Etrafta yine “erken seçim” muhabbeti dolaşmaya başladı.

Peki, erken seçim olur mu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olmasını sağlamak için, normal seçime az bir zaman kala (2023 yılının ilk aylarında) göstermelik bir “Erken seçim” yapılabilir.

Anayasa’ya göre bir Cumhurbaşkanı’nın iki dönem seçilip görev yapma hakkı var. Erken seçim yapılırsa, ikinci dönemi tamamlamadığı için Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olarak seçime girmeye hak kazanıyor.

Ancak... Erken seçim de büyük risk taşıyor. Çünkü anketlere göre Erdoğan yeniden aday olsa bile kazanamıyor! Bu nedenle iktidarın hiç bir seçimi göze alamayacağı konuşuluyor.

O halde ne yapmak lâzım? Erdoğan’ın görev süresinin uzatılmasını sağlamak için başka bir formül aranıyor.

Sızan haberlere göre bu formül bulunmuş gibi...

Ankara’nın derinliklerinden iyi haber alan kulağı delik gazetecilerden Ahmet Takan dostumuz, son durumu bakınız nasıl özetliyor?

★★★

“Şimdi size vereyim bomba gibi bir kulis bilgisini...

Hani bir süredir iktidar çevreleri ve irili ufaklı ortakları gündemde dolaştırıp duruyor ya... ‘Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı görev süresinin uzatılması içim mutlaka bir formül bulunsun’ diye...

Hah işte!

İddia o ki, ‘Seçimler 2024 yılına kalır.’ Yani bir yıl ertelenir... Seçim meçim yapılmaz!

Nasıl? Anayasa açık:

‘78’inci madde:

(D) Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.

Geri bırakılma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.’

(Yani seçimlerin yapılması 2025 yılına da bırakılabilir.)

Ya sonrası? Allah kerim!

Anayasa’yı tartışır dururuz. Sonra da işi Yüksek Seçim Kurulu’nun tarafsız (!) üyeleri kökten halleder!

Boşuna çıkmadı o adam kılıçla hutbeye!”

★★★

“Seçim 2024’e kalır mı?” konusundaki gerçekçi yorumu ve verdiği derin kulis bilgileri nedeniyle Ahmet Takan’ı kutluyorum.

Uzun lâfın kısası şu: Ülkede erken seçim değil, geç seçim bile olmayabilir!

Buna “Eyvah, eyvah!” mı demek lâzım (ya da ne demek lâzım) bilemiyorum!

Gökova’da ölüm!


Bodrum, Datça ve Marmarisli denizciler bayramda aldıkları acı bir haberle sarsıldılar.

Okluk Koyu’nda lokantası, evi ve tarlası olan Turgut Yücel, ani bir kalp krizi ile hayatını kaybetmişti.

Turgut Yücel, Efe Mustafa ve Japon Hüseyin’le birlikte Okluk Koyu’nun ve Gökova Körfezi’nin sembol isimlerindendi.

Yıllardır bölgede denizcilere yardımcı olmak için çalışan Turgut Yücel sağlıklı ve zinde görünüyordu. Yakın arkadaşları “Turgut’un kalbi üzüntüye dayanamadı. Cumhurbaşkanı için Okluk’ta yapılan 300 odalı yazlık saray nedeniyle arazisinin istimlak edilip, ata yadigârı topraklarının zorla elinden alınmasına kahrolmuştu.” dediler.

Cumhurbaşkanı’nın yazlık sarayının güvenliği gerekçesiyle, denizciler, mavi yolcular, yerli ve yabancı turistlerin tekneleri, yıllardır özgürce girdikleri cennet Okluk Koyu’na sokulmuyorlar. Bu durum bölgede üzüntü yaratıyor.

TEBESSÜM

Zengin dul ve Temel!


Temel arkadaşlarına “Zengin ve dul bir kadınla evlenmeye karar verdim” demiş ama bir türlü evlenmiyormuş...

Merak eden arkadaşları sormuşlar:

“Yahu Temel, hani sen zengin bir dulla evlenecektin? Ne oldi?”

Temel kararlı bir ifadeyle başını sallamış:

“Evlenmesine evleneceğum ama kocasının ölmesinu bekleyrum!”

GÜNÜN SÖZÜ


Başkalarına yaptığın iyilikleri unut, sana yapılan iyilikleri unutma.