Yıl 1998, aylardan kasım...

Mesut Yılmaz, ANASOL-D olarak anılan iktidarın Başbakanı...

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise hükümeti dışarıdan destekliyor...

O yıllarda ARENA programı perşembe akşamları, dünya çapındaki mizah ustası merhum Levent Kırca’nın, eşi Oya Başar ve arkadaşlarıyla hazırladığı “Olacak O Kadar”la peş peşe yayınlanıyor.

Her iki yapımın oluşturduğu ilgi, televizyona milli maçları bile sollayan reytingler kazandırıyor.

Öyle ki, kimi zaman programların yayın saati geldiğinde sokaklarda pek kimse kalmıyor!..

★★★

Her şeyin çok güzel gittiği o günlerin birinde, Levent’in, iktidardaki ANAP’ın önde gelen isimlerinden Bakan Işılay Saygın’ı karikatürize ettiği bir parodi nedeniyle RTÜK, televizyon tarihinin en ağır cezalarından birini veriyor.

Kanal D’nin gün boyu karartılması kararı alınıyor!..

O güne kadar Kenan Evren başta olmak üzere, merhum Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Mesut Yılmaz ve Necmettin Erbakan gibi dönemin önde gelen siyasilerini kıyasıya hicveden Levent Kırca, tüm programların karartılarak televizyon seyircisinin cezalandırılmasına büyük tepki gösteriyor...

★★★

Hemen Ankara’ya giderek Meclis önünde, RTÜK’ün bu faşizan kararını protesto ediyor ve yasanın değiştirilmesi için imza kampanyası başlatıyor.

Meclis’ten beklediği desteği göremeyince, biz yakın dostlarının karşı çıkmasına ve antidemokratik RTÜK yasasının değişmesi için birlikte mücadele etme önerilerimize rağmen, Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu’nun başarılı oyunlar sahnelediği Dolmabahçe’deki çadırda açlık grevi başlatıyor.

★★★

Yanılmıyorsam açlık grevinin üçüncü gününde Oya Başar yana yakıla beni arıyor.

Ağlamaklı bir sesle “Uğur ne olur Levent’i bu kararından vazgeçirin. Yaptığımız işlerden onlarca insan ekmek yiyor. Ayrıca Kanal D’ye ve seyircimize verilmiş sözlerimiz var. Levent hastalanırsa bunların hiçbirini yerine getiremeyiz. Hükümeti dışarıdan destekleyen Deniz Baykal, RTÜK yasasının değişeceği sözünü verirse, açlık eylemi de amacına ulaşmış olur” diyor.

Hemen harekete geçip CHP lideri Baykal’ı arıyorum.

Dikkatle dinledikten sonra Levent’in kendisiyle ilgili parodilerini büyük keyifle izlediğini ve onun yeri doldurulamayacak olağanüstü yetenekli bir mizah ustası olduğunu söylüyor. Ayrıca RTÜK kararını çok ağır ve kabul edilemez bulduğunu belirterek, yasanın değişmesi için partisinin Meclis’te, üzerine düşeni yapacağı sözünü veriyor...

★★★

O gece Deniz Bey, İstanbul’a geliyor. Dostluğuyla gurur duyduğum, medyamızın en saygın isimlerinden Haluk Şahin’le birlikte Dolmabahçe’deki çadıra gidiyoruz. Deniz Bey, bana telefonda söylediklerini bir kez de canlı yayınımızda dile getirip Levent’i ikna ettikten sonra, açlık grevinin sona erdiğini duyuruyoruz.

★★★

Türkiye’de liderler, işbaşına geldiklerinde iktidardan hiç inmeyeceklerini düşünürler.

O nedenle gelecekte kendi aleyhlerine kullanılacak bazı yasaları çıkarmakta ısrar ederler.

İşte bu alışkanlık nedeniyle, o dönemde, antidemokratik RTÜK yasasının değiştirilmesi için Meclis’te hiçbir girişimde bulunulmadı.

Böylece AKP’ye, çağdaş demokrasilerin hiçbirinde bulunmayan bize özel bir RTÜK yasası adeta altın tabakta sunuldu!..

★★★

Ve bugünlere, RTÜK’ün, TELE1 TV ile HALK TV’ye, iktidarın hoşlanmadığı düşüncelerin bu televizyonlarda dile getirilmesi nedeniyle 5’er gün karatma cezası verdiği kapkara günlere gelindi...

Kararı duyduğumda hemen o açlık grevini hatırladım ve değerli dostum Levent Kırca’nın bir günlük ekran karatma cezasıyla ucuz kurtulmuş olduğunu düşündüm...

Yaşıyor ve siyasileri hicvettiği “Olacak O Kadar”ı bugün,  TELE1 TV ya da HALK TV’de yapıyor olsaydı, hem televizyonun, hem de kendisinin başına neler gelirdi, varın siz düşünün!..