1960 yılından, idamın Anayasamızdan çıkarıldığı 2004 yılına kadar 129 kişi idam edildi. İdamların 37’si 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra gerçekleştirildi. 1980’de idam edilen 6 gençten birisi de Erdal Eren’di. İdam edilenlerin bazılarının aradan yıllar geçtikten sonra suçsuzluğu da ortaya çıkıyor. O yüzden, idam cezasının telafisi yok. İktidar, her fırsatta “Bazı suçlar için idam cezasını” gündeme getirse de bunun olmayacağını da biliyor.

Tam 40 yıl önce 13 Aralık 1980’de idam edilen rahmetli Erdal Eren’in yaşının büyütüldükten sonra idam edildiği gündeme getiriliyor. Bu konuyu, Başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan da sıkça dile getiriyor, Mustafa Pehlivanoğlu’nun idam öncesi mektubunu miting meydanlarında okuyordu. Onca yüksek hakim 17 yaşındaki bir gencimizi idam ettirmek için yaşının büyüttürmekle suçlanıyor.

ANKARA, 2 ŞUBAT 1980

Gazetecinin görevi acı da olsa gerçekleri ortaya koymaktır. Erdal Eren, gerçekten 17 yaşında mı suç işledi, idam edildiğinde 17 yaşında mıydı? Bunun için 40 yıl öncesinin dosyasına ulaşmak gerekiyordu. Evet, Erdal Eren’in dosyasına ulaştım.

30 Ocak 1980 tarihinde, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisi Mehmet Sinan Süner, çatışmada polis tarafından öldürüldü. Halkın Kurtuluşu örgütü mensupları da 2 Şubat1980’de Süner’in öldürülüşünü protesto için Ankara-Hoşdere caddesinde toplanmıştı.

Asteğmen Murat Kılıç komutasındaki 12 kişilik askeri tim olay yerine geldi. Araçtan inen askerler, slogan atan topluluğu dağıtmak ve kişileri yakalamak için harekete geçti. Kalabalık sağa-sola dağılmaya başladı. Askerler, Reşat Nuri Sokak’a doğru slogan atarak giden grubun peşine düştü. Gerisini mahkeme belgesinden aktarıyorum:

“8 numaralı Ayyıldız apartmanının bahçesinde, sanık, elindeki tabancayla inzibat erlerine 3 veya 4 el ateş etti. İnzibat eri Zekeriya Önge yaralanıp yere düştü. Kalaslar arasında gizlenen sanık Erdal Eren, etrafının çevrilmesi üzerine ellerini havaya kaldırarak teslim oldu. Kalaslar arasında yapılan aramada tabanca bulundu. Er Zekeriya Önge, hastaneye kaldırılırken yolda vefat etti. Yapılan otopsisinde, sırtından mermi giriş deliği tespit edildi. Merminin, sanık Erdal Eren’in tabancadan atıldığına dair tereddüde yer verecek hiçbir durum bulunmadığı kanaatine varıldı.”

“SİYASİ İNANCIMA TERS”

12 Eylül 1980 öncesi gerçekleşen bu olayın davası devam ediyordu. Erdal Eren, savunmasında, “Biz devrimcilerin, alçakça katledilen yoldaşlara son saygı görevini yasaları da çiğneyerek yapması meşrudur. Bana ölüm cezası verebilirsiniz. Fakat bu ilelebet sürmeyecektir. Bir gün mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru karar verecektir” diyor; son sözü “Faşizme ölüm, halka hürriyet” oluyor.

Erdal Eren, 17 Mart 1980 tarihinde mahkeme heyetine sunduğu ve dava dosyasının 86. dizininde yer alan el yazısında şu iddiada bulunuyor:

“Ben, bu olay içerisinde kasten bir eri öldürmedim. Benim, bu şartlar içinde bir eri öldürmem siyasi inancıma da terstir. Kaldı ki, eğer isteyerek öldürmüş olsaydım, bu öldürme olaylarını sürdürecek durumdaydım. Askerlerin hepsi hedef sınırlarım içerisinde olmasına rağmen ne öleni, ne de başkasını öldürme kastım olmadığından ateş etmedim.”

TEMYİZ AŞAMASINDA

İdam cezası verilinceye kadar yaş konusu gündeme getirilmemişti. Temyiz aşamasında avukatları karara itirazlarının 4 maddesinde yaş konusu şöyle gündeme getirildi:



“Erdal Eren’in nüfustaki doğum kaydı 25 Eylül 1961’dir. Ancak, fizyolojik yapısı itibariyle 18 yaşından küçük olduğu, bu nedenle gerçek yaşının tespiti için kemik grafilerinin çekilerek tıbbi tespit yapılmasının gerekli olduğu.”

Askeri Yargıtay Daireler Kurulu da Eren’in “doğum tarihinde bir ihtilaf olmadığı” gerekçesiyle bu iddiaya itibar etmedi ve idam cezasını onayladı. Eren, hakkında Sıkıyönetim Mahkemesi idam cezasını 19 Mart 1980 tarihinde, yani darbeden aylar önce vermişti.

İşlediği öne sürülen suç tarihinde, Erdal Eren, 18 yaşını 4 ay 7 gün geçmişti. Zekeriya Önge’yi şehit eden Erdal Eren’in 17 yaşında olduğu iddiasını doğrulayacak dosyada bir belge de bulunmuyor. Bunlar, Askeri Yargıtay’ın 1980/111 esas ve karar sayılı dosyasında da yer alıyor.

İdam cezasına karşı olmak ayrı, “Yaşını büyütüp idam ettiler” demek ise çok farklı. Dosyadaki belgelere göre de gerçek, yaşının büyütülmediğidir. Eren’e ve şehit edilen Zekeriye Önge’e rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum.