İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun , “Kanal İstanbul” projesi hakkında yaptığı sözlü/görsel açıklamaları üzerine İçişleri Bakanı’nın talimatıyla hakkında araştırma/ön inceleme başlatıldı. Daha bu birinci aşama. Yakın bir gelecekte yeni soruşturmalar gelecek. Buna şimdiden hazır olsun.

İstanbul’a geçmişte ihanet edildiğini Cumhurbaşkanı da söylüyor. İstanbul’da bazılarına büyük rantlar sağlandığı, Fetullahçılara önemli “kıyaklar” yapıldığı hep söylendi. Bekliyorsunuz ki, bunlar birer birer ortaya çıkarılsın. Yapılması gereken, müfettiş görevlendirilip geçmişe dönük araştırma yapılmasıdır.  Haksızlık, usulsüzlük varsa bunların yargıya intikal ettirilmesidir.

GÜÇLÜ İSİM 

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, 101 imar dosyasını 10 müfettişe incelettirdi. Bunlardan 65’inde birilerine önemli ayrıcalıklar tanındığı anlaşıldı. Villa yeri bakıyorsunuz bilmem kaç katlı apartmana dönüşmüş. Emsal artışlarıyla birilerine büyük rantlar sağlanmış. Ankara’da bunlar oluyorsa, İstanbul’da bunun kat kat fazlası yapılmıştır. Ancak ortaya çıkarılmayınca, konu yargıya da intikal ettirilmiyor. Gereğinin yapılmaması, rantçıları cesaretlendiriyor.

Geçmiş dönem araştırılırken, Fetullahçı olduğu öne sürülen ve bugün kaçak durumda olan Ankara Cumhuriyet eski Başsavcıvekili Şadan Sakınan’a da Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ne kıyaklar yaptığını Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilen suç duyurusundan öğreniyoruz. Suç duyurusunda, “FETÖ üyesi eski Başsavcıvekili Şadan Sakınan lehine rant oluşturarak örgüte menfaat sağlandığı” belirtiliyor. Peki bu kişinin özelliği ne? Memur suçlarına bakıyordu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, Savcılığa gönderdiği geçmiş döneme ilişkin suç duyurusundan birisi önceki Büyükşehir üst düzey yöneticileri ve Şadan Sakınan’la ilgili.

NE HİKMETSE!

Şadan Sakınan döneminde, bazı belediye üst düzey yöneticilerin kayrıldığı, onlar hakkında yapılan suç duyurularının hep “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararıyla sonuçlanıyordu. Peki, bu kararları veren, bugün ise kaçak durumda olan Şadan Sakınan’la ilgili savcılığa yapılan suç duyurusundan bir bölüm okuyalım:

“Şikayete konu olayın özü, kamuya ait bir taşınmazın, zaman içerisinde bilinçli ve planlı şekilde alınan meclis kararları ve imar değişiklikleri ile FETÖ mensubu kişilere, hukuka aykırı işlem ve eylemler bütünlüğü dahilinde tahsis edilerek hukuka aykırı maddi menfaat sağlanmasıdır. 17-25 Aralık 2013’ün ardından tüm yurtta yapılan FETÖ operasyonları, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında artarak devam etmiş ve binlerce dosya yargıya intikal etmiştir.  Ne hikmetse, FETÖ’nün finansmanını sağlayan bu imar rantı operasyonları Ankara’da bugüne dek gerçekleşmemiştir. Oysaki TBMM kürsüsünde dahi dile getirilen açıklıkta Ankara’da FETÖ’nün etkin olduğu yıllarda hangi binaların kimler tarafından yapıldığı açık kaynaklarda dahi bulunabilen bir husustur.”

O KOZ ELİNDEN ALINIR

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, geçmişe dönük araştırmaları yaptırıyor, bölüm bölüm yargıya intikal ettiriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılan eleştirilerden birisi, geçmiş döneme ilişkin sağlanan rantlar başta olmak üzere haksız kazançların üzerine yeterince gitmediğidir.

“Kanal İstanbul”la ilgili astırdığı afişleri bile konu yapan, bunun için harcanan paranın başkandan tahsilinin gündeme gelmesi yetmiyor. Bir de “İdarenin bütünlüğü ve kamu görevlerinde birliğin sağlanması ilkesine açıkça aykırı hareket ettiği, devlet politikası haline gelmiş ve kamu kaynağı kullanılarak yürütülen bir projeye yine kamu kaynağı kullanılarak muhalefet ettiği” gerekçe gösterilip hakkında suç duyurusuna bile hazırlanılıyor.

Tüm bunlar olurken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yapması gerekenler de var.

İktidarın en büyük argümanı belediye (kamu) parasının usulsüz harcandığı iddiası. Bu iddiaları karara bağlamak veya Sayıştay’a gönderme İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yetkisindedir. Bu olanağın kullanılmasıyla, iktidarın en büyük kozu elinden alınmış olacak.

BOŞA MI KONUŞTULAR?

Büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde, kullanılan belediye kaynaklarını en iyi İstanbul’da yaşayanlar biliyor. İmamoğlu da, İçişleri Bakanı’na “Seçim zamanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı araçlarıyla kampanya yapılırken neredeydiniz?” diye soruyor. Bu konuda, İmamoğlu gerekli adımları atmıyorsa, şikayet etmeye hakkı olamaz. Çünkü, yakındığı konuları saptamak, yargı kararıyla tahsili için süreci başlatma/gereğini yapma yetkisine sahip icra makamı kendisidir.

İstanbul’da yaşanan imar oyunlarının ne zaman yargıya intikal edeceği, bu olayların içinde kimlerin rolü bulunduğunu ancak o zaman öğrenebileceğiz. Eğer yargıya gitmezse, o zaman CHP’lilerin hep boşa konuştuğu söylenecektir. Haksız da sayılmazlar.