Küresel ölüm-kalım savaşının ortasındayız.

Türkiye ikinci aşama önlemlerini açıklamaya başladı.

Yeni tip korona virüs (COVİD-19) mücadelesinde ilk adım atıldı: Karantina...

Okulların kapanması çalışan anne-babaların evlerinde bakıcı sorununu da beraberinde getiriyor.

Başkaca da sorunları da sıralayabiliriz ama “karantina kararı alınması gerekiyordu, alındı” diyerek bu konuyu bağlayayım.

★★★

Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Genetik Uzmanı Dr. Kaan Yılancıoğlu ile sohbetimizden anlıyorum ki; aşısı bulunana kadar COVİD-19 ile yaşayacağız... Virüsün ortaya çıktığı 12 Aralık itibarıyla, 85 ayrı şirket molekül çalışması başlatmış.

Bir Amerikan ve Belçika biyoteknoloji şirketinin geliştirdiği ilaca dikkat çekiliyorsa da, erişim zaman alacak...

★★★

Bilim dünyası, bu virüsün en kısa zamanda öldürücü etkisini, grip seviyesine indirmeye çalışıyor.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde her yıl rastlanan 5 milyon civarında grip vakasının 650 bini can kaybına yol açıyor. COVİD-19 kaynaklı can kayıplarının bunun en az 10 katına ulaşacağı tahmin ediliyor.

Yılancıoğlu, “Karantina, COVİD-19’u ortadan kaldırmayacak, vaka sayısını azaltacak. Zaman kazanılacak” diyor.

İtalya’da yaşandığı gibi hastalığın hızla yayılması benzeri bir tabloda; ortaya çıkacak yoğun bakım talebini tek başına karşılayabilecek ülke yok!

★★★

Katıldığı bir TV programında Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, “Şirketlere değil insana yatırım zamanı” diyordu.

Salgın hastalık durumunda amaç öncelikli olarak insanları yaşatmak; ikincil olarak da yaşamı sürdürülebilir kılmak oluyor.

Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği (SASDER) eski Başkanı Dr. Melih Bulut, klasik kriz ekonomisi önlemleri ile yaşam döngüsünün sürdürülemeyeceğine işaret ediyor.

Amerikan başkanlık seçimlerine Demokrat Parti’den aday adayı olan New Yorklu girişimci Andrew Yang’u hatırlatıyor.

Evrensel temel gelir” meselesi üzerinde duran Yang, teknolojinin önümüzdeki yıllarda ABD’deki istihdamın üçte birini tehdit edeceğini ileri sürüyor ve Silikon Vadisi’ni vergilendirerek Amerikan ailelerini desteklemeyi savunuyor.

Yabancısı olmadığımız bir öneri. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2015 seçimlerine giderken, Yang’a yaklaşan “Aile Geliri” formülünü ifade etmişti.

Boğaziçi Üniversitesi ekonomi profesörlerinden Ayşe Buğra ve Çağlar Keyder’in 2007 yılında okuyucuyla buluşan, “Vatandaşlık Gelirine Doğru” kitabından beri tanıdığımız bir kavram...

★★★

Hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelliler, yönetici pozisyonundakiler hariç 60 yaş ve üzerinde kamu çalışanları, 16 Mart 2020 tarihinden itibaren 12 gün idari izinli sayılacak.

Özel sektörden tık yok!

Bizim Silikon Vadisi de; COVİD-19 karanlığında satış rekorları kıran temizlik malzemeleri ve tıbbi malzeme üreticileri...

İş dünyası örgütleri, askeri ve siyasi kararlar söz konusu olunca ip gibi dizilip, hükümete destek açıklaması yapmasını biliyorlar...

Konu istihdam güvencesine gelince sesleri çıkmıyor.

Kimse onlardan cepheye koşmalarını beklemiyor.

Çalışanlarının sofrasından ekmeği eksik etmesinler yeter!

★★★

COVİD-19 mücadelesi toplumsal dayanışma gerektiriyor. IMF, Dünya Bankası, Almanya, ABD, Suudi Arabistan peş peşe milyarlarca dolarlık ek bütçeler açıkladılar.

Türkiye’nin ek bütçesi de açıklanır bugün yarın...

Bu kaynaklar şirket kurtarmaya gitmemeli, yoksullukla mücadeleye, istihdam güvencesine yönlendirilmeli... 2008 finansal krizinde makro ekonomiler toparlanıyordu, “Korona Krizi”nde hayatlar kurtarılacak...

Ne kadar süreceği belirsiz karantina/izolasyon günlerinde insanlar; “ya sağlık, ya geçim” ikilemine sıkışmamalı...