Sevgili okurlarım, Recep Bey birkaç gün önce Moskova’da Putin’le görüştü. Recep Bey’in yanında en üst düzeydeki Türk heyeti de vardı.



Ekranlardan canlı yayında bire bir izledik. İki lider yanlarında iki tercümanla birlikte oturuyor, heyetimiz ise ayakta bekliyordu.

Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı, Saray ve parti ekibi tam kadro ayakta idi.

Siz de görmüşsünüzdür... Bir süre sonra Putin onları (çocuk çağırır gibi) eliyle “Gel gel” işareti yapıp yanına çağırdı. Sonra lütfedip ellerini sıktı.

Kremlin Sarayı’ndaki geleneksel devlet protokolü uygulaması acaba hep böyle midir?

Böyle olmadığı anlaşılıyor.

★★★

İşte size dün sosyal medyada dolanan fotoğraflardan birkaç örnek...



Putin çeşitli zamanlarda belli ülkelerden gelen heyetleri kabul ediyor.



Örneğin Yunanistan, Sırbistan ve bir Afrika ülkesi olan Zimbabve heyetlerine yer gösterilmiş, hepsi oturuyor.



Onlar, bizimkiler gibi ayakta bekletilmiyor.

Ne ilginç, değil mi!

★★★

Sevgili okurlarım, burada çok kısaca bile olsa, önemli bir konuya değinmek istiyorum. Putin görüşmesinden sonra gerek bizim iktidar kesimi ve gerekse yandaş medya “Zafer çığlıkları” atamadı...

Çünkü ortada, elde ettiğimiz herhangi bir “Başarı (!)” yoktu. Eğer Türkiye Cumhuriyeti açısından başarı demeye diliniz varırsa, sadece “Ateşkes” kararı alınmıştı.

Şimdi burada hazır yeri gelmişken somut bir örnek vereyim.

★★★

Moskova’da iki taraf arasında imzalanan protokolün 3. paragrafı aynen şöyle başlıyor. Lütfen dikkatle okuyunuz:

(Türkiye ve Rusya tarafları) Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini tekrar ederek...”

Diplomatik dilde daha fazlası yazılamıyor.

★★★

Demek ki biz Putin görüşmesinde Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ve Esad’ın otoritesini tanımış durumdayız.

Bu durumu da altına imzamızı koyarak resmen kabul etmiş oluyoruz.

Ancak bunlar Türk Milleti’nden gizlendi!

Gerek Saray ve gerekse yandaş medyanın niçin zafer çığlıkları atamadığı da böylece ortaya çıkmış oldu.

Ateşkes kararıyla yetinmek zorunda kaldılar.

Sadece anımsatmak istedim!