıkardı.

Canan Kaftancıoğlu, Atatürk’e Atatürk demeyerek büyük bir yanlış yapsa da CHP içindeki bu çıkarcı, menfaatçi, acımasız, çapsız rekabetin gün yüzüne çıkmasını sağlayarak CHP için yararlı olabilecek bir süreci de başlatabilir.

CHP yönetiminin bu vesileyle “biz ne zaman bir birimize bu kadar düşmanlaştık” sorusunu sormasında da fayda var.

★★★

İşin bir de iktidar cenahı var ki evlere şenlik.

Yıllardır, Atatürk deyince tüyleri diken diken olan, sistemli bir şekilde Atatürk’ün ismini hastanelerden, okullardan, stadyumlardan, havaalanlarından silen, resmini kitaplardan tören alanlarından çıkarmak için çaba harcayan iktidar, Kaftancıoğlu’nu ve CHP Genel Merkezi’ni Atatürk üzerinden vuruyor.

Keşke bu göz yaşartıcı Atatürk sevginizi sahalarda görseydik!

Hiç şüphe duymuyorum:

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu mevzu nedeniyle Kaftancıoğlu’na herhangi bir yaptırım uygulaması, CHP içindeki Kaftancıoğlu düşmanları kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kaybeden AK Parti’lileri de mutlu edecek.