Dün “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” idi.

Türk tarihinde kadının büyük önemi vardır, kutsaldır, her zaman erkeğin tamamlayıcı gücü olmuştur.

Büyük Atatürk “Dünya üzerinde gördüğümüz her güzel şey kadının eseridir” der ve şu sözleri ekler:

“Kadınları geri bırakılan toplum, geride kalmaya mahkûmdur!”

İşte, bugünkü geriliğimizin sebebi budur.

2020 yılının 8 Mart gününe kadar geçen 68 günde 54 kadın cinayetinin işlendiği ülkemize uygar diyebilir miyiz?

Talihsiz kadınların bir kısmı kocaları, sevgilileri, bir kısmı da babaları ve kendi evlatları tarafından öldürüldü.

Büyük şair Tevfik Fikret “Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer” der. Ülkemizde insanlık Tevfik Fikret’in dediği gibi alçalmıştır.

★★★

Dinci kafalar, kadından kaynaklanan her şeyi, günah sayıyor. O yobazlara göre:

- Kadın-erkek eşitliği olamaz.

- Kadın çalışıp ekonomik bağımsızlığını kazanamaz.

- Kadın, sarılıp sarmalanıp eve kapatılmalıdır.

- Kadının sanat ve sporla uğraşması caiz değildir. Voleybol, basketbol, yüzme ve bale kıyafetleri tahrik edicidir ve kadınlar için haramdır.

- Kadının eli sıkılmaz, kadın başı açık olmaz.

- En iyi kadın, erkeği efendi olarak gören kadındır.

★★★

Sevgili okurlar. Yukarıda sıraladığım “yobazların hezeyanları” artırılabilir.

Oysa bir erkeğin hayatta elde ettiği en büyük armağan, iyi bir eşe sahip olmasıdır.

Kadın, tüm insanlığın anasıdır.

Kadın erkeğin eşi, evin güneşidir. Kadınsız ev, çiçeksiz bir bahçe gibidir.

Büyük yazar Goethe, “Hiç kimse, kollarında bir çocuk tutan anne kadar saygıdeğer değildir” der.

Ülkelerin geleceklerini belirleyen kadınlardır.

Aydınlık bir Türkiye istiyorsak, kadına yönelik şiddeti yok etmeli, kadınlar üzerindeki ağır baskıyı kaldırarak yobazca ayrımcılığa son vermeliyiz.

“İslâmın Kozmik Odası”


İlginç bir kitap çıktı. Adı:

“İslâmın Kozmik Odası”

İlahiyat uzmanı Nazif Ay tarafından yazılan kitapta “Dinsel sömürü treninin ahlâksızlığa doğru hızla yol aldığı” anlatılıyor.

İlahiyatçı yazar Nazif Ay “İçinde yıllarımı geçirdiğim İslâmcı grupları ve kurumları yazdım. Her hareket içinde kötüler ve iyiler olduğu gibi, İslâmcı gruplar içinde de iyi niyetli kişiler olduğu gerçeğini de atlamadım” diyor.

Peki, İslâmcı kimdir? Neye İslâmcı denir?

Nazif Ay kitabında İslâmcılığı şöyle tarif ediyor:

“Dini kendi çıkarı için kullanıp, o kutsal manzumeyi sapkın düşüncelerine göre yorumlayan, üstelik muhaliflerini, gerekirse ve ne şekilde olursa olsun ortadan kaldırmaya kurgulu siyasi yapıya ‘İslâmcılık’ denir. İslâmcılığın diğer adı argo tabirler ‘Dincilik’tir.”

Yazar, din tüccarlarını ve Türk toplumunda son yıllarda görülen köklü değişimleri anlatıyor. (Tekin Yayınevi)

TEBESSÜM

Demirel’den bir anı!


Son yıllarda toplumun karakteri değişti...

Yalaka medyada ve siyasette saf değiştirip “Dün sövdüklerini bugün alkışlayanlar” o kadar çok ki, şaşırmamak mümkün değil!

Günümüzde gördüklerimiz ve yaşadıklarımız, rahmetli Süleyman Demirel’in eski yıllardaki sözlerini aklımıza getirdi.

Demirel’e sormuşlardı:

“Neden size söven adamları partinize aldınız?”

Demirel’in cevabı şöyle oldu:

“Karşıdan bağırıp duruyorlardı. Bizim kapıya bağladık. Şimdi karşıya sövüyorlar!”

GÜNÜN SÖZÜ


Hiçbir şeyi dert etme! Ne kadar dövünürsen dövün, dünyayı değiştiremezsin!