Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın Koronavirüs salgını nedeniyle önlem olarak Adana’da hazırlattığı bin yataklı hastane,  uzun zamandır gündemde. Neden bu kadar uzun süre gündemde kaldığı da incelenmeye değer.

Yalnız AKP’nin yöneticilerinden, meclis üyelerinden değil, iktidarın en üst düzey sorumlularına, hatta Cumhurbaşkanına kadar Türkiye gündemine taşınan bu mesele, hala da gündemde tutuluyor.



Zaman zaman gündemden düşer gibi olan bu konu hakkında bir bakıyorsunuz birileri çıkıp yeni bir şeyler söyleyerek olayı sıcak tutuyor. Neden bu kadar tartışma konusu oldu diye düşündüğüm sahra hastanesi,  Koronavirüsün rutin gündeminden sıkılan kesimler için bir vuruşma vesilesi yaratmış olmalı. Cevap verme hakkının doğduğunu ya da cevap vermesi gerektiğini düşünen kesimler bu tartışmanın bitmesine izin vermiyor. Yeni yeni fikirler, iddialar ortaya atılıyor. Haliyle de hastane gündemi sıcak tutuluyor. Neticede hem iktidar hem de muhalefet kanadı süren bu tartışmayı kendi lehlerine olacak bir yöne sürüklemek istiyor. Zaman zaman da tansiyon yükseliyor.  Gelin görün ki bu tartışma kimseye bir şey kazandırmıyor. Neticede ortada büyük emeklerle ve titiz biçimde hazırlıkları yapılan, tüm alt yapısı hazır, yapılış amacına uygun ihtiyaç duyulması halinde bunu rahatlıkla karşılayabilecek bir tesis var. Lakin, cevaplanması gereken bazı sorular da var.

Fakat, bu sorulardan önce hemen belirteyim ki, ben de bu tartışmalar sürerken Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’dan ve Sağlık Daire Başkanı Dr.Rıza Mete’den beni bu Sahra Hastanesi’ni gezdirmelerini rica ettim, kendileriyle buluştuk. Bana hastaneyi gezdirip bilgi verdiler.
Gerçekten de  Allah muhtaç etmesin ama sahra hastanesi tanımına uyan, dünyada örnekleri bulunan sahra hastanesi tiplerinden çok daha güzel ve başarılı bir tesis yapmışlar.



Dünyadaki sahra hastanelerinin bir çoğunda yan yana konulmuş, arada bölmeler bile olmayan sadece bir yataktan ibaret diyebileceğimiz tesisler yapılırken bizim burada elektriği, suyu , soğutma ve ısıtma sistemi, her türlü alt yapıya uygunluğu, kapalı ve ferah alanları, açık alanlarıyla pırıl pırıl bir tesis yapmışlar,216 tane oda bölünerek hazır hale getirilmiş. İstenildiği anda 1000 yatağa çıkartılması derhal gerçekleşebilecekmiş.

Bu arada 10 doktor ve 20 hemşire ile hemşire yardımcısı göreve hazır. Kapıda ise ambulanslar hazır bekliyor.

Hem Zeydan Karalar hem de Rıza Mete bana bu konuda verdikleri bilgilerde bir sahra hastanesinin ne olması gerektiğini anlattılar. Sahra hastanesi kısaca, ev ile yoğun bakım ünitesi arası bir tesis olurmuş. Zaten çok ağır yoğun bakımlık hastaları burada tutamazlarmış, bu hastaneler yoğun bakıma girmeyecek kadar durumu iyi ancak hastalığı da süren, gözlem altında bulunma gereken kişileri evlerine, topluma karıştırmamak hem onun sağlığını hem de çevredekilerin sağlığını kontrol altında tutmak için hizmet veren bir sistemmiş.

Üstelik bu hemen hizmete geçecek bir sağlık kurumu değil. Ama ne olur ne olmaz diyerek yerel yöneticilerimiz önlemlerini almışlar. Çünkü İtalya’da insanların hastane koridorlarında neredeyse üst üste yattıklarını görmüşler ve şimdiden biz tedbirimizi alalım diye düşünmüşler.

Burada asli sorumlu olmadıkları halde bu sağlık önlemlerini alan, ihtiyaç olması halinde büyük bir sıkıntıya cevap verecek olan bu kurumu ortaya çıkartanlara okkalı bir teşekkür etmek gerek diye düşünenlerin sayısı da az değil.

Şahsen Zeydan Karalar ve ekibinin bu çabası ve sorumluluğu teşekkürü hak ediyor.

Ancak burada bazı sorular var.



En önemlisi de şu:

Böyle bir sahra hastanesinin kurulması için Sağlık Bakanlığı’ndan, Adana İl Sağlık Müdürlüğü’nden izin alınmalı mıydı?

Burada Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin yanı sıra taraflı tarafsız bu ilin içinde olanlar “Evet, yapılan iş çok güzel ama izin alınmalıydı “ diyorlar.

Adana Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanı olan daha önce Tabip Odası başkanlığı SSK Yöneticiliği yapmış Dr. Rıza Mete, keşke bu girişimi başlatmadan önce Sağlık Müdürlüğü’nden izin alsaydı.

Aslında Dr.Rıza Mete, bu işleri çok iyi bilen birisidir fakat neden izin almadılar anlamış değilim. Bu şekilde çok büyük iyi niyetle yola çıkan Zeydan Karalar’ı da bir anlamda zor durumda bırakmış oldular.

Türkiye’nin herhangi bir yerinde bir sağlık ünitesi yapacaksanız, Sağlık Bakanlığı’ndan izin almalısınız.  Bu hastane açarken de, eczane açarken de, küçük bir sağlık merkezi açarken de öyledir, değil ki 1000 yataklı bir sahra hastanesi, izinden muaf olabilir mi?

Ha! İzin alınsaydı, o izin verilir miydi, o da ayrı mesele!

Fakat bu izin için başvuru yapılmalıydı.

O zaman işin rengi daha farklı olurdu…