Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) okulların açılmasında bir sakınca olmadığını açıkladı. Ara verilmesin. Öğrenciler bir yılını yitirmesin. Gerekçe olarak da “koronavirüs ölümleri tablosunu” gösterdi.

20 yaş altı şanslı.

Ölüm oranı en az.

Virüs kaynaklı ölümlerin yüzde 0.2’sinden azı 20 yaşın altındaki kişilerde görülüyormuş.

Okullar açılabilir.

Yeter ki dikkatli, duyarlı, kılı kırk yaran önemler; hem okulda, hem okul yolunda, hem evde, hem mahallede, hem köyde ve kentte alınsın. Öğrenciler için tehlike yok ama okullar için risk büyük. Okullar, “toplanma ve dağılma merkezi” durumundalar.

Türkiye örneğinde:

26 milyon öğrenci ve 4 milyon da eğitimci (1 milyondan fazla öğretmen), okul çalışanı, öğrenciyi okuldan eve ve evden okula taşıyanı olmak üzere 30 milyon kişi, haftanın 5 günü okulda, okul yolunda toplanıyor ve dağılıyorlar.

★★★

Atatürk mü diyelim.

Mustafa Kemal mi.

Mustafa Kemal.

Gazi Kemal.

Atatürk.

Ne dersen de...

Özü “3 öğüt”.

Övün.

Çalış.

Güven.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu 3 öğüdü vermişti. Ve bu 3 öğütten etkilenen Macar heykeltıraş Thorak, tam 85 yıl önce 1935 yılında yaptığı insanın gücünü temsil eden heykelin altına “Türk, övün, çalış, güven” sözlerini oymuştu.

Durma çalış.

Çok çalış.

Çünkü şu anda yoksul, az gelirli anne ve babaların çocukları “uzaktan eğitime” ulaşamadı. Devre dışı kaldı. Çünkü şu anda Türkiye’de örgün eğitim kapsamında devlet okullarında okumakta olan 3 milyon öğrencinin evinde “internet imkanı” yok.

★★★

Boşa övünme.

Kof tafraya güvenme.

Hiç durma.

Çok çalış.

Çünkü şu anda Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı, her açıdan dökülüyor. 21 Eylül’de başlayacak yüz yüze eğitim öncesi ilkokul 1. Sınıf öğrencilerimize ders verecek, 120 bin öğretmene test yapmayı akıl bile edemedi.

Yine durma.

Yine çok çalış.

Çünkü şu anda devlet okullarına giden öğrencilerden 750 bininin evinde de televizyon yok.

Boşa şişinme.

Haybeye kükreme.

Çünkü şu anda Türkiye’de EBA üzerinden yürütülen canlı derslere katılım pek çok okulda yüzde 15-20’de kaldı. Canlı derslere katılan öğrencilerin yüzde 70’ten fazlası sadece dinleyici konumuna sıkıştılar. Ses ve kameralar kapalı tutuldu. Şu anda Türkiye’de korona salgını koşullarında en az 57 bin yeni dersliğe ve en az 92 bin yeni öğretmene ihtiyaç var.

★★★

Bu açıdan ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılçdaroğlu’nun “bugünün Türkiye şartlarında öğrencilerin eğitimden eksik kalmamaları için CHP’li belediyelerin Milli Eğitim Bakanlığı’nın eksiğini tamamlamaya talip olması” önerisi öfke yumruğu görüntüsü veren iktidara uzatılmış bir kadife eldivendir. Kıymetli bir öneri.

Boşa şişinme.

Haybeye kükreme.

Hiç durma.

Birlikte çalış.

Belediyeler hepimizin.

Öğrencinin yıllı yanmasın.

OKURA NOT:

Önceki gün yayınlanan yazımda yer verdiğim “tarikatlar araştırmasını” yapan Prof. Dr. Esergül Balcı’dır. Okurlarımın dikkatine sunarım.