“Ülke uçacak diye getirilen sistemin iki senede ülkeyi getirdiği hal ortada... Vatandaş adalet istiyor, işsizliğe çare istiyor!”

Bu sözler, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e ait...

Meral Hanım, mücadele azmini sevdiğim bir siyasetçi...

Önü kesilmek istendi...

Çirkin iftiralara uğradı...

Namusuna dil uzatıldı...

Evi işaretlendi, tehdit edildi, gözdağı verilmek istendi...

Fakat o yılmadı, korkmadı, amansız mücadelesine azimle devam etti...

Bu yüzden onun seveni çok fazla...

Sevmeyeni var mı? Tabii ki vardır ama bu kıskançlıktandır!

AKP, 18 yıl önce “Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar” diyerek iktidara gelmişti.

Ne oldu? Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar bitti mi? Ne gezer! Halimiz eskisinden beter!

Ülkede perişanlık diz boyu...

Yoksulluk artıyor, yasaklar birçok insanımızı inletiyor... Gerçek olan bu!

Meral Akşener:

“Bunlar nasıl geldilerse öyle gidecekler. (3 Y) onları bitirecek; Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklar sonlarını getirecek!” diyor.

★★★

EKONOMİK ‘TSUNAMİ’ GELİYOR

Meral Akşener’e göre:

“Türkiye’yi ekonomik bir tsunami bekliyor.

18 yılda yoksul sayısı 22 milyona ulaştı.

Yeteneksiz akrabalar devlette önemli işlerin başına getirildi, yandaşlara makam dağıtıldı.

İşsizlik rakamları ortada, anlatmaya gerek yok!

Demokrasiyi ortadan kaldırdıkları için para bulamıyorlar.

Millet nefes alamıyor. Ulusça açlığa doğru gidiyoruz.

Halk TV ve Tele-1’e verilen cezalara bakın. Hak mıdır, hukuk mudur?

Hak-hukuk kalmadı ve bu sistem vatandaşı bunalttı.

Sorunların tek çözüm yolu ‘Parlamenter Sistem’dir. Bu nedenle yan yana gelip, el ele verip, arızalarına, eksiğine bakıp bunları gidererek ‘Parlamenter Sistem’i hayata geçirmemiz gerekiyor.’ Başka kurtuluş yolu yok!”

★★★

TÜRKİYE’Yİ GERİYE GÖTÜREN SİSTEM

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkeyi her alanda geriye götürdü!

Bunalan vatandaşların hepsi, dindarlar, sekülerler, gençler, herkes nefes almak istiyor.

Adalet istiyorlar, işsizliğe çare istiyorlar...

Sosyal medyanın keyfi biçimde kapatılmaya çalışılması da hukuksuzluktur.

Bazıları reddediyor ama ülkede ‘Orta sınıf’ kayboluyor. Vergisini ödeyen bu kitleyi ortadan kaldırırsanız en büyük darbeyi ekonomiye vurursunuz.

Bir esnafla karşılaştım. ‘Kırk yıldır ben bu ülkeye vergi veriyorum, kırk gün devleti yanımda görmedim’ dedi.

18 yılda bu ülkenin yoksul sayısı 22 milyona gelmişse ve hâlâ bu insanlara yardım edilmekle övünülüyorsa, burada bir sıkıntı var demektir. Yoksul sayısı 30 milyona çıkar!”

★★★

GÜLER MİSİN, AĞLAR MISIN?

“Bugün gençlerin yüzde 50’si imkân bulduğu takdirde yurt dışına gitmek istiyor!

‘İşsizlik kanayan yaramızdır, çare bulun’ diyoruz.

Dalga geçer gibi ‘Hani nerede işsizlik?’ diyorlar.

Eşle dostla doldurdukları Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) aldıkları sipariş tablolarla milleti kandıracaklarını sanıyorlar!

Bakan ‘Bana bu ay şu kadar enflasyon, bu kadar işsizlik lâzım’ diyor, TÜİK siparişi adrese teslim ediyor.

Gidip vatandaşa soruyorlar, diyorlar ki:

‘Çalışıyor musun?’

‘Hayır’ diyor...

‘Peki, iş olsa çalışır mısın?’ diye soruyorlar:

Elbette ki işsiz vatandaş ‘Evet’ diyor.

Sonra altın soru geliyor:

Diyorlar ki: ‘Sen 4 haftada herhangi bir resmi kuruluşa iş başvurusu yaptın mı?’

O işsiz vatandaşım:

‘Hayır yapmadım’ dediği anda artık işsiz sayılmıyor.

İş yok, biçare işsiz ama iktidarın gözünde işsiz değil! TÜİK’in kayıtlarına işsiz olarak geçmiyor.

Güler misin, ağlar mısın?”

★★★

TARIMDA TÜRKİYE HARİÇ

HERKES KAZANIYOR!

“Türkiye, Avrupa’nın en geniş tarım alanına sahip ülkesi...

Oysa tarım ihracatımız sadece 17 milyar dolar.

Türkiye’nin onda biri bile toprağa sahip olmayan Hollanda, 100 milyar dolar tarım ihracatı yapıyor.

Fransa, Almanya, İspanya, İtalya, Belçika, İngiltere ve hatta Polonya bile Türkiye’den daha çok tarım ihracatı yapıyor.

- Toprak bizde, parayı onlar kazanıyor!

- İklim bizde, parayı onlar kazanıyor!

- Su bizde, parayı onlar kazanıyor!

Tarım Türkiye’nin gözbebeğidir. O nedenle, iktidara geldiğimizde, çok hızlı bir biçimde, tarımdaki yapısal sorunları reformlarla giderip, büyük bir kırsal kalkınma hamlesi başlatacağız.

Biz bu topraklar için on binlerce can verdik. Bu reformları gerçekleştirmek bizim için, şehitlerimize olan borcumuzdur.

İşlenmedik bir karış bile toprak bırakmayacağız.”

TEBESSÜM

“Lider zor işlerle uğraşır!”


Türkiye Cumhuriyeti’nin iki büyük devlet adamından bir anı:

Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, Meclis’in açılışının ilk günü merdivenlerde CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ile karşılaşır.

İnönü sorar:

“Meclis’in kaç merdiveni var Süleyman Bey, biliyor musun?”

Demirel:

“Bilmiyorum paşam” der.

Beklemediği bir soruyu cevapsız bıraktığı için Demirel’in canı sıkılmıştır ama belli etmez.

Birkaç gün sonra yine Meclis’te karşılaşırlar. Demirel:

“Paşam Meclis’in 220 merdiveni var” der.

“Kime saydırdın?” diye sorar İnönü...

Demirel “Bizzat ben saydım efendim” der.

Bunun üzerine Demirel, İnönü’den tarihi bir söz duyar:

“Bak Süleyman Bey kardeşim. Lider odur ki, zor işlerle uğraşır... Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben Meclis’in kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum, sana saydırdım!”

GÜNÜN SÖZÜ


Toplumun yarası da insanın yarasına benzer, asla deşmemek gerekir!