Türkiye’de boşanmaların bir numaralı gündem maddesi olan ‘Düğün takıları kimde kalacak?’ sorusu, henüz netliğe kavuşamadı. Yargıtay, son 3 yılda düğün takılarının kimde kalacağına yönelik farklı kararlar verdi. Yüksek mahkeme, Şubat 2018’de 'takılar kadının' derken, Aralık 2020’de ise 'Takılar ortak mal' şeklinde hüküm bildirdi.

Peki mevcut durum boşanma aşamasındaki çiftler için ne anlama geliyor?

Hukukçular SÖZCÜ için yorumladı.

“BOŞANDIKTAN SONRA KADININ ELİNDE SADECE TAKILARI KALIYOR”


Avukat Ayşegül Celayir, Yargıtay’ın takı konusunda 1990’lı yıllarda istikrarlı gittiğini ve “Düğünde takılar kadına aittir” hükmünde ısrarcı olduğunu kaydetti. Celayir, “O yıllarda, kadın boşansa da hak talep edemediği için Yargıtay’da en azından takılar kadında kalsın anlayışı mevcuttu. 2001 yılında değişen Medeni Kanun ile birlikte, yasal mal rejimi gündeme geldi. Yani, kadın evlilik birliği içerisinde kendi rızası ile verdiği takıları boşanma aşamasında geri istemiyordu. Ve evlilik birliği içerisinde alınan gayrimenkul ve menkul mallar ikiye bölünüyordu. Yargıtay, verdiği son kararda ise, düğünde takılan ziynet eşyalarında kadına özgü kolye, küpe gibi takıların kadına, erkeğe özgü kemer, kol saati gibi takıların da erkeğe verilmesini kararlaştırdı. Kime ait olduğu belli olmayan çeyrek, yarım, tam gibi altınlar içinde ortaktır kararını verdi” diye konuştu.

Türkiye’deki sistemde bakıldığında evlilik birliği içerisinde alınan gayrimenkul ve menkullerin erkek üzerine kayıtlı olduğu ve ona ait olarak kabul gördüğünü anlatan Celayir, “Bu durumda da kadının elinde sadece takıları kalıyor” dedi. Celayir, hukukçuların da Yargıtay’ın bu kararında henüz görüş birliğine varamadıklarını belirterek sözlerini noktaladı.

Avukat Kevser Yıldırım

“KİME TAKILDIĞI TESPİT EDİLEMEYEN TAKI PAYLI MÜLKİYETE GİRER”


Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Avukat Kevser Yıldırım, Yargıtay’ın son kararında kadına-erkeğe özgü takı ayrımına gittiğini kaydederek, “Kadına özgü bilezik, küpe gibi takılar kadına, erkeğe özgü kemer saat gibi takılar ise erkeğe kalacak şeklinde Yargıtay’ın hükmü var. Aynı zamanda, kime takıldığı tespit edilemeyen takıyı, paylı mülkiyet sayıp eşler arasında paylaştırmıştır" dedi ve ekledi:

"Halbuki Yargıtay'ın eskiden vermiş olduğu kararlarda; takıların kime takıldığı tespit edilsin veya edilemesin hepsi kadınındı. Ancak şu an kadına takıldığı tespit edilen takılar kadının, erkeğe takıldığı tespit edilen takılar erkeğin, tespit edilemeyen takılar ise her ikisinin paylı mülkiyeti olarak kabul edilmektedir."

[special_article_template title="" desc="Kadına takıldığı tespit edilen takılar kadının, erkeğe takıldığı tespit edilen takılar erkeğin, tespit edilemeyen takılar ise her ikisinin paylı mülkiyeti olarak kabul edilmektedir" who="Avukat Kevser Yıldırım">

“KADINA TAKIYI İSPAT ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ DE GETİRİR”


Avukat Okay Durman da Yargıtay’ın bugüne dek, evlilik münasebetiyle hediye edilen ziynet eşyalarını, kadının kişisel malı olarak kabul ettiğinin altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: “Ziynet eşyalarının edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde koca ile paylaşılmayacağını içtihat vermişti. Özellikle de kimin ailesi veya yakını tarafından takılmış olmasına bakılmaksızın evlilik nedeniyle takılan ziynet eşyalarını kadına bağış olarak değerlendirip, kadının kişisel malı saymaktaydı. Ancak, yeni kararlar açısından kadınlara yeni bir ispat yükü yüklenmekte, kadına özgü olmadığı değerlendirilen ziynet eşyalarının, kadın açısından kişisel mal olduğuna dair ispatlanması yükümlülüğü doğmaktadır” dedi.