Sevgili okurlarım, bir ülkenin veya vatandaşın en büyük belalarından biri, adına işsizlik denilen nesnedir.

Çevrenizde sık sık tanık olmuşsunuzdur...

İnsanlar iş istiyor, iş arıyor.

Sıradan vatandaş kimliğimle bana da bu konuda yoğun istekler geliyor...

“Emin Bey evde dört kişiyiz, bir tek ben asgari ücretle çalışıyorum. Hanım işsiz, iki genç evladım işsiz. Ayın sonu gelmiyor, maaş yetmiyor. Lütfen bize torpil olun, CHP’li belediyelerden birinde iş bulun...”

Onlara dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışıyorum:

“Kardeşim, şu birkaç ay içerisinde CHP’li belediyelere on binlerce kişi iş için başvurdu. Onlar da çaresiz, elleri kolları bağlı...”

Biri, cebinden bir karikatür çıkardı... Bir mizah dergisinin kapağı...

Zavallı cılız işçi, gürbüz patronuna sesleniyor:

- Maaşım yetmiyor...

Yanıt çok muhteşem:

- Maaş alırsan yetmez tabii!

★★★

İnsanın elinden ne yazık ki hiçbir şey gelmiyor.

Milyonlarca insanımız aç ve açıkta.

Ürkütücü tablo böyle ama işin çok daha vahim olan başka bir boyutu daha var.

Başta dünya liderimiz Recep Bey olmak üzere bu ülkeyi yönetenler farklı düşünüyor, farklı şeyler söylüyorlar...

“Nüfusumuz mümkün olduğu kadar artmalıdır. Gün gelecek AB ülkeleri başta olmak üzere bütün dünya bizim genç nüfusumuza iş verme kuyruğuna girecek!”

Nedenini de şöyle açıklıyorlar:

“Onların nüfusu giderek yaşlanıyor. İş sırası bizim genç nüfusa geliyor!”

Eee, ne olacak bizim genç nüfusa!

Hepsi Avrupa’ya gidip iş sahibi olacak!

★★★

“Avrupaa Avrupaa duy sesimiziii, işte buuu Türk’lerin ayak seslerii!”

Kimi görsem, kimi tanısam, özellikle gençlerle muhabbet ederken hepsi aynı şeyi düşünüyor:

Mümkün olursa yurt dışına çıkmak, yurt dışında yaşamak.

İş sahibi olsun veya olmasın herkes vatanından soğumuş, sıkılmış, bunalmış.

Fırsatını bulan gidiyor ve bir daha gelmemek üzere gidiyor.

Türk’lerin ayak sesleri artık işsizlerin ayak seslerine dönüştü.

★★★

Sevgili okurlarım, işsizlik rakamları dün yeniden açıklandı.

Tablo yine korkunç.

- Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaşlarda olanlarda işsiz sayısı, Ekim 2019 itibariyle, bir önceki yılın aynı dönemine göre 608 bin kişi arttı.

- İşsizlik oranı yüzde 1.8 puanlık artışla yüzde 13.4 oldu.

- Çalışanların oranı aynı dönemde 527 bin azaldı.

- 15-24 yaş arasını kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı üç puan daha artışla yüzde 25.3 oldu.

Evet, bunlar gerçekten korkunç rakamlar.

★★★

Belediye 12 temizlik işçisi alacak, başvuru sayısı binlerce...

İş kuyrukları uzayıp gidiyor, ülkeyi yönetenlerin umursadığı yok.

Onların yapay gündemi başka...

Kanal İstanbul, üretilmesi bir masal olan yerli ve milli (!) otomobil, Libya, Irak, Suriye falan!

İşsizlik belası konusunda hiçbiri ağzını açıp konuşamıyor.

Kürsülere çıkıp bize her gün nutuk atan aymazlar bu konuda suskun!..

Ve işsizlik canavarının pençeleri altında inim inim inleyen yaşlısı genci, kadını erkeği, kayıtlısı kayıtsızı ile birlikte en az beş milyon insanımız ıstırap çekiyor...

★★★

Bu süreçte bana en çok koyan nedir bilir misiniz...

Palavralarını her gün ekranlarda dinlediğimiz yüce yöneticilerimiz bu konuda konuşamıyor!

Dünya liderimiz derseniz, fırsat buldukça işi kendince espriye vuruyor.

Örnek vereyim, yolu üzerindeki bir taksi durağına uğradığında karşısına genç bir şoför çıkmıştı.

Nüfusumuz artmalı ya, ona sordu:

- Kaç çocuğun var senin?

- Bir tane var efendim.

- Bir tane yetmez, onu üç yapmak lâzım. Bas gaza.

Biz işte bu “Kafalar” tarafından yönetiliyoruz.

Öbür yanda ise diplomasını alan, ya diploması olmayan, ancak iş bulamayan milyonlarca genç işsiz ve çaresiz...

Tok açın halinden anlamıyor.