Koronavirüs ile birlikte evlere geniş bir pencere açıldı: Etkileşimli internet seminerleri.

İngilizcesi kullanılıyor: webinar...

TÜSİAD eski başkanlarından (2010-2013) ve “Hedefler İçin İş Dünyası Platformu” Başkanı Ümit Boyner’in adına webinarlarda sıklıkla rastlıyorum.

TÜRKONFED, TÜSİAD ve UNDP Türkiye’nin “düşünce ve uygulama” üretmek üzere biraraya gelip geçen yılın başında kurduğu “Platform”; BM’nin yoksulluktan iklim değişikliğine, toplumsal cinsiyet eşitliğinden çevreye kadar 17 maddeden oluşan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini” temel alıyor.

Boyner’e virüs sonrası yakınsanan sorunlar dizininde “uygulamaya” dair izlenimlerini soruyorum.

★★★

800 kadar işletmeyle ilki Türkiye’de Covid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart itibarıyla, ikincisi mayısın son iki haftası olmak üzere 2 anket düzenlediler.

Sonuçları hem kamuoyuyla, hem de kamu yönetimi ile paylaştılar.

Anketlerdeki ortak payda ne derseniz; “Birlikte çalışma” iradesi diye özetleyebilirim.

Boyner, Sağlık Bakanlığı’nda oluşan “Bilim Kurulu”nun buna iyi bir örnek olduğunun altını çiziyor.

★★★

İşletmelerde sermaye yetersizliği ve devletin sağladığı istihdam desteklerinin bitmesi nedeniyle kaygılar artıyor.

Özel sektörün yol haritasına “döngüsel ekonomi” oturuyor.

İşletmelerin kaynak yaratma sorununu çözmeye odaklandığını söyleyen Boyner “Tekstil sektöründe örnekleri oluşuyor. Atıklar değerlendiriliyor. Döngüsel ekonomi makro politakalara girmeli” diyor.

Tencerede pişirip, kapağında yemekten başka care yok!

★★★

Covid-19 sonrası iktidarların “merkezi mi”, “katılımcı mı” olacağı sorusu belirsizliğini koruyor.

Korumacılık artıyor. Gerçekler ile karar vericiler arasında sorun var. Bu krizden ilk önce sürdürülebilirlik kapasitesi yüksek ülkeler ve şirketler çıkacaklar” yorumunu yapıyor.

Ortalama 5 yıllık iktidar süresi olan küresel liderlerden sorunların çözümünü beklemek zor.

Ne gerekiyor?

Bilimsel veriler ışığında, ülkenin kısa-orta vadeli senaryolara dayalı stratejik aklını devereye sokmak.

★★★

Boyner TÜSİAD başkanlığı döneminde yayımladıkları “Sürdürülebilirlik Raporu”nu hatırlatıyor: “Çok az şey yaptık” diyor.

Dünyanın “har vurup harman savurma” dönemi yaşadığını söylüyor.

Virüsle birlikte ağırlaşan ekonomik ve sosyal sorunların çözümünün “çok uzun süre alacağı” ve toparlanmanın “V” şeklinde olmayacağı öngörüsünü dile getiriyor.

Hızla krizden çıkış yolu kapalı...

★★★

Avrupa’nın turizm hareketliliğini kendi ülkesine yönlendirmek için Türkiye’yi riskli gösterdiğini ve iyi niyetli olmadığını da ekleyen Boyner “Avrupa’yı duvarlarla bölebilir misiniz? Türkiye Avrupa’dan uzaklaşarak kendisini tehlikeye atıyor. Tam aksine Avrupa Birliği’ni uyandırmalıyız” diye de üsteliyor.

Boyner’in Amerika’nın bütün cilasının döküldüğü değerlendirmesi de sürpriz değil.

Sağlık ve eğitimi piyasalaştıran bir devlet, toplumsal refah üretemez.

Dünyayı kemiren en zenginler üretir!

★★★

Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu’nun geçtiğimiz günlerde yayımlanan grup içi söyleşisinde, “Avrupa pazarları” vurgusu dikkat çekiyordu.

Çakıroğlu pandemi sonrası Türkiye’nin önünde fırsat penceresi olduğunu belirterek, “Başta Avrupa olmak üzere çok büyük pazarların ortasında yer alıyoruz. Girişimci yapımız var, genç nüfusumuz var, kaliteli iş gücümüz var. Bunları bir araya getirdiğimizde yeni tedarik zinciri mimarisinde Türkiye çok önemli bir rol oynayabilir” ifadelerini kullandı.

★★★

90 binin üzerinde çalışanıyla “istihdam deposu” olan Koç Holding’in yöneticisine; “Kaliteli işgücü ifadesi, işsizleri de kapsıyor mu?” diye sormak gerek...

2012 yılında yapılan tahminlere göre Türkiye’de 2030 yılında işgücü nüfusu 65 milyona çıkacak.

Her 5 gençten bir ne eğitimde, ne de çalışma yaşamında; fırsat penceresi bu mu?

★★★

Salgın başladığında önlemlerinde önceliği sağlığa verdiklerini belirten Boyner, Covid-19 sonrasına ilişkin; teknoloji ağırlıklı katma değer üreten politikalar için çağrı yapıyor.

Eğitimden sağlığa; perakendeden imalata her alana yayılan dijitalleşme yarışında geride kalmamalıyız…

Bahçe mobilyaları ya da tencere satışını artırarak kalkınamayacağız!