Enflasyonda artış şubatta da sürerken, Merkez Bankası'ndan (TCMB) faiz artışı beklentileri de arttı.

Şubatta tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 15,61, aylık yüzde 0,91 artışla piyasa beklentilerinin üzerine çıktı. Enflasyondaki artış eğiliminin önümüzdeki iki ayda devam etmesi beklenirken, TCMB'nin şu an yüzde 17 seviyesinde olan politika faizini 18 Mart'taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında artırmak zorunda kalabileceği belirtiliyor.


'KUR DÜŞTÜ AMA EMTİA FİYATLARI ARTTI'


Şubat enflasyonunun beklentilerin üzerinde geldiğine dikkat çeken TCMB'nin eski baş ekonomisti ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, kasımdan bu yana döviz kurlarındaki düşüşe rağmen enflasyonun yükselmeye devam etmesinin iki nedeni olduğunu dile getirdi:

"Birincisi yurt dışı petrol, ana metal ve tarımsal ürünler gibi emtia fiyatlarındaki sert artışlar. İkincisi de baz etkileri."

Mayıstan sonra baz etkileri olumluya döneceği için piyasanın enflasyonda belirgin bir düşüş beklediğini ancak emtia fiyatlarındaki artışların devam ettiğini belirten Kara, "Bunun yanı sıra ekonominin kademeli açılmasıyla birlikte özellikle sosyal mesafe kısıtlarından etkilenen hizmetlerde talep ciddi artacak. Birikmiş maliyetler fiyatlara yansıtılmaya devam edebilir. Bu nedenle mayıstan itibaren enflasyonda beklenen düşüş piyasanın tahmin ettiğinden daha sınırlı olacak gibi görünüyor" değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Hakan Kara

'İLAVE SIKILAŞTIRMA GELMEZSE...'


"Merkez Bankasının geçtiğimiz ay faizi sabit tutması, bunun yerine zorunlu karşılıkları artırması riskli bir karar oldu" diyen deneyimli iktisatçı, "Önümüzdeki aylarda faizlerde ilave bir sıkılaşma olmadığı taktirde yıl sonunda enflasyon hedefin çok üzerinde, yüzde 13-15 arasında gerçekleşebilir" uyarısında bulundu.

"Tabii, parasal sıkılaşmanın kalıcı çözüm getirmeyeceğini de vurgulamak gerekiyor" ekini yapan Kara, "Para politikasının tek başına bu süreci yönetmesi çok zor. İnandırıcı bir makro ekonomik program ve daha kapsamlı bir beklenti yönetimine ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

'FAİZ ARTIŞI İHTİMALİ ARTTI'


Hollanda merkezli Rabobank'ın Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys de şubat enflasyonunun beklentilerin üzerinde geldiğine işaret ederek, TCMB'nin 18 Mart'ta faiz artışa gitme ihtimalinin arttığını belirtti.

ABD'de tahvil faizlerindeki artışın devam ettiğini ve doların güçlendiğini hatırlatan Matys, TCMB'nin bir faiz artışına gitmesinin TL'yi destekleyeceğini, TCMB'nin adım atmamasının ise bazı yatırımcıları sıkı para politikası uygulanacağına dair güven konusunda hayal kırıklığına uğratabileceğini dile getirdi.

Piotr Matys

MORGAN STANLEY 100 BAZ PUAN ARTIŞ BEKLİYOR


Reuters'ın aktardığına göre, Morgan Stanley stratejisti James Lord, "TCMB son zamanlarda mükemmel bir iş başarmış olsa da yatırımcılar hâlâ TL'yi en riskli para birimlerinden biri olarak görüyor. Eğer ABD'de tahvil getirileri yükselmeye devam ederse TL biraz daha zayıflayabilir... Eğer (ABD tahvil faizleri) yükselirse TCMB'nin faiz artışına olan eğilimi de artabilir. Bankanın enflasyonla mücadeledeki yeterliliğine ve (sıkı) para politikası sürdürmedeki iştahına dair piyasaları ikna etmek için çok çalıştığını unutmamalıyız" dedi ve ekledi:

"Büyük ihtimalle (TCMB) bir sonraki toplantıda adım atacak. Gelecek toplantıda 100 baz puan faiz artışı bekliyoruz ki bu piyasaların aslında beklediği bir şey değil ancak bu olursa TL muhtemelen istikrara kavuşacaktır."

Enver Erkan

'FAİZ ARTIŞI ŞARTLARI OLGUNLAŞIYOR'


Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan, "Enflasyondaki belirsizlik aralığının yüksekliği şu anda TCMB’yi en çok zorlayacak konu" dedi.

"18 Mart’ta bir proaktif adım gelme olasılığı var. Enflasyondan ve global faizlerden gelen baskı, bir ay önceki PPK’ya göre daha fazla ağırlık kazandı" değerlendirmesinde bulunan Erkan şöyle devam etti:

"Bir faiz artışı daha olursa, bu büyük ihtimalle son faiz artışı olacaktır. Enflasyondaki sıkıştırıcı etki, de-dolarizasyonun başlamaması, son kur artışının oluşturduğu belirsiz durum ve global faizlerin baskısı, yılın ilk yarısında bir faiz artışı olasılığı şartlarını olgunlaştırıyor. Diğer taraftan enflasyon konusu, yapısal sorunlar itibariyle sadece faiz artışıyla değil ekonominin genel politikaları itibariyle de ele alınmalı."